Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/17500
Karar No: 2018/6192
Karar Tarihi: 31.05.2018

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2016/17500 Esas 2018/6192 Karar Sayılı İlamı

3. Hukuk Dairesi         2016/17500 E.  ,  2018/6192 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ:ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

    Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
    Y A R G I T A Y K A R A R I
    Davacı, davalı vakfın kaçak elektrik kullanmasına ilişkin 35.272,26 TL fatura tahakkuk ettirildiğini ve bu hususun davalı Vakfa tebliğ edildiğini, belirlenen tahakkuk bedelinin ödenmemesi üzerine ... 11. İcra Müdürlüğünün 2010/11543 esas sayılı dosyası ile başlattıkları icra takibine davalı Vakfın haksız olarak itiraz edip takibi durdurduğunu beyanla itirazının iptaline, takibin devamına ve davalının icra inkar tazminatı ödemeye mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı, cevap dilekçesi sunmamış; 22.04.2013 tarihli beyan dilekçesinde ise; ilgili fatura tahakkuk ettirilen adresteki binada Alevi yurttaşların Cem ibadetlerini yaptıkları bir Cem salonu, cenaze hizmetlerinin yürütüldüğü bir salon ve morg, yoksul insanlara yemek verilen büyük bir aşevi, kütüphane ve konferans salonu bulunduğunu, binadaki ana faaliyetin Cem İbadeti olduğunu, Cemevleri"nin Alevi-İslam anlayışındaki yurttaşların ibadet şekli olduğunu, Alevi yurttaşların tüm yurttaşlık yükümlülüklerini diğer vatandaşlar gibi yerine getirdiklerini ve vergilerini ödediklerini, 5784 sayılı yasanın geçici 17.maddesinin 3.fıkrasına göre toplumun ibadetine açılmış ve ücretsiz girilen yerlerin aydınlatma giderlerinin Diyanet İşleri Başkanlığı bütçesinden karşılandığını, Alevi yurttaşların vatandaşlık yükümlülüklerini yerine getirmelerine rağmen ibadet yapmak ve inançlarını yaşatmak için genel bütçeden hiçbir pay almadıklarını, bunun Anayasa"daki eşitlik ilkesine, AİHS"ne ve 1969 Viyana Antlaşmalar Hukuku Sözleşmesi"ne aykırı olduğunu, öncelikle ilgili binada Cemevi,cenaze hizmetleri bölümü ve aşevi olup olmadığına ilişkin olarak keşif yapılmasını talep ettiklerini, ilgili elektrik borcunun Diyanet İşleri Başkanlığı bütçesinden karşılanması gerektiğini savunarak, davanın husumet ve esas yönünden reddini dilemiştir.
    Mahkemece, benimsenen bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kısmen kabulü ile, ... 7.İcra müdürlüğünün 2010/11543 esas sayılı dosyasında yapılan itirazın 18.216,79-TL üzerinden iptali ile takibin bu miktar üzerinden devamına, fazla talep ile icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmiş, hüküm süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmiştir.Somut uyuşmazlıkta, ilk etapta açıklığa kavuşturulması gereken olgu, Cemevlerinin statüsü ve ibadethane kapsamında değerlendirmeye alınıp alınmayacağı hususudur.Bu konuda ülkemizdeki mevzuat incelendiğinde, başta Anayasamızın 90.maddesinin bir ve sonuncu fıkraları; "Türkiye Cumhuriyeti adına yabancı devletlerle ve milletlerarası kuruluşlarla yapılacak antlaşmaların onaylanması, Türkiye Büyük Millet Meclisinin onaylamayı bir kanunla uygun bulmasına bağlıdır. (...)
    Usulüne göre yürürlüğe konulmuş milletlerarası antlaşmalar kanun hükmündedir. Bunlar hakkında Anayasaya aykırılık iddiası ile Anayasa Mahkemesine başvurulamaz. Usulüne göre yürürlüğe konulmuş temel hak ve özgürlüklere ilişkin milletlerarası antlaşmalarla kanunların aynı konuda farklı hükümler içermesi nedeniyle çıkabilecek uyuşmazlıklarda milletlerarası antlaşma hükümleri esas alınır."
    Anayasanın kanun önünde eşitlik ilkesine ilişkin 10.maddesi: "Herkes, dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayrım gözetilmeksizin kanun önünde eşittir."
    Din ve vicdan özgürlüğüne ilişkin Anayasa’nın 24.maddesi: “Herkes, vicdan, dini inanç ve kanaat hürriyetine sahiptir. 14.madde hükümlerine aykırı olmamak şartıyla ibadet, dini ayin ve törenler serbesttir.Kimse, ibadete, dini ayin ve törenlere katılmaya, dini inanç ve kanaatlerini açıklamaya zorlanamaz; dini inanç ve kanaatlerinden dolayı kınanamaz ve suçlanamaz." "Anayasa’nın 136.maddesi ise: “Genel idare içinde yer alan Diyanet İşleri Başkanlığı, laiklik ilkesi doğrultusunda, bütün siyasi görüş ve düşünüşlerin dışında kalarak ve milletçe dayanışma ve bütünleşmeyi amaç edinerek, özel kanununda gösterilen görevleri yerine getirir.” hükümlerini içermektedir.
    Bakanlar Kurulu’nun 2/1958 sayılı Kararında; Bakanlar Kurulu tarafından 18 Şubat 1935 tarihinde kabul edilen, “Bazı Kisvelerin Giyilemeyeceğine Dair Kanunun Uygulanmasına İlişkin Nizamnamenin 3.maddesi ibadethaneyi şu şekilde tanımlamaktadır: “Mabetler, her din ibadetine mahsus ve usule uygun olarak teessüs etmiş olan kapalı mekânlardır.”Türk hukukunda, “mabet veya ibadethane” statüsü elde edilmesine ilişkin özel bir usul düzenlenmemiştir. Uygulamada, yukarıda anılan Nizamname, bir dine özgü ibadetler ile ibadethane arasında bir bağ kurduğu şeklinde yorumlanmaktadır.Bu konuya ilişkin metinlerde, yalnızca camiler, kiliseler ve sinagoglar (ve mescitler, küçük mahalle camileri), açıkça, sırasıyla Müslümanlık, Hristiyanlık ve Musevilik dinlerinin ibadethaneleri olarak kabul edilmektedirler. İbadethane nitelendirmesinin hukuk düzeni açısından pek çok önemli sonucu bulunmaktadır: Her şeyden önce, ibadethaneler birçok vergi ve harçtan muaf tutulmaktadır. Buna ek olarak, elektrik faturaları Diyanet İşleri Başkanlığı"nın ödeneği ile karşılanmaktadır. Nihayet imar planları yapılırken bazı yerler, inşaası birtakım koşullara tabi olan ibadethanelere tahsis edilmektedir.Resmi Gazete’de 23 Mayıs 2002 tarihinde yayımlanan ve Bakanlar Kurulu tarafından kabul edilen, 2002/4100 sayılı kararın somut olayla ilgili kısımları aşağıdaki gibidir:
    Madde 2“Aşağıda belirtilen [elektrik abone grubunda yer alan (kişi ya da kurumlar, bu Kararın 3üncü maddesinde belirtilen koşullar çerçevesinde 4736 sayılı Kanunun 1inci maddesinin birinci fıkrası hükmünden muaftır:(...)
    e) Hayır kurumları, dernekler, vakıflar, müzeler, resmi okullar (...),
    f) İbadethaneler (camiler, mescitler, kiliseler, havra ve sinagoglar) (...).
    Madde 3 Bu kararın 2inci maddesinde belirtilen abone gruplarına uygulanacak tarifeler aşağıdaki usullere göre belirlenir:
    (...) e) Hayır kurumları, dernekler, vakıflar, müzeler, resmi okullar (...) abone grubu için, adı geçen gruba uygulanan ortalama satış fiyatı ile mesken abone grubuna uygulanan aylık ortalama satış fiyatı arasındaki fark kilowatt-saat başına 15 TL’yi geçemez (...)
    f) (...) ibadethanelerin elektrik enerjisi yıllık giderleri de Diyanet İşleri Başkanlığının takip eden yılı bütçesine konulacak ödeneklerden sağlanır (...).”19 Ocak 2002 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanan 4736 sayılı Kanun’un 1. maddesinin 1. fıkrası uyarınca, bazı kamu kuruluşlarının, elektrik faturası ödeme muafiyetinden faydalanmaları mümkün değildir.5784 sayılı yasanın geçici 17. maddesinin 3. fıkrası: "Güvenlik amacıyla yapılan sınır aydınlatmalarına ait tüketim giderleri, İçişleri Bakanlığı bütçesine konulacak ödenekten, toplumun ibadetine açılmış ve ücretsiz girilen ibadethanelere ilişkin aydınlama giderleri ise Diyanet İşleri Başkanlığı bütçesine konulacak ödenekten karşılanır."
    Ülkemizinde imzaladığı Uluslararası Sözleşmelere bakıldığında, Avrupa İnsan Hakları Sözleşme’nin 14. maddesinde:
    “(...) Sözleşme’de tanınan hak ve özgürlüklerden yararlanma, cinsiyet, ırk, renk, dil, din, siyasal veya diğer kanaatler, ulusal veya toplumsal köken, ulusal bir azınlığa aidiyet, servet, doğum başta olmak üzere herhangi başka bir duruma dayalı hiçbir ayrımcılık gözetilmeksizin sağlanmalıdır.”Sözleşme’nin 9.maddesinde:
    “1. Herkes düşünce, vicdan ve din özgürlüğüne sahiptir; bu hak, din veya inanç değiştirme özgürlüğü ile tek başına veya topluca, kamuya açık veya kapalı ibadet, öğretim, uygulama ve ayin yapmak suretiyle dinini veya inancını açıklama özgürlüğünü de içerir.
    2. Din veya inancını açıklama özgürlüğü, sadece yasayla öngörülen ve demokratik bir toplumda kamu güvenliğinin, kamu düzeninin, genel sağlık veya ahlakın ya da başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması için gerekli sınırlamalara tabi tutulabilir.” düzenlemelerine yer verilmiştir.Davalı, faaliyette bulunduğu binada, Alevi yurttaşların cem ibadetini yaptığını, Cem salonu, morg, yoksul insanlara yemek verilen aşevi, kütüphane ve konferans salonun mevcut olduğunu, Cemin, Alevi-İslam anlayışındaki yurttaşların ibadet şekli olduğunu, binadaki ana faaliyetin cem ibadeti olduğunu ileri sürmektedir.
    Cemevi, Alevi-İslam inanışına sahip yurttaşlarımızın öteden beri cem ibadetini yaptıkları mekanın adıdır. "Cem kelimesi, Arapça"da "toplanma" anlamına gelmekte ve dini, törensel ve ritüel uygulamalarının tümünü kapsamaktadır." Tüm alevi toplumunca kabul gören cemevleri, Alevi-İslam inancına sahip yurttaşların ibadet mekanıdır. Bu ibadet şekli Anadolu"da yüzyıllardan beri böyle süre gelmiş, Aleviler inançlarını bu şekilde devam ettirmişlerdir. "Öncelikle, bir mekanın ibadet yeri sayılıp sayılmamasının münhasıran o inanca tabi insanların taktirinde bulunmalıdır." Alevi inancına mensup insanlarının inanç ve ibadet merkezlerinin cemevleri olduğu, Alevilerle birlikte tüm toplum kesimleri tarafından kabul edilmiş bir olgu ve gerçekliktir. Cemevlerinin bir ibadet merkezi olduğu, Anadolu Alevilerinin gelenek ve kültürlerini yaşatmak ve geliştirmek üzere kurulduğu tartışma konusu olmaktan uzaktır." Alevilik, Orta Asya"da ortaya çıkmış ancak büyük ölçüde Anadolu"da gelişmiştir. İki önemli tasavvufçu olan ...(12.yüzyıl) ve ...(14.Yüzyıl), bu dini hareketin ortaya çıkmasında oldukça etkili olmuş, kaynağını Türk toplumu ve tarihinden almıştır." Alevilik ve Alevilerle ilgili sorunlar ülkemizde ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinde yargılama konusu olmuştur (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 2014/7 -1038 E, 2014/990 K.sayılı 03/12/2014 günlü kararı, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi ... ve ... Davası- Türkiye Başvuru No. 1448/04,... Eğitim ve Kültür Merkezi Vakfı/ Türkiye Davası Başvuru No: 32093/10 ). Nitekim, ... Eğitim ve Kültür Merkezi Vakfı/ Türkiye Davası Başvuru No:32093/10 olan dava, somut olayla birebir örtüşmektedir. Her iki davanın tarafları aynı olup, konuları benzerdir. Bu davada Ülkemizin, İnsan Hakları ve Temel Özgürlüklerin Korunmasına İlişkin Sözleşmenin 9 ve 14.maddelerini ihlal ettiğine hükmedilmiştir.Tüm bu maddeler ve özellikle Uluslararası Sözleşme hükümleri ile birlikte normatif düzenlemeler kapsamında hukuki olgulara göre; cemevlerinin ibadethane kapsamında değerlendirilmesi gerektiği Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 9 ve 14. maddelerine aykırı olduğunu bildirir Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin ... Eğitim ve Kültür Merkezi Vakfı Davası Başvuru No:32093/10 kararı da dikkate alınarak, davalı vakıfta, alanında uzman bilirkişi marifetiyle keşif yapılarak; söz konusu vakfın ibadethane kapsamında değerlendirilecek bu bölüme ait aydınlatma giderleri tam olarak tespit edilmeli ve sonucuna göre hüküm kurulması gerekir. Bu yönde bir araştırma ve inceleme yapılmaksızın davanın kısmen kabulü usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar göz önünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince davalı yararına BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 31.05.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi