23. Hukuk Dairesi 2015/4097 E. , 2016/2101 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının bozma kararına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı vekili, müvekkilinin davalı kooperatifin üyesi olduğunu, çekilen kur"a sonucu müvekkiline 39 no"lu meskenin isabet ettiğini, müvekkilinin bu mesken için 6.000,00 TL şerefiye bedeli ödediğini, inşaat planına göre evinin önünde kalorifer kazan dairesi ve kapıcı dairesinin olmadığını, ancak daha sonra davalı kooperatifin kalorifer kazan dairesi ile kapıcı dairesinin yerini değiştirerek müvekkilinin evinin batı tarafına yapmaya başladığını, bu yapıların evin değerini kaybettirdiğini ileri sürerek, müvekkilinden alınan 6.000,00 TL şerefiye bedelinin iadesi ile fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 6.000,00 TL değer kaybı farkının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini dava ve talep etmiş, 21.12.2011 ıslah dilekçesi ile ödenen şerefiye bedeli olarak 6.000,00 TL"nin iadesi istenmiş ise de 1.924,00 TL şerefiye bedeli ödediklerini ileri sürerek, bu bedelin iadesini, ayrıca değer kaybı farkı olarak taleplerini 10.500,00 TL" ye artırdıklarını belirtmiştir.
Davalı vekili, davacıya isabet eden 39 no"lu meskenin bodrumlu dairelerden olduğunu, diğer dairelerden m² olarak fazla olması sebebiyle bodrumlu daireleri çeken üyelerden şerefiye bedeline eklenen fazla maliyet bedeli olan 2.476,80 TL"nin alınmamasına karar verildiğini, davacının da bu karar doğrultusunda 1.924,00 TL şerefiye bedeli ödediğini, vaziyet planına göre davacının dairesi ile birlikte sekiz dairenin batı tarafının sosyal tesis alanı olarak göründüğünü, genel kurulda görüşülerek sosyal tesis bölümüne kalorifer kazan dairesi ile kapıcı dairesi ve küçük bir toplantı salonu yapılmasına karar verildiğini, vaziyet planının sonradan değiştirilmesinin mümkün olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabulü ile, 1.924,00 TL şerefiye bedeli ile 8.023,20 TL değer kaybı olmak üzere toplam 9.947,20 TL tazminatın dava tarihinden itibaren yasal faiziyle tahsiline dair verilen kararın davalı vekilince temyizi üzerine Yargıtay 16. Hukuk Dairesi" nin 2008/5955 E. 2009/7085 K. sayılı ilamı ile; şerefiye bedellerinin önceki projeye göre belirlendiği kabul edilerek davanın kısmen kabulüne karar verilmiş ise de davalı kooperatif vekilince şerefiye bedellerinin proje değişikliği yapıldıktan sonraki duruma göre belirlendiğinin savunulmuş olmasına göre bu hususun hiç araştırılmadığı, zira 12.02.2000 tarihli genel kurulda kalorifer kazanlarının davacının dairesinin önüne yapılacağının görüşüldüğü, şerefiye bedelinin belirlendiği puanlama tablosunun tarihinin olmadığı, somut olayda şerefiye bedellerinin hangi duruma göre belirlenmiş olduğu, kalorifer kazanı ile kapıcı dairesinin yerinin neye göre belirlendiğinin açıklığa kavuşturulması gerektiği belirtilerek, diğer temyiz itirazları incelenmeksizin hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabulü ile 9.947,20 TL"nin davalıdan tahsiline dair karar, davalı vekilinin temyizi üzerine Dairemizin ..... tarih ve ... E., .... K. sayılı ilamıyla, Yargıtay...... Dairesi"nin bozma ilamına uyulduğu halde bozma gerekçelerinde belirtilen hususların yerine getirilmediği, bu durumda mahkemece, 12.02.2000 tarihli genel kurul kararı ve hazirun cetvelleri üzerinde değerlendirme yapılıp, gerekirse kooperatif konusunda uzman bir bilirkişiden rapor alınarak karar verilmesi gerekirken, adı geçen genel kurul içeriği dikkate alınmadan dosya kapsamına göre kesinleşmiş olduğu anlaşılan vaziyet planına göre değerlendirme yapılarak eksik incelemeye dayalı yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmediği gibi, davacının ıslah dilekçesinde faiz talebi bulunmamasına rağmen ıslah edilen miktarlara dava tarihinden itibaren faiz yürütülmesinin de doğru olmadığı gerekçesiyle bozulmuştur.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabulü ile 7.924,00 TL"nin dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte ve 2.023,20 TL"nin davalıdan tahsiline dair verilen kararın, davalı vekilince temyizi üzerine Dairemizin 04.04.2014 tarih ve 2013/9141 E., 2014/2602 K. sayılı ilamı ile, Denizli Asliye Ticaret Mahkemesi"nin 2012/275 Esas, 2013/317 Karar sayılı dosyasıyla aynı blokta komşu 40 no"lu daire maliki Nurettin Alparslan tarafından, aynı iddialarla dava açıldığı, ilgili mahkemece, davanın reddine dair verilen kararın davacı vekilinin temyizi üzerine Dairemizin 20.03.2014 tarih ve 2013/8348 E., 2014/2061 K. sayılı ilamıyla onanmasına karar verildiği, mahkemece, hukuki sebebi aynı olan iki davada çelişkili kararlar çıkmaması bakımından Denizli Asliye Ticaret Mahkemesi"nin 2012/275 E., 2013/317 K. sayılı dosyanın kesinleşmesi beklendikten sonra her iki dosyadaki delil ve belgeler değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerektiği belirtilerek, diğer temyiz itirazları incelenmeksizin bozulması üzerine, mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda, ... Ticaret Mahkemesi"nin....E. sayılı dosyasında davanın reddine dair kesinleşen karar dikkate alınarak Asliye Ticaret Mahkemesi"nin .... Esas sayılı dosyasının kararının gerekçesinde belirtilen dairelerden 39 no"lu dairenin davacının olduğu, emsal nitelikte olan Yargıtay bozma ilamında da belirtilen ve onanarak kesinleşen ....Mahkemesi"nin .... E. sayılı dosyasında olduğu gibi hukuki niteliği aynı olan bu davada da genel kurul toplantısının teknik heyet tarafından belirlenen şerefiye ve inşaat farklarının görüşüldüğü, 37-44 numara aralığındaki 8 dairenin her biri için belirlenen 2.476,80 TL alan farkından kaynaklanan inşaat maliyet farkının alınmamasına karar verilerek davacının da dahil olduğu 8 dairenin merkezi katı yakıt sisteminden olumsuz yönde etkilenmesi ile ilgili mağduriyetin giderildiği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Davanın reddine karar verilmesine göre, davalı tarafça yapılan yargılama giderleri ile davalı lehine hükmedilen vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine karar verilmesi gerekirken, davalıdan alınarak davacıya verilmesi, HMK"nın 304. maddesi uyarınca tarafların başvurusu üzerine veya re"sen düzeltilmesi mümkün maddi hata olarak kabul edilmiştir.
Bu açıklamalara ve dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına göre, davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 04.04.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.