(Kapatılan) 13. Hukuk Dairesi 2009/1038 E. , 2010/424 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı ve davalı ... avukatınca duruşmalı olarak temyiz edilmiş ise de, dava duruşmaya tabi olmadığından incelemenin evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, davalı şirket tarafından ... ilçesinde kurulan Kombi Tatil Sitesinden 17.11.1997 tarihli harici sözleşme ile bedelini ödemek suretiyle devre mülk satın aldığını, 23.12.1997 tarihli geçici tapu tahsis belgesi verildiğini, davalı Belediyenin diğer davalı şirketin kurucu ortağı olduğu gibi, satış sözleşmesini şirket temsilcisinin aynı zamanda belediye temsilcisi olarak imzalandığını, belediyenin güvencesine dayanarak devre mülkü satın aldığını, sözleşmeye göre devre mülkün 30 ayda tamamlanacağının, aksi takdirde kullanım bedeli olarak yıllık 1200 Dolar ve cayma halinde de cezai şart ödeneceğinin kararlaştırıldığını, ancak başlayan inşaatın Belediyenin yapı ruhsatını iptal edip, engellemeleri nedeniyle bitirilemediğini, bu nedenle uğradıkları zarardan her iki davalının da sorumlu olduklarını bildirip, 7 yılılk kullanım bedelinden şimdilik 2.400 YTL, 804 YTL. Ödediği bedel ile 804 YTL. Cezai şart ve 2400 YTLl. Devre mülkün değeri toplam 6.408 YTL.nin fazla hakları saklı kalarak müteselsilen ödetilmesini istemiştir.
Davalı şirket, Belediyenin engellemeleri nedeniyle edimlerini yerine getiremediğini, Belediyenin ruhsatı iptal ederek açtığı dava sonucu tapunun iptali ile yaptıkları inşaatın kaline karar verildiğini, bu sonuçtan kendisinin değil Belediyenin sorumlu olduğunu bildirip, davanın reddini savunmuştur.
Davalı ..., davacı ile aralarında sözleşme ilişkisi olmadığını, davalı şirketin ve temsilcisinin Belediyeyi temsil edemeyeceğini, şirket temsilcisinin Belediye adına yaptığı işlemlerin geçersiz olduğunu, davalı şirketin edimlerini yerine getirmediğinden açtıkları dava sonucu tapunun iptaline, şirketin müdahalesinin menine yapılanların yıkımına karar verilip, kararında kesinleştiğini bildirip, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kabulüne, 2400 YTL nin dava
2009/1038/2010/424
tarihinden itibaren yürütülecek yasal faizi ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine, fazla taleplerin reddine, karar verilmiş; hüküm, davacı ve davalı ... tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Mahkemece, davacının satın aldığı 1 adet "A" gurubu devremülkün dava tarihi itibariyle raiç değerinin 7500 YTL olduğunun bilirkişi kurulu raporu ile tespit edildiğinden , davacının taleplerinden raiç değeri lehine olması nedeniyle talebiyle bağlı kalınarak 2400 YTL nin tahsiline karar verilmiştir. Davacı fazla hakları saklı kalarak talepte bulunduğuna ve mahkemece de bilirkişi raporu ile belirlenen 7.500 YTL.nı davacının talebe hakkı olduğu kabul edildiğine göre, hüküm fıkrasında davacının fazla haklarının saklı tutulmasına karar verilmesi gerekirken fazla taleplerin reddine şeklinde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
3-... İlçesi Belediye meclisinin 18.5.2005 tarih ve 24 sayılı kararı ile Belediyenin bir turizm şirketi kurması veya kurulmuş bir turizm şirketine ortak olması hakkında karar verildiği, daha sonra...’in %80 pay sahibi, Belediyenin de %20 pay sahibi olduğu davalı “... ” kurulup, kuruluşunun 7.11.1995 tarihli Türkiye Ticaret Sicili Gazetesinde yayınlandığı, Belediyeyi temsilen o tarihlerdeki Belediye başkanı olan ...adına ....arasında 25.10.1995 tarihli ve 13.4.1996 tarihli protokollerin düzenlendiği, bu potokoller ile davalı şirketin, “Kombi Tatil Kenti” adı altında yapılacak devremülk ve otel inşaatı sosyal tesislerini yapmayı ve işletilmesini üstlendiği, Belediyeye karşıda bir takım taahhütlerde bulunduğu, ilk düzenlenen prtokolün 5/1. maddesinde; “şirket ortaklarının Belediye Başkanlığının olurunu almadan şirketi hiçbir şekilde borçlandıramazlar, yapsalar da geçersizdir. Bu konuları her iki tarafta peşinen kabullenmişlerdir.” kararlaştırmasının bulunduğu, 13.2.1996 tarihinde tesislerin yapılacağı taşınmazın Belediye tarafından, davalı şirkete tapusunun devredilip, 15.11.1996 tarihinde Belediye başkanı ... ... imzası ile inşaat yapı ruhsatı verildiği, 6.3.1996 tarihli adiyen düzenlenen belge ile şirket temsilcisi...’in belediyeyi temsil etmek üzere yetkili olduğu belediye başkanı ... ... imzası ile belirtilmiş, yine ... Noterliği’nde düzenlenen 27.10.1995 tarihli vekaletname ile Belediye Başkanı ... ...’in Belediye adına şirket temsilcisi...’i vekil tayin ettiği, 9.10.1997 tarih ve 688 tarihi yazı ile Belediyece davalı şirkete yapı ruhsatının iptal edildiğinin bildirildiği, davalı ... Başkanı ... ... imzası ile 1995, 1996 ve 1997 yıllarında muhtelif kişilere yazılan cevabi yazılar ve basın bildirileri ile, projenin Belediye güvencesi ile yapıldığının bildirildiği gibi, aynı konuyu, yani projenin Belediyenin iştirak ve güvencesi ile yürütüldüğü
hususunu şirket temsilcisi ve şirket de yazışma ve ilanlarında belirtmiş, davacı ve davalı şirket arasında 17.11.1997 tarihli adiyen düzenlenen sözleşme ile davacı devre mülk satın almış, sözleşmeyi satıcı olarak şirketi ve Belediyeyi temsilen... imzalamıştır. Belediyenin şirket aleyhine açtığı tapu iptal tescil ve müdahalenin meni davası sonucu, ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 25.10.2002 tarihli 2000/312 Esas 2008/309 karar sayılı 7.7.2004 tarihinde Yargıtayca onanarak kesinleşen ilamında, davalı şirkete taşınmaz satışına ilişkin ihalenin belediye meclisinin 11.11.1999 tarih ve 1 nolu kararı ile fesih edildiği, satışın ve ihalenin iptaline ilişkin idare mahkemesindeki davaya davalı şirketin de müdahil olarak katıldığı, idare mahkemesince ihale fesih edildiğinden fesih hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilip, kararın taraflara ve müdahil şirkete tebliğ edildiği, temyiz edilmediğinden kesinleştiği, yapılan taşınmaz satışının dayanağının kalmadığı gerekçesi ile davalı şirket adına olan tapunun iptaline, şirketin müdahalesinin meni ile yapılanların kal’ine karar verildiği, yine dosyaya ibraz edilen ... Ağır Ceza Mahkemesinin 98/87 Esas, 2000/37 Karar sayılı 16.2.2000 gün ve 25.10.2000 tarihinde kesinleşen ilamından Belediye Başkanı ... ... ve dört belediye görevlisinin, alıcı olan ve kötü niyetli olduğu belirtilen şirketin davranışları sonucu görevlerini kötüye kullandıkları gerekçesi ile cezalandırılmasına karar verildiği anlaşılmakta olup, bu hususlar tüm dosya kapsamı ile sabit ve tartışmasızdır.
Davacı bu davasında, davalı şirket ile aralarında devre mülk satışına ilişkin, haricen düzenlenen protokol başlıklı belgeye dayanarak, sözleşmenin ifa imkanı kalmadığı gerekçesi ile tazminat isteminde bulunmuştur. Dosya içerisinde bulunan tüm belge ve delillerin birlikte değerlendirilmesinden, zamanın Belediye başkanı ... ... ile davalı şirketin kurucusu ve yetkilisi bulunan...’in el ve işbirliği içerisinde oldukları, Belediye başkanının görevini suistimal ederek ve yetkisini aşarak şirket lehine belediye aleyhine bir takım işlemler yapıp, davranışlarda bulunduğu, bu cümleden olarak usulsüz ihale yaptığı, yapı ruhsatı verdiği, şirketin yaptığı işlerin, verdiği taahhütlerin belediye güvencesinde olduğunu belirtmiş ise de, usulsüzlükler nedeniyle yapılan taşınmaz ihalesinin fesih edildiği gibi, şirkete devredilen tapunun da iptaline karar verildiği anlaşıldığından davalı ..., zamanın belediye başkanın haksız fiil niteliğini taşıyan ve ceza kanununa göre suç olan bu davranışları ile, yine onun eylem ortağı olan davalı şirketin yaptığı işlemlerden dolayı sorumlu olamayacağının kabulü gerekir. Bu nedenle, bu sözleşmenin de davalı Belediyeyi bağladığından söz edilemez. Dairemizin dosyaya örnekleri sunulan bozma ilamlarının ait olduğu dosyalarda her ne kadar davalı belediyenin sorumlu olduğu belirtilmiş ise de, o dosyalarda ... Ağır Ceza Mahkemesine ait kesinleşmiş kararı ile ... Asliye Hukuk Mahkemesinin kesinleşmiş kararları bulunmadığından; her dosya kendi şartlarına göre değerlendirileceğinden farklı sonuca varılmıştır.
Bu nedenlerle ve sonuç itibari ile dava dışı önceki belediye başkanı ... ...’in haksız fiil niteliğindeki şahsi eylem
ve işlemlerinden davalı ...’nin sorumlu tutulması mümkün olmadığından davalı ... hakkındaki davanın reddine karar verilmesi gerekirken, aksi düşüncelerle yazılı şekilde karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan 1. Bent gereğince davacının diğer temyiz itirazlarının reddine, 2. Bent gereğince temyiz olunan kararın davacı, 3. Bent gereğıince davalı ... yararına BOZULMASINA, peşin alınan 32.40 TL temyiz harcının istek halinde Davalı ... Belediyesi Başkanlığı ile davacıya iadesine, 21.1.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.