8. Hukuk Dairesi 2015/18941 E. , 2015/19771 K.
"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Karşıyaka 1. İcra Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 31/07/2013
NUMARASI :
DAVACI : C. Deri Kumaş Mob. San. Tic. Ltd. Şti.
DAVALI : E.. Y.. vs.
DAVA TÜRÜ : İstihkak
Yukarıda tarih ve numarası yazılı Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki temyiz eden tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daire"ye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:
K A R A R
Davacı alacaklı vekili, 07/08/2012 tarihinde yapılan haciz sırasında davalı üçüncü şahıs S.. Ö.."in iş yerini boş olarak kiralayıp işletmeye başladığını iddia ettiğini ve akabinde Adana 4. İcra Hukuk Mahkemesi"ne 2012/... Esas sayılı dosyası ile istihkak davası açtığını, Mahkemenin 20/12/2012 tarihli ara kararıyla, takip dosyasındaki istihkak prosedürünün tamamlanmasına karar verildiğini, İİK"nun 99. maddesi uyarınca, dava açmaları yönünde kendilerine verilen süre sebebiyle, üçüncü kişi S.. Ö.. aleyhine dava açmak durumunda kaldıklarını, davalı üçüncü kişinin, borçlu E.. Y.."yu tanımadığı iddialarının gerçek dışı olduğunu, işletmenin halen borçlu adına tescilli olduğunu, haciz işlemi sırasında UYAP"dan yapılan SGK sorgusunda iş yerinin o tarihte borçlu adına kayıtlı olduğunun belirlendiğini, iş yerinin, Ticaret Sicil Memurluğu kayıtlarına göre halen borçlu adına gözüktüğünü, su ve elektrik aboneliğinin borçlu adına olduğunu, bunun yanında iş yeri devrinin bir an için gerçek olduğu düşünülse bile, İİK"nun 44 ve Borçlar Kanunu"nun 202 maddelerine uygun işletme devri gerçekleştirilmediğinden işletmenin borçlarından davalı 3. kişinin de sorumlu tutulması gerektiğini açıklanan nedenlerle davanın kabulü ile davalı kişinin istihkak iddiasının reddine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı 3. kişi vekili, haczedilen menkul malların borçlu E.. Y.."ya ait olmayıp, müvekkiline ait olduğunu daha önce sunmuş oldukları menkul mallara ait faturalar ve sevk irsaliyelerinden, muvazaa olmadığının anlaşılacağını, müvekkili ile borçlu arasında herhangi bir akrabalık ilişkisi bulunmadığını, müvekkilinin dükkanın devrini usulüne uygun şekilde alarak ücretini de tam olarak ödediğinden hileli bir devirden bahsedilemeyeceğini savunarak davanın reddini istemiştir.
.//..
Mahkemece, tüm dosya kapsamına göre; eldeki dosya açısından bekletici mesele kabul edilen Adana 4. İcra Hukuk Mahkemesi"nin 2012/....Esas sayılı dosyasında yapılan yargılama sonucunda, 21/03/... tarih ve 2013/... Karar sayılı karar ile davacı üçüncü kişi S.. Ö.."in davadan feragati nedeni ile açılan davanın reddine karar verildiği ve bu kararın 06/07/2013 tarihinde kesinleştiği, davalının üçüncü kişi sıfatı ile açtığı davadan feragat etmesinin, aynı mahcuzlarla ilgili eldeki davada da istihkak iddiasından vazgeçmiş sayılmasını gerektireceğinden, davanın kesin hüküm nedeni ile kabulü gerektiği gerekçesiyle, davanın kabulü ile, davalının istihkak iddiasının kaldırılmasına, haczedilen menkullerle ilgili takip durdurulmadığından davacı lehine tazminata hükmolunmasına yer olmadığına karar verilmiştir.
Hüküm, davalı 3. kişi tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, alacaklı tarafından İİK"nun 99. maddesi uyarınca istihkak iddiasının reddi talebiyle açılmıştır.
Davalı 3. kişi S.. Ö.., Adana 4. İcra Hukuk Mahkemesi"nin 2012/... Esas sayılı dosyasına sunduğu 18.03.2013 tarihli beyan dilekçesinde aynen “açmış olduğumuz istihkak davası, İİK 99. maddesi gereğince davalının açması gereken dava olması sebebi ile, tarafımızdan açılmış bulunan bu davadan vazgeçme zarureti hasıl olmuştur.” biçiminde beyanda bulunmuş olup, beyan dilekçesinin konusu da “istihkak davasından vazgeçme” olarak yazılmıştır.
Bu bilgiler ışığında, sözkonusu beyanların, hakkın özünden feragat biçimde değil, davanın takibinden vazgeçme olarak nitelendirilmesi gerekir. Bu sebeple, temyize konu dava dosyasında tarafların sav ve savunmaları ile gösterdikleri deliller toplanıp değerlendirilerek, davanın esası hakkında karar verilmesi gerekirken, hatalı değerlendirme sonucu kesin hüküm varlığı sebebiyle davacı alacaklının davasının kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı 3. kişi vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün İİK"nun 366. ve HUMK"nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, taraflarca İİK"nun 366/3. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve 24,30 TL peşin harcın temyiz edene iadesine, 05.11.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.