21. Hukuk Dairesi Esas No: 2017/6020 Karar No: 2017/10348 Karar Tarihi: 11.12.2017
Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2017/6020 Esas 2017/10348 Karar Sayılı İlamı
21. Hukuk Dairesi 2017/6020 E. , 2017/10348 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
Davacı, meslek hastalığı sonucu maluliyetinden doğan maddi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir. Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine karar vermiştir. Hükmün, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar verildi.
K A R A R
Dava meslek hastalığına bağlı olarak % 20,00 fark maluliyet için maddi ve manevi tazminat istemine yöneliktir. Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama neticesinde davanın reddine karar verilmiştir. Dosya kapsamındaki bilgilere göre, davacının 28/10/2008 tarihinde tespit edilen meslek hastalığı nedeniyle daha önce taraflar arasında görülen ... 2. İş Mahkemesinin 2009/420 Esas, 2013/444 Karar sayılı dosyasında alınan raporlara göre maluliyet oranının %36 olarak tespit edildiği, Mahkemece iş bu dosyadaki yargılama neticesinde %36 maluliyete itibar edilerek maddi ve manevi tazminata hükmedildiği, SGK tarafından düzenlenen 02/03/2009 tarihli raporda ise %56 maluliyet oranı tespit edildiği ve kontrol kaydının 28/10/2011 olarak belirlendiği, SGK kontrol kaydı neticesinde düzenlenen 28.09.2012 tarihli rapor ile Yüksek Sağlık kurulu tarafından düzenlenen 12.12.2014 tarihli rapora göre maluliyet oranın %56 olarak belirlenmesi nedeniyle iş bu davanın açılarak %20 oranındaki fark maluliyetin istenildiği anlaşılmaktadır. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 6.3.2002 gün ve 1/119-135 sayılı kararında da belirtildiği üzere; bozma kararına uyması ile Mahkemenin bozma kararı doğrultusunda işlem yapma yükümlüğü doğar. Bu ilke Usul Kanunun dayandığı ana esaslardan olup kamu düzeni ile ilgilidir. Yargıtayın bozma kararına uymuş olan Mahkemenin, bozma gereğince değerlendirme yaparak yeni hükmünü tesis etme zorunluluğu vardır. Dairemizin 29/03/2016 tarih ve 2016/5628 Esas ve 2016/5493 Karar sayılı bozma ilamında işaret olunduğu üzere davacının meslek hastalığına bağlı sürekli iş göremezlik oranında artma olup olmadığına ve artma varsa bunun oranı ve artma tarihine ilişkin olarak, Adli Tıp Kurumu ihtisas kurulu ile gerektiğinde genel kurulundan rapor alınması gerektiği açıktır. Davacının maluliyet oranının önceki yargılama sırasında Adli Tıp 3. İhtisas Kurulundan alınan 06/12/2010 ve Adli Tıp Genel Kurulundan alınan 14/06/2012 tarihli raporlarına göre %36 olarak tespit edilmişken; iş bu dosyada Adli Tıp 3. İhtisas Kurulundan alınan 22/05/2017 tarihli rapora göre %56 olarak tespit edilmesi ve maluliyet başlangıç tarihinin 26/09/2008 tarihi olduğu belirtilerek artma kaydı olmadığına işaret olunması nedeniyle, Adli Tıp Raporları arasında çelişki bulunduğu açıktır. O halde uyulan bozma kararı doğrultusunda Adli Tıp Kurumu raporları arasında çelişki giderilerek, davacının meslek hastalığına bağlı sürekli iş göremezlik oranında artma olup olmadığı ve artma varsa bunun oranı ve artma tarihine ilişkin olarak bir kez de Adli Tıp Genel Kurulundan rapor alınarak sorucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile karar verilmesi hatalı olmuştur. Mahkemece bu maddi ve hukuki olgulara aykırı biçimde yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. O halde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul olunmalı ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine 11/12/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.