19. Hukuk Dairesi 2015/2790 E. , 2016/6173 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 23/10/2014
NUMARASI : 2014/194-2014/358
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Davacılar vekili, taraflar arasında bayilik ilişkisinin olduğunu, müvekkili şirket tarafından davalıya mal siparişinde bulunulduğunu, “... alacağı akaryakıt için” şerhi ile davalının 28.12.2011 tarihli 0013009 nolu makbuzu karşılığında dava konusu 27.01.2012 tarihli 45.750,00- TL bedelli çekin avans olarak davalıya verildiğini, ancak taahhüt edilen malın müvekkiline teslim edilmediği gibi bedelsiz kalan çekin davalı tarafından müvekkilleri aleyhine icra takibine konu edildiğini ileri sürerek, çeke dayalı icra takibinden dolayı müvekkillerinin borçlu olmadıklarının tespitine, takibin iptaline ve %20 oranında tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, sözleşmenin davacı şirket tarafından haklı neden olmaksızın feshedildiğini, sözleşmenin geçerli olduğu dönem için davacı şirketin asgari alım taahhüdünü yerine getirmediğini, dava konusu çekin de cezai şart alacağına karşılık verildiğini belirterek, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, Bakırköy 3. ATM"nin 2012/40 Esas sayılı dava dosyasında davacı şirketin iş bu davaya konu 45.750,00-TL bedelli çek yönünden menfi tespit talebinde bulunmuş ise de, bu taleple ilgili harcı tamamlamadığı, sonradan dava konusu çeki iş bu menfi tespit davasına konu ettiği, 2012/40 Esas sayılı dosyasında birleştirilen eldeki (2013/207 Esas sayılı) dava dosyasının tefrikine karar verildiği, 2012/40 Esas sayılı dosyasındaki toplanan delillere gerekse alınan bilirkişi raporuna göre, dava konusu 45.750,00-TL bedelli çekin davalıya avans olarak verildiğinin tespit edildiği, ancak karşılığında mal teslim edilmediği, çekin bedelsiz kaldığı gerekçesiyle davanın kabulüne, icra takibine konu 27.01.2012 tanzim tarihli 45.750,00 TL bedelli senetten dolayı davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine, tazminat talebinin yasal koşulları bulunmadığından reddine karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir.
Dava, çekten dolayı menfi tespit istemine ilişkindir.
Davacılar, çekin mal alımı için avans olarak verildiğini ancak mal teslim edilmediğinden çekin bedelsiz kaldığını iddia ederek, temyize konu menfi tespit davasını açmıştır.
Davacı şirket ile davalı arasında daha önceden görülmekte olan Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2012/40 Esas sayılı dosyasında davacı şirket tarafından aynı sebeplere dayalı olarak dava konusu çekin de aralarında bulunduğu çek ve nakit ödemeleri yönünden bedelsizlik iddiasına dayanarak menfi tespit davası açıldığı ve davanın devamı sırasında dava konusu çek yönünden yatırılmayan harcın ikmalinin istenmesi üzerine davacı tarafından harcın tamamlanmayarak, diğer talepler yönünden yargılamanın devamı istenmiştir. Ne var ki, dava konusu çekten dolayı davanın takipsiz bırakılıp bırakılmadığı yönünden herhangi bir beyanda bulunulmamıştır. Dolayısıyla bu durumda verilen sürede harcın yatırılmaması davayı takipsiz bırakmakla aynı sonucu doğuracağından HMK"nın 150/1. maddesi uyarınca dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verilmesi gerekir. İşlemden kaldırılan dosyadaki eksik harcın 3 ay içinde tamamlanması halinde davaya devam edilir. 3 ay içinde de eksik harcın tamamlanmaması halinde davanın açılmamış sayılmasına karar verilir. Anılan davada yukarıda belirtilen usulü işlemler tamamlanmadığından dava konusu çek yönünden açılan davanın halen derdest olduğunun kabulü gerekir.
Temyize konu davanın açıldığı 04.04.2013 tarihinde yürürlükte bulunan HMK’nın 114. maddesinde derdestlik bir dava şartı olarak düzenlenmiştir. Mahkemece anılan bu hususlar gözetilerek bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmediği gibi kabule göre de, birden fazla davacı olduğu halde hüküm fıkrasında “davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine” ve davanın konusunun çek olmasına karşın “senet” yazılmak suretiyle infazda tereddüt yaratacak şekilde hüküm tesisinde de isabet görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin harcın istek halinde iadesine, 11/04/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.