4. Ceza Dairesi 2020/2231 E. , 2020/11027 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Tehdit, kişilerin huzur ve sükununu bozma
HÜKÜMLER : Beraat, mahkumiyet
Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
A) Sanık hakkında tehdit suçundan verilen beraat kararının temyizinde;
Eyleme ve yükletilen suça yönelik, katılan ... vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmediğinden, TEMYİZ DAVASININ ESASTAN REDDİYLE HÜKMÜN ONANMASINA,
B)Sanık hakkında kişilerin huzur ve sükununu bozma suçundan verilen mahkumiyet hükmünün temyizine gelince;
1)Kişilerin huzur ve sükununu bozma suçu ile korunan hukuki yarar kişi özgürlüğünün korunması ve bireyin, psikolojik ve ruhsal bakımdan rahatsız edilmemesi ve yaşamını sağlıklı bir şekilde sürdürmesi olarak tanımlanmaktadır. Bu suçun oluşabilmesi için, kanunun metninde yazılı bulunan telefon etme gürültü yapma ya da aynı maksatla hukuka aykırı bir davranışta bulunulması eylemlerinin bir kez yapılmasının yeterli olmadığı, eylemlerin ısrarla tekrarlanması, süreklilik arz etmesi ve sırf kişilerin huzur ve sükununu bozma saiki ile işlenmesi gerekmektedir.
Somut olayda, sanığın katılan mağdur çocuğun okuluna bir kez gittiğine yönelik savunması ve tanık Gülseda Çetin"in sanığın bir defa okula gelip mağdur ile görüştüğünü, bunun dışında başkaca katılanı takip edip rahatsızlık verdiğine şahit olmadığını belirtirmesi iddianamede sanığın eyleminin katılan mağdur çocuğun okulunun çevresine gelerek katılan mağdur çocuğun huzur ve sükununu bozduğu biçiminde açıklanması ve bu anlatımda sanığın katılan mağdur çocuğu telefon ile arayarak rahatsız ettiğinden bahsedilmemesi karşısında; CMK"nın 225/1. maddesine aykırı davranılarak iddianamedeki eylem ile bağlılık kuralı dikkate alınmaması ve sanığın, katılan mağdur çocuğa yönelik başkaca hangi eylemlerinin, ısrarlı bir şekilde ve sırf katılanın huzur ve sükununu bozma kastıyla gerçekleştirdiği açıklanıp tartışılmadan yazılı şekilde mahkumiyet kararı verilmesi,
2-Sanığa iddianame ile birlikte çağrı kağıdının tebliğ edilmesi ile duruşma günü arasında en az bir hafta süre bulunmasının gerekliliği karşısında; sanık ..."a iddianame ile birlikte çağrı kağıdının usülüne uygun tebliğ edilmemesi ve sanığın 20.06.2014 tarihinde yapılan sorgusunda da sanığa iddianame ve eklerinin okunmasına karşılık savunmasının alınmasından önce bir haftalık süre talep edip etmediğinin sorulmaması neticesinde sanığın savunma hakkının kısıtlanması,
3-Kabule göre de;
a)02/12/2016 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanun"un 34. maddesiyle değişik 5271 sayılı CMK"nın 253. maddesi ve maddeye eklenen fıkraya göre uzlaştırma hükümlerinin yeniden düzenlenmesi, sanığa isnat edilen TCK"nın 106/1. maddesi kapsamındaki tehdit suçunun uzlaştırma kapsamında bulunması, kişilerin huzur ve sükununu bozma suçunun ise, suç tarihi itibariyle 5271 sayılı CMK’nın 253/3-son cümlesi uyarınca tehdit suçuyla birlikte işlenmesi nedeniyle uzlaşma kapsamında bulunmadığının anlaşılması, ancak sanığa yükletilen tehdit suçundan beraat hükmü kurulması ve yeni düzenleme karşısında, kişilerin huzur ve sükununu bozma suçu yönünden uzlaştırma önerisinde bulunulmasının gerektiği anlaşılmış olmakla, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 2 ve 7. maddeleri de gözetilerek, uzlaştırma işlemi uygulanarak sonucuna göre sanığın hukuki durumunun bu kapsamda tekrar değerlendirilip belirlenmesinde zorunluluk bulunması,
b-17.10.2019 gün ve 7188 sayılı Yasa"nın 24. maddesi ile 5271 sayılı CMK"nın 251. maddesinde "Basit Yargılama Usulü"ne ilişkin düzenleme getirilmiş ve 252. maddesinde de verilecek kararla ilgili özel yasa yolu (itiraz) getirilmiştir.
Ancak bu düzenlemenin uygulanmasıyla ilgili olarak, 7188 sayılı Yasa"nın 31. maddesiyle, 5271 sayılı CMK"na geçici madde 5"in (d) bendinde; "01.01.2020 tarihi itibariyle kovuşturma evresine geçilmiş, hükme bağlanmış veya kesinleşmiş dosyalarla seri muhakeme usulü ile basit yargılama usulü uygulanmaz" düzenlemesi getirilmiştir.
Konuyu somut norm denetimi yoluyla inceleyen AYM, (25.06.2020, 2020/16, 2020/33; R.G. 19.08.2020, Sayı:31218), sözü geçen geçici madde 5/d" deki düzenlemedeki, "kovuşturma evresine geçilmiş" ibaresinin aynı bentte yer alan, "basit yargılama usulü" yönünden Anayasa"nın 38 nci maddesine aykırı görerek iptaline karar vermiştir.
AYM kararında, hükme bağlanmış dosyalarla ilgili iptale karar verilmemiş ise de; hükme bağlanmış dosyalarla ilgili olarak kovuşturma evresi kesinleşmeye kadar devam ettiği için (5271, m.2/1-f), temyiz incelemesi devam eden dosyalar bakımından da lehe düzenleme getirilmesi ve mahkumiyet hükmü verildiği takdirde sonuç cezadan dörtte bir indirim öngörülmesi nedeniyle (5271, m.251/3), yeniden değerlendirme yapılması gerekir.
AYM"nin bu iptal kararında; sanık lehine getirilen, yeni düzenlemenin, geçici maddesiyle "kovuşturma evresine geçilmiş" dosyalar bakımından uygulanması gerektiğine işaret edildiğinden, temyiz incelemesi yapılan ve 5271 sayılı CMK"nın 251/1. maddesi kapsamına giren suçlar yönünden; Anayasa"nın 38. maddesi ile 5237 sayılı TCK"nın 7 ve 5271 sayılı CMK"nın 251 vd. maddesi gereğince yeniden değerlendirme yapılması zorunluluğu,
Bozmayı gerektirmiş, katılan ... vekilinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, HÜKMÜN BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 08/10/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.