1. Hukuk Dairesi 2020/1936 E. , 2021/2523 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ... BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 1.HUKUK DAİRESİ
DAVA TÜRÜ :TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil, bedel davası sonunda, yerel mahkemece davanın reddine ilişkin verilen kararın davacılar vekili ve davalı ... vekili tarafından istinafı üzerine ... Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesince davacıların istinaf başvurusunun esastan reddine, davalının istinaf başvurusunun vekalet ücreti yönünden kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının ortadan kaldırılarak davanın reddine ancak davalı vekili lehine Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenen 6.619,18 TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalı ...’a verilmesine kesin olarak karar verilmiş, davacılar vekilinin temyizi üzerine,yerel mahkemece kararın miktar itibariyle kesin olduğundan bahisle temyiz talebinin reddine ilişkin olarak verilen 24.02.2020 tarihli ek karar davacılar vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ...’un raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
-K A R A R-
Dava, miras payı oranında tapu iptali ve tescil ,olmadığı takdirde bedel isteğine ilişkindir.
Mahkemece, dahili davalı ... yönünden davanın reddine, davalılar...,... yönünden tapu iptali ve tescil isteğinin husumet yokluğundan, tazminat isteğinin esastan reddine ilişkin olarak verilen kararın davacılar vekili ve davalı ... vekili tarafından istinafı üzerine ... Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesince davacıların istinaf başvurusunun esastan reddine, davalının istinaf başvurusunun vekalet ücreti yönünden kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının ortadan kaldırılarak davanın reddine ancak davalı vekili lehine Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenen 6.619,18 TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalı ...’a verilmesine kesin olarak karar verilmiş, anılan karara yönelik davacılar vekilinin temyiz başvurusu ise; Bölge Adliye Mahkemesi kararının kesin olduğundan söz edilerek yerel mahkemenin 24.02.2020 tarihli ek kararı ile reddedilmiş, anılan ek karar davacılar vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiştir.
Bilindiği üzere, 6100 sayılı HMK"nın 366/1. maddesinde "Bu Kanunun istinaf yolu ile ilgili 343 ilâ 349 ve 352 nci maddeleri hükümleri, temyizde de kıyas yoluyla uygulanır.” hükmüne yer verilmiş, anılan maddede atıf yapılan HMK’nın 346/1. maddesinde ise; "İstinaf dilekçesi, kanuni süre geçtikten sonra verilir veya kesin olan bir karara ilişkin olursa, kararı veren mahkeme istinaf dilekçesinin reddine karar verir ve 344. maddeye göre yatırılan giderden karşılanmak suretiyle ret kararını kendiliğinden ilgiliye tebliğ eder." düzenlemesi yer almış, 346/2. madde de "Bu ret kararına karşı tebliğ tarihinden itibaren bir hafta içinde istinaf yoluna başvurulabilir. İstinaf yoluna başvurulduğu ve gerekli giderler de yatırıldığı takdirde dosya, kararı veren mahkemece yetkili Bölge Adliye Mahkemesine gönderilir. Bölge Adliye Mahkemesi ilgili dairesi istinaf dilekçesinin reddine ilişkin kararı yerinde görmezse, ilk istinaf dilekçesine göre gerekli incelemeyi yapar." hükmü öngörülmüştür.
Bu düzenlemeler birlikte değerlendirildiğinde; temyiz kanun yolu başvurusunun kesin olan bir karara ilişkin bulunması durumunda, kararı veren Bölge Adliye Mahkemesi’nce bu dilekçenin reddine karar verilebileceği ve temyize konu kararı veren mahkeme sıfatını haiz olmayan ilk derece mahkemesinin ise; böyle bir karar verme yetkisinin bulunmadığı açıktır.
Öte yandan, temyiz kesinlik sınırı içinde kalması nedeniyle temyiz kabiliyeti bulunmayan kararlar hakkında 01.06.1990 gün ve 3/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca Yargıtayca da bir karar verilebileceği kuşkusuzdur.
O halde, yerel mahkemece kesin olduğundan bahisle temyiz isteğinin reddine karar verilmiş olması yukarıda değinilen ilke ve yasal düzenlemelere aykırıdır.
Bununla birlikte; 6100 sayılı HMK."nın 362. maddesinde bölge adliye mahkemelerinin temyiz olunamayan kararları düzenlenmiş, 1/a bendinde de miktar veya değeri kırkbin Türk Lirasını (bu tutar dahil) geçmeyen davalara ilişkin kararlar" hükmüne yer verilmiş, 2019 yılı itibarıyla HMK."nın 362/1-a bendinde belirtilen 40.000.00 TL’lik kesinlik sınırı 58.800.00 TL olarak uygulanmaya başlamıştır.
Hemen belirtilmelidir ki, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı davalarda dava değeri taşınmazın tümünün değeri üzerinden davayı açan mirasçı veya mirasçıların payına isabet eden değerdir.
Somut olayda, davacılar arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunmamaktadır. Bu durumda her bir davacının dava ettiği miras payının dava tarihindeki değerinin, dava değeri olarak kabul edilmesi gerektiği açıktır. Eldeki davada, çekişme konusu taşınmazın dava tarihi itibarıyla keşfen saptanan toplam değeri 102.912,00 TL olup; aralarında ihtiyari dava arkadaşlığı bulunan her bir davacının 3/16 miras payı karşılığına isabet eden 19.296,00 TL değerin 2019 yılı itibarıyla temyiz kesinlik sınırı olan 58.800,00 TL’nin altında kaldığı anlaşılmaktadır.
Hâl böyle olunca;
1- Vize Asliye Hukuk Mahkemesinin temyiz talebinin reddine ilişkin 24.02.2020 günlü, 2017/24 Esas ve 2019/230 Karar sayılı ek kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,
2- Temyiz kesinlik sınırı içinde kaldığı anlaşılan eldeki dava yönünden davacılar vekilinin temyiz dilekçesinin değerden REDDİNE, peşin alınan harcın istek halinde yatırana iadesine, 26.04.2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.