11. Hukuk Dairesi 2016/3259 E. , 2017/1941 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada ... 1.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 10/11/2015 tarih ve 2014/267-2015/199 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş olup, duruşma için belirlenen 28/03/2017 günü hazır bulunan davacı vekili Av. ... ile davalı vekili Av. ... dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkili ile ... arasındaki sözleşmeye dayanarak eser sahibi adına açtığı davada ... isimli eserin ... hak sahiplerinin dava dışı ... ve ... Ltd. Şti. ile yaptığı sözleşme gereğince Türkiye"deki mali haklarının temsilcisi olduğunu, bestenin davalının yapımcısı olduğu ... isimli yapımın 1, 2, 4, 8 ve 62. bölüm dizi reklamında izinsiz kullanıldığnı ileri sürerek, FSEK 68. madde gereğince şimdilik 114.000 TL + KDV+ Stopaj maddi tazminatın tecavüz tarihinden itibaren hesaplanacak reeskont aylık avans faiziyle birlikte tahsilini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, eserin ... kayıtlarında mevcut olmaması nedeniyle anonim olarak göründüğünden izinsiz kullanımın söz konusu olmadığını, yayının 2010 ve 2011 yılına ait olması nedeniyle zaman aşımına uğradığını, yayının müvekkili tarafından değil, yayıncı kuruluş tarafından yapıldığını, davacının aktif dava ehliyetinin de bulunmadığını, davacıya verilen tek sayfalık belgenin vekaletname olarak kabul edilemeyeceği ve davacının takip yetkisinin bulunmadığını, alt lisans sözleşmesinin yeterli olmadığını, eserin ...tarafından işlendiğini, onun izni ile kullanıldığını, bu eserlerin de eser işletme belgelerinin bulunduğunu, ..."ın uluslararası veri tabanında bulunmadığını, ..."da olup olmadığının da şüpheli olduğunu, müziğin kullanıldığı dizinin yayıncı ... TV tarafından ..."a satıldığını, ..."daki gösterimlerde de hak sahibi olduğunu iddia edenlerin herhangi bir hak talebinde bulunmadıklarını, bu eserin ..."a 25 Mayıs 2014 yılında kaydedildiğini savunarak davanın usulden ve esastan reddini talep etmiştir.
Mahkemece, davacı şirket ile ... isimli şirket arasında yapılan 01/04/2014 tarihli yayıncılık sözleşmesinde, sözleşmenin 2. maddesi ile sözleşme ekinde belirtilen eserlerin yayıncılık haklarını yayıncıya devredildiği, yine sözleşmenin yayıncının yükümlülükleri başlığı altındaki maddesinde, son paragrafta yayıncının eser sahibini adli ve idari merciler karşısında temsil etmesi yasal hale getirmez ve keza 3.kişilerin yasa dışı ihlallerinden eser sahibinin haklarının adli koruma hükümlülüğü bulunmadığı, bununla ilgili olarak ve ilgili faaliyetler için eser sahibinin konu ile ilgili masrafları yüklenerek karar vereceği, adli faaliyetler gereğince eser sahibi lehine olan tazminatların davalık olması durumunda yayıncının talepte bulunmayacağı, eğer bu duruma karışmamış ise olası adli faaliyetlere iştirak etmesi durumunda eser sahibi ile ekonomik ve diğer şartlara haiz anlaşma yapacağı, sözleşmenin süresi ve bölgesel geçerliliği başlığı altındaki başka bir madde de sözleşmenin 01/04/2014 tarihinde başlamak üzere 3 yıl süreli olduğunun öngörüldüğü, ..."dan Türkçe"ye biraz sorunlu olarak çevrilen sözleşme hükümlerinden de anlaşılacağı üzere davacının eseri temsil haklarını sözleşmenin akdedildiği 01/04/2014 tarihi itibari ile devraldığı, davaya konu uyuşmazlığın bestenin 2010 ve 2011 yıllarındaki dizi reklamındaki izinsiz kullanımına ilişkin olduğu, dizinin güncel bir kullanımı söz konusu olmadığından davada dayanılan tazminat talebinin o yıllara dair olduğu, taraflar arasındaki sözleşme yükümlülüklerinin sözleşme tarihinden ileriye yönelik olarak hüküm ifade edeceği, kullanım tarihinde davacının eser üzerinde mali hak sahibi olmaması nedeniyle sözleşmeyi geriye yürüterek hak talebinde bulunmasının mümkün olmadığı, ayrıca sözleşmede açıkça davacının 3.şahısların eser üzerindeki hakları ihlali halinde dava açma hakkının bulunmadığının öngörüldüğü, sözleşme gereğince yasaklanan hakların davacı tarafından kullanılması mümkün olmadığından sözleşmenin belirtilen hükmü gereğince de davacının husumet ehliyetinin bulunmadığı, davacı ile sözleşme yapan ... müzik şirketinin 20/05/2015 tarihinde ilgili kişinin dikkatine başlığı ile düzenlediği yazı ile davacının sözleşme süresince ve 01/04/2014 tarihinden önceki dönemde tahsil edilmemiş olan telif haklarını tahsil hakkı tanıdığı belirtilmiş ise de yayıncının davacı ile olan sözleşmesi 2014 yılında başladığından sözleşme ilişkisinin bulunmadığı geçmiş uyuşmazlıktan doğan davaları takip yetkisini vermesinin hukuken mümkün olmadığı, dava dışı şirketin davacı ile sözleşmesinin olmadığı bir dönemde doğan alacağın tahsili için davayı takip için davacıya yetki vermesinin yasal dayanağının bulunmadığı, zaten ... meslek birliğinden alınıp dosyaya sunulan 22/06/2015 tarihli yazının Türkçe çevirisinde müzik ve sözün %33.4"ünün ..."a %33.3"ünün yayıncıya ve kalan %33.3"ünde söz sahibinine ait olduğu belirtilmiş olduğundan ve eser sahibinin saklı tuttuğu bu hakkının da davacı şirkete devredildiğinin kanıtlanamadığı, davacı ile sözleşme yapan yayıncının ... dışındaki yayıncılarla sözleşme yapma yetkisi tanıyan sözleşmenin tarihinin de 01/04/2014 olduğu, avukat olmayan davacının sonraki sözleşmeye dayanarak dava dışı hak sahipleri adına sözleşmenin yürürlülükte olmadığı dönemdeki ihtilafla ilgili dava açma hakkı bulunmadığı gerekçesi ile davanın husumet yokluğundan reddine karar verilmiştir.
Kararı davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davacı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 2,20 TL temyiz ilam harcının temyiz edenden alınmasına, takdir olunan 1.480,00 TL duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine, 30/03/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.