19. Hukuk Dairesi Esas No: 2019/158 Karar No: 2019/1451 Karar Tarihi: 06.03.2019
Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2019/158 Esas 2019/1451 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Davacı vekili, dava dışı şirket ile dava dışı banka arasında imzalanan kredi sözleşmesinden kaynaklanan borcun ödenmemesi sebebiyle taşınmaz üzerindeki ipoteği temlik alarak başlatılan icra takibine davalının haksız itiraz ettiğini iddia ederek itirazın iptali ile takibin devamına ve %20 oranında tazminat kararı talep etmiştir. Davalılar, taşınmazın aile konutu olduğunu ve eş rızası olmadan ipotek konulamayacağını belirterek davanın reddini talep etmişlerdir. Mahkeme, davalılarının murisinin taşınmazını dava dışı bankaya süresiz olarak ipotek olarak verdiğini, ipoteğin kurulduğu tarihte taşınmaz üzerinde aile konutu şerhi olmadığını, takip alacağının hak sahibinin davacı olduğunu tespit ederek davanın kabulüne karar vermiştir. Kararda BK 818 sayılı kanun detaylı bir şekilde incelenmiştir.
19. Hukuk Dairesi 2019/158 E. , 2019/1451 K.
"İçtihat Metni"
19. HUKUK DAİRESİ MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalılar vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- KARAR -
Davacı vekili, dava dışı şirket ile dava dışı banka arasında imzalanan genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan kredi borcunun ödenmemesi üzerine başlatılan icra takibi sonucu davacının borcu ödediğini ve davalı adına kayıtlı kredinin teminatı olan taşınmazdaki ipotek alacağını temlik aldığını, ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla başlattığı icra takibine davalının haksız olarak itiraz ettiğini, davalının kredi borcunun ödendiğini ispat etmesi gerektiğini ayrıca sözleşmenin imzalandığı tarihte taşınmaz üzerinde aile konutu şerhi olmadığını ve yürürlükte olan 818 sayılı BK gereğince ipotek için eş rızasına gerek olmadığını ileri sürerek itirazın iptali ile takibin devamına ve %20 oranında tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalılar vekili, taşınmazın teminat olarak gösterildiği kredi sözleşmesinden kaynaklanan borcun kapatıldığını, ancak dava dışı bankanın kötü niyetli olarak ipoteği fek etmediğini, ayrıca ipotek konusu taşınmazın aile konutu olduğunu ve eş rızası olmadan ipotek konulamayacağını belirterek davanın reddini istemiştir. Mahkemece, yapılan yargılama ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, davalıların murisinin taşınmazını 2007 yılında dava dışı bankaya süresiz olarak ipotek verdiği, ipoteğin kurulduğu tarihte taşınmaz üzerinde aile konutu şerhi olmadığı, davacının yasal temlik alan olup takip alacağının da hak sahibi olduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile davalının itirazının 80.000 TL asıl alacak için iptaline, takibin bu miktar üzerinden devamına karar verilmiş, hüküm davalılar vekilince temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalılar vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz eden davalılardan alınmasına, 06/03/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.