14. Hukuk Dairesi Esas No: 2018/4967 Karar No: 2018/9157 Karar Tarihi: 18.12.2018
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2018/4967 Esas 2018/9157 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Davacı, bir taşınmazın tescili ve kaydının iptali için davalı belediyeye karşı dava açmıştır. Mahkeme, davanın genel mahkemelerin görev alanına girdiğini ve reddine karar vermiştir. Davacı vekili temyiz etmiş, Yargıtay ise hükmün bozulmasına karar vermiştir. Mahkemenin bu kararında, söz konusu davanın idari dava türü olmadığına dikkat çekilmiş ve davanın sicil kaydına yönelik olduğu için genel mahkemelerin görev alanına girdiği belirtilmiştir. Kanun maddeleri ise İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun \"idari dava türleri ve idari yargı yetkisinin sınırı\" başlıklı 2. maddesi olup, burada idari dava türleri ve idari yargı yetkisi açıkça düzenlenmiştir.
14. Hukuk Dairesi 2018/4967 E. , 2018/9157 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı ve birleştirilen davada davacı vekili tarafından, davalı -birleştirilen davada davalı aleyhine 02.03.2012 ve 03.09.2012 günlerinde verilen dilekçeler ile ... iptali ve tescil talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın usulden reddine dair verilen 28.05.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ... vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, ... iptali ve tescil istemine ilişkindir. Asıl davada davacı, hükmen adına tesciline karar verilen 134 ada 1 parsel sayılı taşınmazın bir kısmının 06.05.1993 tarihinde Karayolları Genel Müdürlüğünce kamulaştırıldığını, kalan 4.443,63m2"nin adına tescil edilmesine rağmen davalı belediyece yapılan ifraz çalışması sonucu 134 ada 4, 5 ve 6 parsel sayısı ile davalı ... adına yapılan tescilin haksız ve hukuki olmadığını ileri sürerek davalı ... adına olan ... kaydının iptali ile adına tescilini; birleştirilen davada davacı asıl davadaki nedenlerle 105 ada 32 parsel sayılı taşınmazın davalı ... adına olan ... kaydının iptali ile adına tescilini istemiştir. Davalı, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, genel mahkemelerin görevi dışında kaldığından yargı yolu nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir. Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun "idari dava türleri ve idari yargı yetkisinin sınırı" başlıklı 2. maddesinde idari dava türleri ve idari yargı yetkisi açıkça düzenlenmiştir. Bu düzenlemeye göre idari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için açılan iptal davaları, idari eylem ve işlemlerden dolayı açılan tam yargı davaları ve idari sözleşmelerden dolayı taraflar arasında çıkan anlaşmazlıklara ilişkin davalar olarak gösterilmiştir. Öte yandan, ... iptal ve tescil davaları ... siciline yönelik olup, İYUK"nun 2. maddesi kapsamında idari dava türü değildir. Somut olayda da; ... iptali ve tescil isteğinde bulunulduğuna göre; ... siciline yönelik bu talep hakkında adli yargının görevli olduğu, davaya genel mahkemelerce bakılması gerektiği açıktır. O halde mahkemece, davanın genel mahkemelerde görülmesi gerektiği hususu ve diğer dava şartları da gözetilerek bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir. Kabule göre de; bir dava, herhangi bir nedenle başka bir davayla birleştirilmiş olunsa da, bağımsız dava özelliğini korur. Dolayısıyla, asıl ve birleştirilen davalar için ayrı ayrı hüküm tesisi gerekir. Mahkemece yukarıda değinilen hususlar gözetilmeden birleştirilen dava hakkında hüküm kurulmaması doğru görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 18.12.2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.