17. Hukuk Dairesi 2018/3416 E. , 2019/12152 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün davalılar ... ve ... tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, Tuzla vergi dairesi mükellefi ... aleyhine takip yapıldığını, adına kayıtlı malvarlığına rastlanılmadığını, adına kayıtlı gayrımenkulleri mal kaçırma gayesi ile aralarında akrabalık ilişkisi bulunan diğer davalılara devrettiğinin tespit edildiğini beyan ederek, davalılar arasındaki tasarrufların amme alacağının asıl ve ferileri ile sınırlı olmak üzere iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı borçlu ..., söz konusu tasarrufların gerçek bir satış olduğunu, mal kaçırma gayesi bulunmadığını beyan ederek davanın reddini talep etmiştir.
Davalı ... da söz konusu gayrımenkulün parasının kendisi tarafından ödendiğini, o dönem yaşı küçük olduğundan tapuda abisi adına kaydedildiğini, davalı borçlu abisinin malın gerçek sahibinin kendisi olması sebebi ile gayrımenkulü devrettiğini beyan ederek davanın reddini talep etmiştir.
Davalı ... , davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalılar ... ve ... tarafından ayrı ayrı temyiz edilmiştir.
1-Mahkeme hükmü davalı asil ..."a 03.02.2015. tarihinde tebliğ edildiği, davalı asil ... tarafından 20.04.2015 havale tarihli ve aynı günlü harcının yatırılarak temyiz dilekçesinin mahkemeye ibraz edildiği, anılan dilekçenin temyiz süresi geçtikten sonra verildiği anlaşılmakla, süresinden sonra yapılan temyiz istemleri hakkında mahkemece bir karar verilebileceği gibi, 01.06.1990 gün ve 3/4 Sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca, Yargıtay’ca da bu yolda karar verilebileceğinden, davalı ... yönünden süresinden sonra verilen temyiz dilekçesinin reddi gerekmiştir.
2-Dava 6183 sayılı Yasanın 24 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkin olup bu tür davalar Yasanın 25. maddesi gereğince borçlu ve onunla hukuki işlemde bulunan 3. kişilerle bunların mirasçılarına ve suiniyet sahibi diğer üçüncü şahıslara karşı istenir.
Davalı borçlu ve hukuki işlemde bulunduğu kişiler arasında zorunlu dava arkadaşlığı mevcut olup taraf teşkili kamu düzenine ilişkin dava koşullarından olup mahkemece öncelikle ve resen incelenmesi gereken hususlardandır.
Somut olayda mahkemece dava konusu gayrımenkullerin gerçek değeri ile tapuda gösterilen değerleri arasında misli aşan fark bulunduğu ve davalılar arasındaki akrabalık ilişkisi gözönüne alındığında davalı 3. kişilerin davalı borçlunun durumunu bilen ve bilmesi gereken kişiler olduğu gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiş, temyiz aşamasındayken davalı ...’nın beyanına ve UYAP"ta mevcut nüfus kayıt bilgilerine göre davalı borçlu ...’in 15.05.2017 de vefat ettiği anlaşılmıştır.
Bu durumda davalı borçlu ...’in mirasçıları tespit edilerek davaya davet edilerek taraf teşkili sağlanması, taraf teşkili sağlandıktan sonra işin esasına girilerek taraf delillerinin toplanması ve hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçeyle hüküm tesisi isabetli görülmemiştir.
3-Bozma neden ve şekline göre davalı ... "ın temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Kabule göre davanın 6183 sayılı Yasanın 24 ve devamı maddelerine göre açılmış tasarrufun iptali davası olmasına rağmen gerekçede davanın İİK 277 ve devamı maddelerine göre açılmış tasarrufun iptali olarak nitelendirilmesi doğru görülmemiştir.
Yine kabule göre de 6183 sayılı Yasının 38. maddesi ve 1136 sayılı Avukatlık Kanunu’nun 168. maddesinde 16/06/2009 tarihinde ve 5904 sayılı Kanun’un 35. maddesi ile yapılan değişiklik sonucu hazırlanan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinde 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun uygulanmasından doğan her türlü davalar için avukatlık ücreti tutarının maktu olarak belirlenmesi gerekirken nisbi vekalet ücretine hükmedilmesi de doğru olmamıştır.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı ... ’ın temyiz dilekçesinin REDDİNE, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle hükmün resen BOZULMASINA, (3) nolu bentte açıklanan nedenlerle de davalı ..."ın temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalı ... ve ..."a geri verilmesine 18.12.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.