Abaküs Yazılım
Hukuk Genel Kurulu
Esas No: 2012/4-511
Karar No: 2012/1280
Karar Tarihi: 19.12.2012

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2012/4-511 Esas 2012/1280 Karar Sayılı İlamı

Hukuk Genel Kurulu         2012/4-511 E.  ,  2012/1280 K.
  • BASIN YOLUYLA KİŞİLİK HAKLARINA SALDIRIDAN DOLAYI UĞRANILAN MANEVİ ZARARIN ÖDETİLMESİ İSTEMİ
  • BASIN ÖZGÜRLÜĞÜ İLE KİŞİLİK DEĞERLERİ
  • KAMU YARARI
  • BASIN KANUNU (5187) Madde 3
  • BASIN KANUNU (5187) Madde 1
  • 1982 ANAYASASI (2709) Madde 28

"İçtihat Metni"

Taraflar arasındaki “tazminat” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Ankara 13. Asliye Hukuk Mahkemesince davanın kısmen kabulüne dair verilen 09.02.2010 gün ve 2009/144 E., 2010/20 K. sayılı kararın incelenmesinin taraf vekillerince istenilmesi üzerine, Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 07.04.2011 gün ve 2010/4777 E., 2011/3840 K. sayılı ilamı ile;

(…Davacı A. vekili Avukat H. tarafından, davalı ….  Gazetecilik ve Mat. A.Ş  aleyhine 10/04/2009 gününde verilen dilekçe ile tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 09/02/2010 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı ve davalı vekilleri taraflarından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.

Dava, basın yoluyla kişilik haklarına saldırıdan dolayı uğranılan manevi zararın ödetilmesi istemine ilişkindir. Yerel mahkemece istemin bir bölümü kabul edilmiş; karar, taraflarca temyiz olunmuştur.

Davacı, … gazetesinin 03.03.2009 günlü sayısında “…  Partili vekile çete fezlekesi” başlığı ile yayımlanan, hakkında çete soruşturması kapsamında fezleke düzenlenerek meclise gönderildiği biçimindeki haberin gerçeğe aykırı olup kişilik haklarına saldırı oluşturduğunu belirterek, davalının manevi tazminat ile sorumlu tutulmalarını istemiştir.

Davalı ise, haberde kamu yararı ve toplumsal ilginin bulunduğunu, yayımlandığı anda yaptığı araştırma ile yetinerek ve resmi nitelikteki bültene dayanarak kamuoyuna duyurulan haberin hukuka uygun olduğunu belirterek, istemin reddedilmesi gerektiğini savunmuştur.  

Yerel mahkemece, kullanılan söz ve anlatımın davacının kişilik haklarına saldırı oluşturacak nitelikte ağır suçlamalar olduğu, davacı hakkında fezleke düzenlenmesi biçiminde bir suç duyurusunda bulunulmadığı, haberin kamuoyunu aydınlatma ve haber vermek amacıyla değil siyasi amaçla, davacıyı toplum karşısında küçük düşürmek için yazıldığının kabul edilmesi gerektiği gerekçesi ile istemin bir bölümü kabul edilmiştir. 

Basın özgürlüğü, Anayasanın 28. maddesi ile 5187 sayılı Basın Yasasının 1. ve 3. maddelerinde düzenlenmiştir. Bu düzenlemelerde basının özgürce yayın yapmasının güvence altına alındığı görülmektedir. Basına sağlanan güvencenin amacı; toplumun sağlıklı, mutlu ve güvenlik içinde yaşayabilmesini gerçekleştirmektir. Bu durum da halkın dünyada ve özellikle içinde yaşadığı toplumda meydana gelen ve toplumu ilgilendiren konularda bilgi sahibi olması ile olanaklıdır. Basın, olayları izleme, araştırma, değerlendirme, yayma ve böylece kişileri bilgilendirme, öğretme, aydınlatma ve yönlendirmede yetkili ve aynı zamanda sorumludur. Basının bu nedenle ayrı bir konumu bulunmaktadır. Bunun içindir ki, bu tür davaların çözüme kavuşturulmasında ayrı ölçütlerin koşul olarak aranması, genel durumlardaki  hukuka   aykırılık   teşkil  eden  eylemlerin  değerlendirilmesinden  farklı  bir yöntemin izlenmesi gerekmektedir. Basın dışı bir olaydaki davranış biçiminin hukuka aykırılık oluşturduğunun kabul edildiği durumlarda, basın yoluyla yapılan bir yayındaki olay hukuka aykırılık oluşturmayabilir.

Ne var ki basın özgürlüğü sınırsız olmayıp, yayınlarında Anayasanın Temel Hak ve Özgürlükler bölümü ile Türk Medeni Kanununun 24 ve 25. maddesinde yer alan ve yine özel yasalarla güvence altına alınmış bulunan kişilik haklarına saldırıda bulunulmaması da yasal ve hukuki bir zorunluluktur.

Basın özgürlüğü ile kişilik değerlerinin karşı karşıya geldiği durumlarda; hukuk düzeninin çatışan iki değeri aynı zamanda koruma altına alması düşünülemez. Bu iki değerden birinin diğerine üstün tutulması gerektiği, bunun sonucunda da, daha az üstün olan yararın daha çok üstün tutulması gereken yarar karşısında o olayda ve o an için korumasız   kalmasının uygunluğu kabul edilecektir. Bunun için temel ölçüt kamu yararıdır. Gerek yazılı ve gerekse görsel basın bu işlevini yerine getirirken, özellikle yayının gerçek olmasını, kamu yararı bulunmasını, toplumsal ilginin varlığını, konunun güncelliğini gözetmeli, haberi verirken özle biçim arasındaki dengeyi de korumalıdır. Yine basın, objektif sınırlar içinde kalmak suretiyle yayın yapmalıdır. O anda ve görünürde var olup da sonradan gerçek olmadığı anlaşılan olayların yayınından da basın sorumlu tutulmamalıdır.

Dosya içeriğinden; haberde yer alan bilgilerin, dinleme kayıt dökümü içinde davacının adının da geçtiği "O…" operasyonu çerçevesinde yürütülen soruşturma üzerine hazırlanan iddianameye dayandığı anlaşılmaktadır. Haberde, davacı hakkında fezleke düzenlendiğine ilişkin yanılgı, haberin bütünü içerisinde yer alan bir ayrıntı niteliğinde olup yayınlandığı gündeki görünür gerçekliğe uygun olan haber, davacının kişilik haklarına saldırı oluşturmaz.

Yerel mahkemece açıklanan yönler gözetilerek, istemin tümden reddedilmesi gerekirken, yerinde olmayan yazılı gerekçeyle davacı yararına manevi tazminat takdir edilmiş olması usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekmiştir...)

gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

TEMYİZ  EDEN  : Davalı vekili 

                                               HUKUK GENEL KURULU KARARI 

Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:

Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre, Hukuk Genel Kurulu’nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.

S O N U Ç : Davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı 6217 sayılı Kanunun 30.maddesi ile 6100 sayılı  Hukuk Muhakemeleri Kanununa eklenen “ Geçici madde 3” atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 429. Maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde peşin temyiz harcının yatırana geri verilmesine aynı Kanun"un 440.maddesi uyarınca miktar itibari ile karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere 19.12.2012 gününde oybirliği ile karar verildi.

Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi