3. Hukuk Dairesi 2018/3442 E. , 2018/6249 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, belediye ekipleri tarafından yapılan denetimde,davalıya ait ... Nakliyat adlı işyerinde abone olunmadan kaçak su kullanıldığının tespit edildiğini, suyu abonesiz kullanan davalının su bedelini ödemekle yükümlü olduğunu, kaçak kullanım nedeni ile 1.747 m3 su kullanımı tespit edildiğini, 2008 yılı gelir tarifesine göre 7.madde gereği 8.735,00 TL su bedeli ve 50,00 TL ceza ilave edilmek sureti ile 8.785,00 TL cezalı su bedeli tahakkuk ettirildiğini,ödenmemesi nedeni ile davalı aleyhine ... 1.İcra Müdürlüğü’nün 2010/2570 esası ile takip yaptıklarını, davalı tarafından haksız ve yersiz itiraz üzerine takibin durdurulduğunu ileri sürerek,itirazının iptali ile takibin devamına ve % 40"tan aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı duruşmadaki beyanında; takibe konu su bedeli ile ilgisi olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece davanın kısmen kabulüne ilişkin verilen kararın davalı tarafından temyiz edilmesi neticesinde ,Yargıtay 7.H.D.’nin 31.10.2013 tarih ve 2012/4170 E. 2013/17990 K. sayılı ilamı ile ‘’...işyerinin davalıya ait olmadığının belirlenmesi halinde alacaktan sorumlu tutulamayacağı,mahkemece davalı tarafın savunması üzerinde yeterince durulmadığı, davalı tanıkları dinlenilmeden ve davacı tanık anlatımları yeterince değerlendirilmeden tutanağın doğru olduğu kabul edilerek karar verildiği, tutanak düzenleyicisi davacı tanığının beyanında “işyerindeki görevliye” tutanağı imzalattıklarını açıkladığı gözetildiğinde öne sürülen savunma göz ardı edilerek eksik araştırma ve soruşturma ile hüküm verildiği,bu yöndeki uyuşmazlığın açıklığa kavuşması için tutanak tutulan adreste faaliyet gösteren iş yerinin kayıtlarının Vergi Dairesi ve Ticaret Sicili Müdürlüğü’nden getirtilmesi,gerekirse davalı tanıklarının da dinlenilmesi, daha sonra toplanan ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek, davalının var ise sorumluluğunun duraksamasız şekilde belirlenmesi sonrasında hüküm tesisi gerektiği... ‘’ gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde ise, davalının 21/05/2007 tarihinde işi terk ettiği,dava konusu dönemde işyerini davalının kullanmadığının gelen belgelerden ve tanık beyanlarından anlaşıldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş,hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava;kaçak su bedelinden kaynaklı itirazın iptali istemine ilişkindir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun ve Dairemizin istikrar kazanmış uygulamasına göre, abonelik iptal ettirilmedikçe o abonelik üzerinden tüketilen su, elektrik ve doğalgaz bedelinden fiili kullanıcı ile birlikte abone de müteselsilen sorumludur.
Bu durumda, aboneliğini iptal ettirmeyen ve kaçak kullanıma sebebiyet veren abonenin de sözleşme nedeni ile sorumlu bulunduğunun kabulü gerekmektedir. Nitekim, aynı ilkeler HGK 27.04.2011 tarih ve 2011/19-104 E.-239 K. sayılı kararında da benimsenmiştir.
Somut olayda;mahkemece bozma ilamı sonrasında gerekli inceleme ve araştırmalar yapılmış ise de, ... Vergi Dairesi’nin 09.07.2014 tarihli ‘’davalının vergi mükellefi iken 21.05.2007 tarihinde işi terk ettiği’’ yazısı ve birtakım tanık beyanları nazara alınmak suretiyle hatalı değerlendirme ile davanın reddine karar verildiği anlaşılmaktadır.
Nitekim dosya kapsamında yer alan 17.11.2014 tarihli kolluk tutanağında ... Nakliyatın 09.07.2008 tarihinde ... Nakliyat olarak ilgili adreste iki yıl faaliyet gösterdiğinin tespit edildiği,tutanak mümzilerinden ...’ın beyanı incelendiğinde ise,ilgili adreste kaçak su kullanımı olduğunu tespit ettiklerini ve burasının bir ticarethane olduğunu, orada bulunan ... adlı şahıstan sorduklarında bu yerin ‘’... Nakliyat ...’’ın kullandığı işletmesi olduğunu anlayıp tutanağa bu şekilde yazdıklarını beyan etiği,davalı tanıklarından ...’in de davalının ilgili adreste 5-6 yıl nakliye komisyonculuğu yaptığı yönündeki beyanı ve diğer davalı tanığı olan ...’nin de kaçak suyu kimin çektiğine dair bilgisi olmadığı yönündeki beyanları hep birlikte değerlendirildiğinde,davalının ilgili adresi davaya konu edilen kaçak tutanak tarihinde kullandığının kabulü gerektiği kuşkusuzdur.
Bu itibarla,mahkemece,alanında uzman bilirkişi heyetinden davalının sorumlu olduğu kaçak su bedelinin belirlenmesi yönünden Yargıtay ve taraf denetimine elverişli rapor alınması suretiyle sonucuna uygun hüküm tesisi gerekirken,yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş,bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenle hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nun 440.maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 04.06.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.