10. Hukuk Dairesi 2019/2322 E. , 2019/9669 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava, hizmet tespiti istemine ilişkindir.
Mahkeme, ilâmında belirtildiği üzere bozmaya uyarak davanın kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Dosyada yazılara toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre, davacının tüm, davalıların sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
Davanın yasal dayanağı 506 sayılı yasanın 79. maddesidir. Anayasal haklar arasında yer alan sosyal güvenliğin yaşama geçirilmesindeki etkisi gözetildiğinde, sigortalı konumunda geçen çalışma sürelerinin saptanmasına ilişkin davalar, kamu düzenine ilişkin olduğundan, özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi zorunludur. Bu bağlamda, hak kayıplarının ve gerçeğe aykırı sigortalılık süresi edinme durumlarının önlenmesi, temel insan haklarından olan sosyal güvenlik hakkının korunabilmesi için, bu tür davalarda tarafların gösterdiği kanıtlarla yetinilmeyip, gerek görüldüğünde, re’sen araştırma yapılarak kanıt toplanabileceği de göz önünde bulundurulmalıdır.
İnceleme konusu davada; davacının davalıya ait çiftlikte kahya olarak 30.05.2003-20.06.2012 tarihleri arasında sürekli ve kesintisiz çalıştığının tespitini talep ettiği, mahkemece davanın kısmen kabulüne dair ilk karar Dairemizin 09.09.2014 tarihli ilamı ile; davacının eşi ve kızı tarafından 2005 yılında 5-6 ay çalışmaya ara verildiği şeklinde beyanda bulunulduğundan ara verilen dönem ve çalışmanın sona erdiği tarihin araştırılarak karar verilmesi gerektiği yönünden bozulduğu, mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda davacının 30.05.2003-20.06.2012 tarihleri arasında kesintisiz olarak çalıştığının ve 3142 günlük süresinin bildirilmediğinin tespitine karar verildiği anlaşılmaktadır.
506 sayılı Kanunun 79/10. maddesi hükmüne göre; Kuruma bildirilmeyen hizmetlerin sigortalı hizmet olarak değerlendirilmesine ilişkin davanın, tespiti istenen hizmetin geçtiği yılın sonundan başlayarak 5 yıl içinde açılması gerekir. Çalışmanın tespiti istemiyle hak arama yönünden kanun ile getirilen süre, doğrudan doğruya hakkın özünü etkileyen hak düşürücü niteliktedir ve dolması ile hakkın özü bir daha canlanmamak üzere ortadan kalkmaktadır. 506 sayılı Kanunun kabul edilip yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla beş yıl olarak öngörülen süre, 09.07.1987 tarihinde yürürlüğe giren 3395 sayılı Kanunun 5. maddesiyle on yıla çıkarılmış, daha sonra 07.06.1994 tarihinde yürürlüğe giren 3995 sayılı Kanunun 3. maddesiyle yeniden beş yıl olarak belirlenmiştir. Bu yönde, anılan madde hükmünde yer alan hak düşürücü süre; yönetmelikle tespit edilen belgeleri işveren tarafından verilmeyen veya çalışmaları Kurumca tespit edilemeyen sigortalılar için geçerlidir.
Somut davada, davacı davalıya ait çiftlikte çalıştığı halde 07.04.2004-30.12.2011 tarihleri arasında davalıya ait farklı iş yerlerinden kesintili bildirimlerinin olduğu, zabıta araştırması ile 30.09.2005-15.02.2006 tarihleri arasında çalışmaya ara verdiğinin tespit edildiği görülmektedir.
Davacının 30.09.2005-15.02.2006 tarihleri arasında çalışmaya ara verdiğinin sabit olması karşısında 07.04.2004 tarihi öncesi dönem hak düşürücü süreye uğramıştır. Ara vermeden sonraki dönem yönünden ise davacının kesintisiz çalıştığına ilişkin tespit yerindedir.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular göz ardı edilerek eksik araştırma ve inceleme sonucu yazılı şekilde karar tesisi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, taraf vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
S O N U Ç : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalılardan ..."e iadesine, 10.12.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.