Abaküs Yazılım
19. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/14516
Karar No: 2016/6152
Karar Tarihi: 08.04.2016

Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2015/14516 Esas 2016/6152 Karar Sayılı İlamı

19. Hukuk Dairesi         2015/14516 E.  ,  2016/6152 K.

    "İçtihat Metni"


    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının bozma kararına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün davalı ... vekilince duruşmalı, davacı vekilince ve davalı ... vekilince duruşmasız temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı vekili Av. ... ile davalılardan ... vekili Av. ... gelmiş, diğer davalı tarafından kimse gelmemiş olduğundan onun yokluğunda duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçelerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

    - K A R A R -

    1-Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı doğrultusunda inceleme yapılıp hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, bozmanın kapsamı dışında kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazları incelenemeyeceğine göre, taraf vekillerinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
    2) Mahkemece, Dairemizin bozma kararına uyulmuş ise de bozma gerekleri tam olarak yerine getirilmemiştir. Zira hükme esas alınan bilirkişi raporu hesaplama tarzı itibariyle birlikte kefalet hükümlerine uygun düşmemektedir (818 sayılı BK"nun 488/2. cümle, 6098 sayılı TBK"nun 587/son fıkrası). Borcu ödeyen davacı kefilin, toplam kefalet payı oranında diğerlerine rücu hakkına sahip olup, rücu edebileceği miktarın hesabı şu örneğe göre yapılması gerekmektedir; “kefil olunan asıl borç 150,00 TL ise ve bu borca da birbirinden bağımsız olarak, (K1) 200,00 TL için, (K2) 50,000 TL için, (K3)"de 50,000 TL için kefil olmuşsa, toplam kefalet miktarı 300,00 TL olmaktadır. (K1) 150,00 TL"nin tamamını ödediğinde, diğer kefillere olan rücu hakkının hesaplanmasında, önce kefil olduğu miktarın toplam kefalet miktarına oranı 2/3 olarak bulunacak ve (K1)"in asıl borçtan sorumluluğu, bu orana denk düşen 100,00 TL olacaktır. Bu durumda, (K1) fazladan ödediği 50.00 TL için yine aynı hesaplamayla bulunacak 1/6 oranında yani 25,00"er TL için diğer kefillerin her birine ( K2 ve K3)"e rücu edebilecektir." (6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu"nun 587. maddesinin son fıkrasına ilişkin Hükümet Tasarısının madde gerekçesinden) Bu durumda mahkemece yukarıdaki örnek dikkate alınarak davacının rücu edebileceği miktar hesaplanarak bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.


    SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle taraf vekillerinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle hükmün taraflar yararına BOZULMASINA, vekilleri Yargıtay duruşmasında hazır bulunan davacı ve davalılardan ... yararına takdir edilen 1.350,00 "er TL duruşma vekalet ücretinin bir diğerinden alınarak bir diğerine verilmesine, peşin harçların istek halinde iadesine, 08/04/2016 gününde oyçokluğuyla karar verildi.



    KARŞI OY YAZISI

    Yerel mahkeme tarafından verilen 25.12.2012 tarihli karar Dairemizin 12.03.2014 tarihli kararıyla bozulurken davacı kefilin dava dışı borçlunun dava dışı bankaya olan borcunu ödemesi üzerine ancak kendi sorumluluğunu aşan kısım yönünden diğer kefillet olan davalılara rücu edilebileceği hatırlatılarak yerel mahkemece davacının hissesine düşen miktar mahsup edilmeden bankaya yapılan ödemenin tamamının davalılardan tahsiline karar verilmesinin doğru olmadığına işaret edilmiş ve ayrıca davalı kefil ... tarafından kefalet haricinde alacaklı bankaya ipotek verilen taşınmazın ipotek yüküyle birlikte davacının eşi ... tarafından satın alındığına dikkat çekilerek bu durumun kefillerin durumunu ağırlaştırmış olup olmadığı hususu üzerinde de yeterince durulması gerekliliği ifade edilmiştir.
    Yerel mahkemece bozma kararma uyularak verilen 30.06.2015 tarihli kararda ipoteğin durumu üzerinde yeterince durulmamış ve davacının kefil olarak yaptığı ödemenin diğer kefiller olan davalılardan yeni bir miktara göre tahsiline karar verilmiştir.
    Dairemizce yerel mahkemenin 30.06.2015 tarihli bu kararı yeniden bozulurken saygıdeğer çoğunluk tarafından ipoteğin varlığı üzerinde durulmaksızın davacının kefil olarak yaptığı ödemenin davalılardan ne orandan talep edilebileceği ayrıntılı bir şekilde gösterilmiştir.
    Ancak dosya içeriğinden ve birinci bozmadan sonra alınan bilirkişi ... Nar tarafından düzenlenen 18.05.2015 tarihli rapordan davacı kefil ... tarafından 24.09.2010 tarihinde borcun ödenmesinden sonra dava dışı alacaklı banka lehine olan ipoteğin 23.11.2010 tarihinde terkin edildiği terkin edilen bu ipoteğin borcun tamamını karşılayacak miktarda olduğu anlaşılmaktadır.
    TBK"nın 596. maddesi gereğince, borcu ödeyen kefil alacaklının yerine geçer ve onun rehin dahil bütün haklarına halef olur. TBK"nın 592. maddesi gereğince, alacaklı rehin haklarını kefilin zararına olacak şekilde azaltırsa kefilin sorumluluğu da buna uygun düşecek şekilde azalır.
    Somut olayda borcu ödeyen davacı kefilin eşine intikal eden taşınmaz üzerindeki ipoteğin fekkini sağlayarak davalı kefillerin durumlarını ağırlaştırmıştır.
    Fek edilen ipotek borcun tamamını karşılayacak miktarda olduğundan davalı kefiller kefalet sorumluluğundan tamamen kurtulmuşlardır.
    Bu itibarla yerel mahkemenin davayı reddi gerekirken kısmen kabulü yanlış olmuş ve yerel mahkeme kararının bu yönden bozulması gerekirken davalıların bu yöne ilişkin temyiz itirazlarının Dairemizce reddedilmesi yerinde olmamıştır.
    Açıkladığım nedenlerle saygıdeğer çoğunluğun bu şekilde oluşturulan bozma kararma muhalifim. 08.04.2016


    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi