11. Hukuk Dairesi Esas No: 2015/14424 Karar No: 2017/1969 Karar Tarihi: 10.04.2017
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2015/14424 Esas 2017/1969 Karar Sayılı İlamı
11. Hukuk Dairesi 2015/14424 E. , 2017/1969 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada ... 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 05/03/2015 tarih ve 2014/106-2015/75 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü: Davacı vekili; müvekkilinin 110107 sayılı ve “...” ibareli markanın sahibi olduğunu, davalının müvekkili markası ile karıştırma ihtimali bulunacak derecede benzer nitelikteki 2011/73157 sayılı “...” ibaresini marka olarak tescil ettirmek üzere davalı ...’ne başvuruda bulunduğunu, başvurunun ilanı üzerine müvekkili tarafından Markalar Dairesi Başkanlığı"na itirazda bulunulduğunu, ancak itiraz yerinde görülmeyerek reddedildiğini, bu kararın yeniden incelenmesi talebinin de nihai olarak ... tarafından reddedildiğini, oysa başvurunun müvekkili markası ile karıştırılma ihtimali bulunacak düzeyde benzer olduğunu ve başvurunun kötü niyetli olduğunu ileri sürerek ... kararının iptaline, tescili halinde markanın hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı ... vekili; davalı başvuru ile davacı markaları arasında benzerlik bulunmadığını, karıştırılma ihtimalinden de söz edilemeyeceğini savunarak davanın reddini istemiştir. Davalı ..., davaya cevap vermemiştir. Mahkemece, tüm dosya kapsamına göre; başvuruya konu markanın tescil kapsamındaki hizmetler ile itiraza dayanak marka kapsamındaki malların benzer olmadığı, davacının önceki tarihli itiraza dayanak markasının tek ve asıl unsurunun “...” sözcüğü olduğu ve orta seviyede bir ayırt ediciliğinin bulunduğu, öte yandan başvurunun da kavramsal bir anlama sahip olmayan orta düzeyde ayırt ediciliği bulunan bir sözcük olduğu, bu koşullar içerisinde ortalama tüketicinin herhangi bir anlam yükleyemeyeceği ZİDAYN sözcüğünün yüksek ayırt ediciliğe sahip bir ilave olması da dikkate alındığında esasen bir bütün olarak yapılan ilave sonrası okunuş, görünüm ve anlam olarak başvurunun davacının itiraza dayanak markasından yeterince uzaklaştığı gerekçesiyle davanın reddine kara verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir. Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davacı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 3,70 TL temyiz ilam harcının temyiz edenden alınmasına, 10.04.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.