11. Hukuk Dairesi 2015/14042 E. , 2017/1973 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... 2.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada ... 2. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 08/07/2015 tarih ve 2014/197-2015/168 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili; müvekkilinin ressam olduğunu, davalı şirketin müvekkiline ait “...” isimli resmi müvekkilinin bilgi ve izni olmadan tüm reklam afişlerinde, fabrika satış mağazalarında, satış mağazalarında ve internet ortamında kullanmakta olduğunu, ayrıca davalının resmi izinsiz kullanmasının yanında, resim üzerinde müvekkilinin izni olmaksızın değişiklik yaptığını ve bu suretle müvekkili ile resim arasındaki bağın da zedelenmiş olduğunu, davalının tüm bu eylemlerin müvekkilinin mali ve manevi haklarını ihlal ettiğini ileri sürerek davalı tarafından kullanılan resmin kopya olduğunun tespiti ve tecavüzün ref ini, ...’in 68. maddesi uyarınca şimdilik 5.000,00 TL maddi tazminatın ve...’in 70 /1 maddesi uyarınca 15,000,00 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek reeskont faiziyle birlikte davalılardan tahsiline ayrıca hükmün ilanına karar verilmesini talep ve dava etmiş, 19.06.2015 tarihli dilekçesi ile maddi tazminat talebini 247.902,00 TL olarak ıslah etmiştir.
Davalı vekili; müvekkili şirketin reklam afişinin 10/05/2010 tarihinde dava dışı başka bir şirket tarafından tasarlandığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; dava konusu yağlı boya resminin “güzel sanat eseri” olduğu, eserin sahibinin hususiyetlerini taşıdığı, davalı şirketin davacıya ait esere sucuk satan bir adam figürü ekleterek ticari reklam ve afişlerinde davacının eserini ticari amaçlı olarak kullandığı ve eser sahibinin mali ve manevi haklarını ihlal ettiği, davalının eseri 10.05.2010 tarihinden dava tarihine kadar kullanımının aylık olarak belirlenen rayiç bedelin 82.634,00 TL olduğu, davalı şirketin Türkiye çapında tanınmış ürünleri ve sadece bir sucuk ürününe ilişkin olarak bu resmin kullanıldığı hususları da dikkate alınarak takdiren belirlenen rayiç bedelin iki katı maddi tazminatın hakkaniyete daha uygun olacağı gerekçesiyle...’in 68. maddesi uyarınca rayiç bedel olarak belirlenen 82,634,00 TL’nin takdiren iki katı olan 165,268,00 TL’nin dava tarihinden itibaren yürütülecek reeskont faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, 10.000,00 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren yürütülecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, taraflar arasında farazi sözleşmenin bulunması nedeniyle tecavüzün ref"i talebinin reddine ve hükmün ilanına karar verilmiştir.
Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir.
1-Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin aşağıdaki (4) ve (5) numaralı bendin kapsamı dışında kalan, davalı vekilinin ise aşağıdaki (2) ve (3) numaralı bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2- Dava, eser sahibinin haklarını ihlalden kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemlerine ilişkindir. Davacı vekili, müvekkiline ait yağlı boya resminin davalı tarafından tüm reklam afişlerinde, fabrika satış mağazalarında, satış mağazalarında ve internet ortamında kullanıldığı iddiası ile maddi ve manevi tazminat talebinde bulunmuştur. Mahkemece görüşüne başvurulan bilirkişilerce davalının dava konusu resmi internet ortamında da kullandığı kabul edilerek hesaplama yapılmıştır. Ancak, dava konusu eserin davalı tarafından internet ortamında kullanıldığının ispat külfeti davacı üzerinde olmasına ve dosya kapsamında iddia dışında herhangi bir delil bulunmamasına rağmen mahkemece, bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Bu durumda, mahkemece, davalının dava konusu resmi internet ortamında kullandığının ispatlanamadığı kabul edilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, sadece davacının iddiası doğrultusunda hazırlanan bilirkişi raporuna itibar edilerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
3- Öte yandan, dosyada mevcut deliller itibariyle, davacıya ait eserden istifade suretiyle izinsiz olarak işleme yoluyla meydana getirilen ve davalı tarafça kullanılan resmin, davalının işyerinin girişinde ve tanıtım amaçlı broşürlerinde çoğaltma yoluyla kullanıldığı anlaşıldığına göre, bu kullanımlara ilişkin olarak sözleşme yapılması halinde talep edilebilecek ücretin belirlenmesi gerekirken aylık bazda ve kanıtlanamayan bilbord kullanımı dikkate alınarak hesap yapılması da doğru görülmemiş, kararın davalı yararına bozulması gerekmiştir.
4- Ayrıca, FSEK"nin 68/1.fıkrasındaki eser sahibinin "uğradığı zararın, en çok üç kat fazlasını isteyebilir" şeklindeki düzenleme, eser sahibinin mali haklarına tecavüz halinde gerektiğinde rayiç bedelin üç katının mütecavizden istenilebilmesi hususunda eser sahibine tanınmış bir seçeneğin kullanılması yetkisidir. Bu bakımdan, Kanun"da eser sahibine tanınan rayiç bedelin üç katı fazlasına kadar isteyebilme seçeneklerinden herhangi birisini kullanma yetkisi eser sahibi olan davacıya aittir. Mahkeme seçilen talebi değiştiremez. O halde, davacının ..."nin 68/1 fıkrası uyarınca belirlenen rayiç bedelin üç katına hükmedilmesine ilişkin talebi gözetilerek hüküm kurulması gerekirken, yazılı gerekçelerle iki katı tazminata hükmedilmesi doğru görülmemiş, kararın bu nedenle davacı yararına bozulması gerekmiştir.
5- Bozma sebep ve şekline göre, davacı vekilinin vekalet ücreti ve faiz başlangıcına yönelik temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle taraf vekillerinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) ve (3) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davalı yararına, (4) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacı yararına BOZULMASINA, (5) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, ödedikleri peşin temyiz harcının istekleri halinde temyiz edenlere iadesine, 30.05.2017 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞIOY YAZISI
Mahkemece, dava konusu eser üzerinde mali hak sahibi olan davacının 5846 sayılı Kanun"dan doğan haklarının ihlal edildiği gerekçesiyle aynı Kanun"un 68. maddesi uyarınca iki kat telif tazminatına hükmedilmiştir. Kanun"un 68. maddesinin 1. fıkrasında eseri, icrayı, fonogramı veya yapımları hak sahiplerinden bu Kanuna uygun yazılı izni almadan, işleyen, çoğaltanların "bu Kanun hükümleri uyarınca tespit edilecek rayiç bedelin en çok üç kat fazlasını" isteyebileceği belirtilmiştir. Aynı Kanun"un 66/3. maddesi gereğince mahkeme, mali haklara tecavüz halinde, "tecavüzün şümulünü, kusurun olup olmadığını, varsa ağırlığını" takdir etmek durumunda bulunduğundan ve BK"nun 43/1 maddesi de bu yetkiyi desteklediğinden, dava konusu olayda talep edilebilecek "en çok üç kat fazla " tazminatı, tecavüzün şümulüne ve kusurun ağırlığına göre belirlemek yetkisi mahkeme hâkimine aittir. Anayasa Mahkemesi"nin 28.02.2013 tarih 2012/133 E 2013/33 sayılı kararında da..."nun 68. maddesinin bu şekilde yorumlanması gerektiği kabul edilmiştir. Somut olayda da mahkemece bu takdir hakkı kullanılarak 2 kat tazminata hükmedilmiş olduğundan bozma ilamının (4) nolu bendine katılmıyorum.