10. Hukuk Dairesi 2019/4252 E. , 2019/9633 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava, 01.01.1988-18.01.2011 tarihleri arasında, 506 sayılı Kanun ve 5510 sayılı Kanunun 4/a maddesi kapsamındaki sigortalılık süreleri dışında Tarım Bağ-Kur sigortalılığının tespiti, yaşlılık aylığı bağlanması, fazla primlerin iadesi istemine ilişkindir.
Mahkemece, bozmaya uyularak ilamında belirtildiği şekilde davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmün, davacı avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Davanın yasal dayanağı, 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun geçici 7. maddesi delaletiyle mülga 2926 sayılı Kanunun 2,3,6,9 ve 10. maddeleri ve 5510 sayılı Kanunun 4. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendidir.
2926 sayılı Kanunun 2. maddesinde, kanunla veya kanunların verdiği yetkiye dayanılarak kurulan sosyal güvenlik kuruluşları kapsamı dışında kalan ve herhangi bir işverene hizmet akdiyle bağlı olmaksızın, 3. maddenin (b) bendinde tanımlanan tarımsal faaliyette bulunanların Tarım Bağ-Kur sigortalısı sayılacakları belirtilmiştir.
Anılan Kanunun 3. maddesinin (b) bendinde "Tarımsal faaliyette bulunanlar: kendi mülkünde, ortaklık veya kiralamak suretiyle başkalarının mülkünde, kamuya mahsus mahallerde ekim dikim, bakım, üretim, yetiştirme ve ıslah yollarıyla veya doğrudan doğruya tabiattan istifade etmek suretiyle bitki, orman, hayvan ve su ürünlerinin üretimini, avlanmasını, avcılar ve yetiştiriciler tarafından muhafazasını, taşınmasını sağlayanlar veya bu ürünlerden sair bir şekilde faydalanmak suretiyle kendi adına ve hesabına faaliyette bulunanlar" olarak tanımlanmış, 5.maddesinde, sigortalı olmanın zorunlu olduğu, sigortalı olmak hak ve yükümlülüğünden vazgeçilemeyeceği ve kaçınılamayacağı, 6. maddesinde ise, diğer sosyal güvenlik kuruluşları kapsamına tabi bir işte çalışanların, çalışmaya başladıkları tarihten bir gün önce, sigortalılıklarının sona ereceği hüküm altına alınmıştır. Ayrıca aynı Kanunun 9. maddesi Kuruma re"sen tescil yükümlülüğü yüklemiştir.
Anılan Kanunun 10. maddesine göre ise, kayıt ve tescil işlemlerinde valilik, kaymakamlık, özel idare, belediye, muhtarlık ve nüfus idareleri kayıtları ile, diğer kamu kurum ve kuruluşlarının, kanunla kurulu meslek kuruluşlarının, tarım satış kooperatifleri ve birliklerinin T.Şeker Fabrikaları Anonim Şirketi ve tarım kesimine yönelik faaliyette bulunan milli bankaların kayıtlarının esas alınacağı bildirilmiştir.
2926 sayılı Kanunun 60. maddesinde, tarımsal faaliyette bulunanların isteğe bağlı sigortalı olabileceği; zorunlu sigortalılığı sona erenlerin, başka bir sosyal güvenlik kurumu kapsamında olmamak şartıyla, sigortalılıklarını isteğe bağlı sigortalı olarak devam ettirebilecekleri belirtilmiştir. Kanunun 60. maddesi, 4956 sayılı Yasanın 56. maddesi ile yürürlükten kaldırılmış; 4956 sayılı Kanunun geçici 3. maddesinde, önceki düzenlemenin uygulanmasına 01.01.2005 tarihine kadar devam edilebileceğinden, sonrasında, 2926 sayılı Kanunun ek 3. maddesi yollamasıyla 1479 sayılı Kanunun 79. maddesinin uygulama yeri bulunmaktadır.
Mahkemece, Dairemizin 19.04.2016 tarih ve 2016/3035-6084 sayılı bozma ilamımıza uyulması sonrasında yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiş ise de;
Bozma gereğinin yerine getirilmediği anlaşılmaktadır. Dairemiz ilamında belirtildiği üzere, 01.01.1988 tarihi itibariyle 2926 sayılı Kanun kapsamında tescili sağlanan davacının, anılan tarihi de kapsar şekilde 11.9.1987 – 01.11.1988 tarihleri arasında 506 sayılı Kanun kapsamında çalıştığının anlaşılması karşısında Tarım Bağ-Kur sigortalılığının iptaline İlişkin Kurum işlemi yerinde ise de, 01.11.1988 tarih sonrası sigortalılık koşullarının bulunup bulunmadığına ilişkin araştırmaya yönelik bozulmuş olup, mahkemece, davacının 2926 sayılı Yasa kapsamında sigortalılık iradesini ortaya koyacak herhangi bir başvurusu, prim ödemesi, ürün satışı ve bu satışlarda yapılan prim tevkifatı bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi hatalıdır. Şöyle ki, davacının, 2003, 2004, 2006, 2007, 2008, 2009 yıllarında tarım Bağ-Kur sigortalılığı kapsamında prim ödemesi gerçekleştirdiği belirgin olup Mahkemece, söz konusu prim ödemeleri dikkate alınıp 506 sayılı Kanun kapsamında 4/a ile çakışan süreler dışlanmak suretiyle çakışmayan prim ödenen dönem yönünden, davacının, tarımsal faaliyeti bulunup bulunmadığı irdelenerek sonuca göre karar verilmeliydi.
Yapılacak tespitte davacının tarımsal faaliyetinin bulunmaması halinde, Mahkemece, davacının prim ödemelerinin 29.12.2003 tarihinden itibaren olduğu gözetilerek, isteğe bağlı Bağ-Kur sigortalısı olmak için Kuruma yazılı başvuru ya da isteğe bağlı sigortalı olma iradesini ortaya koyacak şekilde Kuruma prim ödemesinin varlığı koşul olup, davalı Kurumun kabul ettiği sigortalılık süreleri için ödenmesi gereken prim borçları dışında davacının ödediği primin, ödendiği tarihten itibaren, sonraki prim ödemeleri de gözetilmek suretiyle karşıladığı süre kadar davacının 2926 sayılı Kanun kapsamında isteğe bağlı sigortalı olarak kabul edilmesi gerekir. Bu nedenle, primin ödendiği tarihten ileri doğru Kuruma yapılan prim ödemelerine göre karşıladığı süre Kurumdan sorulup, gerekirse bilirkişi marifetiyle belirlenerek, davacının ödediği primlerin karşılığı isteğe bağlı sigortalılık süresi tereddüde mahal bırakmayacak şekilde belirlenerek, varılacak sonuca göre, 2926 sayılı Yasanın 60. maddesi kapsamında isteğe bağlı sigortalı sayılması gerekmektedir.
Bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme sonucu, yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O halde, davacı avukatının bu yönlerini amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 09.12.2019 günü oybirliği ile karar verildi.