11. Hukuk Dairesi 2019/2500 E. , 2020/424 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada ... 5. Asliye Ticaret Mahkemesince bozmaya uyularak verilen 28/01/2016 tarih ve 2014/581-2016/80 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesinin davacı vekili tarafından istenildiği ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, Spor Dünyası Dış Tic. Ltd. Şti"nin 12/01/2005 tarihinde kurulduğunu, müvekkilinin şirket hisselerinin bir kısmını 11/02/2005 tarihinde satın alarak şirketin %25 ortağı olduğu ve şirketi 12/02/2008 tarihine kadar vekaleten idare ettiğini, davalı ... ile ..."in herhangi bir sebep göstermeksizin 12/02/2008 tarihinde şirketin bütün mevcudunu devralarak müvekkili davacıyı şirkete sokmadıklarını, ortaklık haklarını kullanmasını engellediklerini, şirkette söz sahibi etmediklerini ileri sürerek şirket müdürü diğer ortak davalı ..."in yetkisinin alınarak müdürlükten azlini, şirket idaresinin müvekkili ..."e veya kayyuma tevdii edilmesini, ortaklar arası güven ve işbirliği zedelendiğinden TTK 549/4 maddesi uyarınca ortaklığın sona ermesi ve şirketin feshi ile tasfiyesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ... vekili, şirketin davacı tarafından borç batağına sürüklendiğini ve o şekilde terk edildiğini, davacının şirketin içini boşaltması anlamında elinden ne gelirse yaptığını ve davalı müvekkilini zarara uğrattığını, açmış olduğu bu dava ile de şirketi ele geçirme gayreti içinde olduğunu, davacının şirketin feshini talep edebilmesi için TTK"da düzenlenen haklı sebeple fesih şartlarının oluşmadığını bildirerek açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Diğer davalılar süresi içerisinde davaya cevap vermemişlerdir.
Mahkemece, bozma sonrası yapılan yargılamada iddia, savunma, bilirkişi raporları, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; davalı şirketin 06.01.2005 tarihinde tescil edildiği, şirket hissesinin %75"inin ..., %25"inin ..."e ait olduğu, şirket müdürü olarak ..."in 10 yıl süre ile tayin edildiği, en son 31.08.2008 tarihinde şirket ortaklar kurulunun toplandığı, davalı şirketin incelenen ticari defter ve kayıtlarında şirketin kurulduğu 31.12.2005 tarihinden 31.12.2009 tarihine kadar karını arttırdığı, 2006-2007 yıllarında şirket aktiflerinde artış görüldüğü, davalılardan ..."in, davalı şirkette paydaş olmadığı, TTK. 636 maddesine göre ortaklardan birinin isteği üzerine haklı nedenlerden dolayı mahkemece limited şirketin feshine karar verilebileceği, bu tür davalarda husumetin şirkete karşı yöneltilebileceği, davalı ..."in şirketin ortağı ve müdürü olduğu, kendisine husumet yöneltilemeyeceği, kurumlar vergisi beyannamesi ve dosyaya ibraz edilen her iki bilirkişi kurulunun tespit ettiği 2010 yılı öz varlık değeri olan 6.539.152,47 TL üzerinden davacı ..."in %25 payının 1.634.788,12 TL olduğu, davalıya yapılan tebligatlara verilen kesin sürelere rağmen bilançonun sunulmadığı, defter ibraz edilmediği, yerinde incelemenin ticaret sicil adresinde şirketin bulunamaması sebebiyle yerine getirilemediği, rayiç değer hesabının kurumlar vergisi beyannamesi ve öz varlık değeri üzerinden hesaplanan bedelin 1.634.788,12 TL olduğu gerekçesiyle davalı ... Dış Tic. Ltd. Şti"nde %25 hisse ile ortak olan davacı ..."in ortaklıktan çıkarılmasına, 1.634,788,12 TL ortaklık payının davalı ... Dış Tic. Ltd. Şti"nden tahsili ile davacıya ödenmesine, davalılardan ... açısından davanın husumetten reddine ve diğer davalı ... açısından verilen husumetten reddedilen kararı temyiz edilmeden kesinleşmiş olduğundan yeniden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava, şirketin haklı nedenlere dayalı fesih ve tasfiyesine ilişkin olup mahkemece Dairemizin 12/11/2013 tarih ve 2013/4868 Esas, 2013/20293 Karar sayılı bozma ilamına uyularak 6102 sayılı TTK’nın 636/3 maddesi uyarınca istem yerine davacının şirketten çıkarılmasına ve çıkma payının kendisine ödenmesine karar verilmiştir. Ancak davacı, çıkma payının 2010 yılı bilançosu esas alınarak hesaplanmış olması nedeni ile kararı temyiz etmektedir. Dairemizin yerleşmiş kararları ve TTK’nın 641/1 maddesi gereğince davacının çıkma payının karar tarihine en yakın tarihteki veriler esas alınarak hükmedilmesi gerekir. Somut davada mahkemece 2015 yılında bilirkişi raporu alınıp 2016 yılında karar verildiği ve bilirkişi raporunda ise 31/12/2010 tarihli bilançonun esas alınarak hesaplama yapıldığı görülmektedir. Her ne kadar davalı şirketin defterlerine ulaşılamamış ise de mahkemece davalı şirketin bağlı bulunduğu vergi dairesine müzekkere yazılarak buradan davalı şirketin karar tarihine en yakın tarihteki tüm finansal kayıtları ve eklerinin celbi ile bu kayıtlara göre hesaplamanın yapılması gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün yukarıda yazılı nedenlerle BOZULMASINA, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davacıya iadesine, 15/01/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.