19. Hukuk Dairesi 2015/13698 E. , 2016/6130 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün davalı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davalı vekili Av. ... gelmiş diğer taraftan kimse gelmemiş olduğundan yokluğunda duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatın sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-K A R A R-
Davacı vekili, davalı ... ile imzalanan 28.11.2011 tarihli hazır beton-kum ve çakıl bayilik sözleşmesinin davalı tarafından tek taraflı olarak feshedilmesi üzerine müvekkili bayi tarafından fazladan ödenen mal bedelinin tahsili için cari hesap ekstresine dayalı olarak yapılan ilamsız icra takibine vaki itirazın iptali ile takibin devamına, icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, ... Belediyesi Kum-Çakıl Hazır Beton işletmesinin ayrı bir tüzel kişiliği bulunmadığını, bu durumda takibin belediye aleyhine yapılması gerektiğini, davacının ödeme emrinde anılan tüzel kişiliği bulunmayan işletmeyi borçlu olarak gösterdiğini, iş bu davanın ise müvekkili belediye aleyhine karşı açılmış olması nedeniyle davanın husumet yokluğundan reddi gerektiğini, taraflar arasında cari hesap sözleşmesi bulunmadığından cari hesap mutabakatı da yapılamayacağını, cari hesap mutabakatı olduğu iddia edilen belgedeki imzanın ise müvekkili Belediye Başkanlığın"daki hiçbir yetkiliye ait olmadığını, tek imzaya yetkili kişinin Belediye Başkanı olduğunu, imzanın ait olduğu..."in müvekkili belediyede veya işletmede temizlik işleri yapan bir çalışan olduğunu, 11.10.2012 tarihli bu belgedeki imzanın ait olduğu ileri sürülen ... 10.10.2012 tarihinde işten ayrıldığını, taraflar arasında cari hesap kesilmediğinden borcun muaccel hale gelmediğini savunarak, davanın reddi ile %40 kötüniyet tazminatına karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece yapılan yargılama, toplanan delillere ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, belediye çalışanı... tarafından imzalanan mutabakatın davalı belediyeyi bağlayıcı nitelik taşıdığı davacının davalıdan 139.440,08 TL alacaklı olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne, icra takip dosyasına yapılan itirazın iptali ile takibin aynen devamına, asıl alacağın %20" si olan 27.888,01 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir.
Dava, davacı ile davalı belediyenin Kum-Çakıl Hazır Beton ve Briket İşletmesi arasında imzalanan 28.11.2011 tarihli bayilik sözleşmesi kapsamında düzenlenen 11.10.2012 tarihli cari hesap mutabakat belgesinden doğan alacağın tahsili için yapılan ilamsız icra takibine vaki itirazın İİK"nın 67. maddesi hükmü uyarınca iptali istemine ilişkindir.
Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda, davalı ... işletmesi adına ... temsilci gibi hareket ettiği, belediye işletmesi adına faturaları ve tahsilat makbuzlarını imzaladığı, bu durumda davacı 3. şahıs bakımından cari hesap mutabakat belgesindeki imzası sebebiyle davalı belediyenin sorumlu olduğu kabul edilmiştir. Ne var ki davacı asil 20.12.2012 tarihinde savcılıkta alınan ifadesinde..."in boş zamanlarında kendi muhasebe işlemlerini de yaptığını ifade etmiştir. Kaldı ki dosya kapsamında bulunan ... kayıtlarına göre... 11.10.2012 tarihli hesap mutabakatından bir gün önce 10.10.2012 tarihinde işten ayrılmıştır. Bu durumda davacı ile... arasında işçi-işveren ilişkisi bulunduğu, adı geçenin belediye işletmesinden ayrıldığını bilebilecek durumda olan davacının MK"nın 2. maddesi anlamında iyiniyetli olmadığının kabulü gerektiği gibi..."in davalı belediyenin işletmesinden ayrıldığı tarihten sonra düzenlenen hesap mutabakat belgesinin davalı belediyeyi bağlamayacağının da gözetilmemesi isabetsizdir. Açıklanan bu hususlar dikkate alınmaksızın yanılgılı değerlendirme ile yazılı şeklide davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün bu sebeple bozulması gerekmiştir.
Diğer taraftan kabule göre de, hükümde alınan harç miktarı da yanlış hesaplanmıştır. Harç kamu düzenine ilişkin olduğundan mahkemece re"sen gözetilmesi gerektiği gibi bu husus aleyhe bozma yasağının istisnalarından biridir. Şöyle ki; dava konusu takip dosyasında toplam takip miktarı 139.887,45 TL olup bu miktara işlemiş faiz alacağı dahildir. Davacı, davasını 139.440,08 TL yani asıl alacak miktarı üzerinden açıp harcını yatırmış, dava dilekçesinde talep sonuç kısmında takibe itirazın iptalini istemiştir. Mahkemece hükümde takibin aynen devamına karar verilmiş ve yine harç 139.440,08 TL asıl alacak üzerinden hesaplanarak alınmıştır. Bu durumda hüküm altına alınan işlemiş faiz alacağı yönünden harç alınmaksızın 492 sayılı Harçlar Kanunu"nun 32. maddesine aykırı olarak kabulüne karar verilmiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davalı yararına BOZULMASINA, vekili Yargıtay duruşmasında hazır bulunan davalı yararına takdir edilen 1.350,00 TL duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine, peşin harcın istek halinde iadesine, 08/04/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.