(Kapatılan) 13. Hukuk Dairesi 2009/6007 E. , 2010/50 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi (Tüketici Mahkemesi Sıfatıyla)
Taraflar arasındaki sözleşmenin iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın esas davanın reddine birleşen davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün feri müdahil avukatınca duruşmalı davacı ve davalı avukatınca duruşmasız olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davalı ...Oto A.Ş. vekili avukat ... ve diğer davalı vekili avukat ... geldi. Davacı tarafından gelen olmadığından onun yokluğunda duruşmaya başlanılmış ve hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra karar için başka güne bırakılmıştı. Bu kez temyiz dilekçesinin süresinde olduğu saptanarak dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı şirket, davalının, kendilerinden satın almış olduğu aracın ayıplı olduğunu iddia ederek, Tüketici Hakem Heyetine başvurduğunu, Hakem Heyetince davalı tüketicinin başvurusu kabul edilerek, satış bedelinin kısmen tahsiline karar verildiğini, verilen bu kararın, Tüketici Yasası ve ... Belgesi Yönetmeliğine uygun olmadığını ileri sürerek, 13.11.2006 tarihli Hakem Heyeti Kararının iptaline karar verilmesini istemiştir.
Davalı, davanın reddini dilemiş, bu dosya ile birleştirilen davada ise, davalıdan (asıl davanın davacısı) 28.2.2006 tarihinde satın aldığı araçta, satın aldığı tarihten itibaren çok sayıda meydana gelen arızalar nedeniyle araçtan yararlanamadığını belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere, satış bedeli olarak ... olduğu 22.327,11 YTL’nin 28.2.2006 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte tahsilini talep etmiştir.
Mahkemece, araçta meydana gelen arızalar nedeniyle araçtan yararlanamamanın süreklilik arz ettiğinin kabulü ile asıl davanın reddine, birleştirilen davanın ise kabulüne, 28.2.2006 tarihli araç alım satım sözleşmesinin feshine, 22.327,11 YTL’nin Hakem Heyetine şikayet tarihi olan 25.9.2006 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı ve müdahilden müştereken ve müteselsilen tahsiline, davaya konu aracın davalıya iadesine karar verilmiş; hüküm, davacı (birleşen davanın davalısı), davalı (asıl davanın davacısı) ve fer’i müdahil tarafından temyiz edilmiştir.
1-2006/501 E. sayılı asıl dava yönünden temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Davacı şirket, 13.11.2006 tarihli Hakem Heyeti kararının iptaline karar verilmesini talep etmiş, herhangi bir eda talebinde bulunmamıştır. 4822 sayılı kanunla değişik 4077 sayılı kanunun 22.maddesinin 5.bendi hükmü uyarınca 1.1.2008 tarihinden itibaren değeri 827,05 YTL’nin üzerindeki uyuşmazlıklarda Tüketici Sorunları Hakem Heyetinin verecekleri kararlar, tarafları bağlayıcı nitelikte olmayıp, kesin karar niteliğinde değildir. Tüketici mahkemelerinde delil olarak ileri sürülebilirler. Buna karşılık aynı maddede değeri (karar tarihi itibariyle) 827,25 YTL"nin altında bulunan uyuşmazlıklarda ise Tüketici Sorunları Hakem Heyeti kararlarına karşı yapılan itiraz üzerine Tüketici Mahkemeleri tarafından verilen kararların kesin olduğu belirtilmiştir. O halde iptali istenilen Hakem Heyeti Kararına konu olan uyuşmazlığın değeri 875,25 YTL’nin üstünde olması nedeniyle infaz kabiliyeti bulunmayan Tüketici Hakem Heyeti kararının iptali davası açılmasında hukuki yarar mevcut olmadığından davanın bu gerekçe ile dava şartı bulunmaması nedeniyle usulden reddedilmesi gerekirken, açıklanan hususlar gözardı edilerek yazılı şekilde davanın esastan reddedilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
2-2006/565 E. sayılı birleştirilen dava yönünden temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekir.
3-Birleştirilen davada davacı (asıl davanın davalısı), dava dilekçesinde davalı olarak sadece...Otomotiv ve Sanayi Ticaret A.Ş.’ni göstermiş olup, dava sadece bu şirkete karşı açılmıştır. Davalı Kaleşsan...A.Ş.’nin, davayı ...Türk Otomobil Fabrikaları A.Ş.’ne ihbarı üzerine de adı geçen şirket, davaya Kaleşsan...A.Ş.’nin yanında fer’i müdahil olarak katılmıştır.
HUMK"nun 49. maddesinde düzenlenen, "iki taraftan biri davayı kaybettiği takdirde, ücüncü şahsa rücu hakkı olduğu mülahazasında bulunursa, makamına kaim olarak davayı takıp veya davada 3. şahıs sıfatı ile kendisine iltihak etmesi lüzumunu o şahsa ihbar edebilir." hükmü gereğince, davanın ihbarı üzerine, ihbar eden tarafın yardımcısı ve temsilcisi olarak davaya katılan üçüncü kişi, fer`i müdahil konumundadır.
Davada ancak taraf olanlar hakkında hüküm kurulabileceğini öngören HUMK.nun 388. maddesi ve aynı yasanın 57. maddesi gereğince de fer’i müdahil hakkında hüküm kurulamaz. Aynı şekilde fer’i müdahil, ancak katıldığı tarafla birlikte ve onun adına hükmü temyiz edebilir. Bununla beraber aleyhine hüküm kurulmuş olması halinde ise, fer’i müdahilin de kendi adına hükmü temyiz etme hakkı bulunmaktadır.
Öte yandan açılmış bir davaya, zorunlu dava arkadaşlığı söz konusu olmadığı sürece üçüncü bir kişinin taraf sıfatıyla davalı olarak dahil edilmesi mümkün olmadığı gibi, HUMK.nun 83 ve sonraki 2009/6007/2010/50
maddelerinde açıklanan hükümlere göre ıslah yoluyla hasım değiştirilmesi veya davalı sayısının artırılması da mümkün değildir.
O halde açıklanan bu nedenlerle, dava dilekçesinde davalı olarak gösterilmeyen ve davada taraf sıfatı bulunmayan fer’i müdahil ...Türk Otomobil Fabrikaları A.Ş. yönünden de hüküm kurulmuş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
4-Davacı (asıl davanın davalısı), satın almış olduğu aracı iade etmeden, ödediği satış bedeli için faiz talep edemeyeceğinden, mahkemece davacı (asıl davanın davalısı) alacağına, satışa konu olan aracın davalıya (asıl davanın davacısı) iade tarihinden itibaren faiz yürütülmesine karar verilmesi gerekirken, açıklanan bu husus gözardı edilerek, alacağa Hakem Heyetine başvuru tarihi olan 25.9.2006 tarihinden itibaren faiz yürütülmüş olması da, ayrıca usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir
SONUÇ : Asıl dava yönünden Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle temyiz edilen hükmün, temyiz eden davalı (birleştirilen davanın davacısı) yararına bozulmasına, 2. bent gereğince birleştirilen dava yönünden, davalının (asıl davanın davacısı) diğer temyiz itirazlarının reddine, temyiz edilen hükmün 3. bent gereğince fer’i müdahil, 4. bent gereğince ise davalı (asıl davanın davacısı) yararına BOZULMASINA, 750,00 TL duruşma avukatlık parasının davacı-davalıdan alınarak davalılara ödenmesine, 15,60"şer TL peşin alınan harcın istek halinde davacı-davalıya ve davalı-davacı ..."a iadesine, 1.138,80 TL peşin alınan harcın istek halinde feri müdahile iadesine, 14.1.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.