22. Hukuk Dairesi Esas No: 2016/27289 Karar No: 2020/1036 Karar Tarihi: 22.01.2020
Yargıtay 22. Hukuk Dairesi 2016/27289 Esas 2020/1036 Karar Sayılı İlamı
22. Hukuk Dairesi 2016/27289 E. , 2020/1036 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ:İş Mahkemesi DAVA TÜRÜ: ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı vekili, davacının iş sözleşmesinin haksız olarak feshedildiğini, son ücretinin net 830,00 TL olduğunu, ayrıca aylık ortalama 1.000,00 TL bahşiş aldığını, her beş haftanın üç haftasında 20.00-08.00 saatleri arasında, gündüz çalışılan iki haftada ise 08.00-20.00 saatleri arasında çalıştığını, yıllık izin kullandırılmadığını belirterek kıdem ve ihbar tazminatı ile birlikte bir kısım işçilik alacaklarının davalıdan tahsilini talep etmiştir. Davalı vekili, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, yapılan yargılama sonucunda toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, yazılı gerekçe ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Karar davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir. 2-Yargılamanın son oturumundan önce davalı vekili tarafından mesleki mazeretini bildirir dilekçe, dava dosyasına ibraz edilmiştir. Son duruşma 29/01/2016 tarihinde yapılmış ve mahkemece davalı vekilinin ibraz ettiği mazeret dilekçesinin dosya içerisine eklendiği duruşma zaptına yazılmış ise de; davalı vekilinin mesleki mazeret dilekçesi hakkında olumlu ya da olumsuz bir karar verilmeden dava sonuçlandırılmıştır. Bu durum savunma hakkının kısıtlanması ve hukuki dinlenilme hakkının ihlali sonucunu doğurduğundan hükmün bu sebeple bozulması gerekmiştir. 3-Taraflar arasındaki uyuşmazlık davaya karşı zamanaşımı def"inin süresinde olup olmadığı noktasındadır.Somut olayda, davalı vekili, 05/11/2013 tarihinde süre uzatım talebine ilişkin dilekçe vermiş olup; Mahkemece, 07/11/2013 tarihinde davalı vekilinin cevap verme süresinin uzatılması talebine dair dilekçesini iki haftalık cevap verme süresi içerisinde vermiş olması halinde,süre uzatım talebine karar verilmiştir. Davalı tarafından cevap dilekçesinin 21/11/2013 tarihinde ibraz edildiği anlaşılmaktadır. Mahkemece süresinden sonra verilen cevap dilekçesi ile ileri sürülen zamanaşımı def"inin dikkate alınmadığı gerekçesi ile davaya karşı zamanaşımı def"i dikkate alınmamış ise de; dosya içeriğine göre davalı vekilinin dava dilekçesinin tebliğinden sonraki süre uzatım talebinin Mahkemenin 07/11/2013 tarihli ara kararı ile kabul edilerek bu tarihten itibaren iki haftalık cevap süresinin uzatıldığı görülmekle 21/11/2013 tarihinde verilen cevap dilekçesi süresindedir. Hal böyle olunca mahkemece süresinde davaya karşı ileri sürülen zamanaşımı def"inin dikkate alınması gerekli iken yazılı gerekçe ile hüküm kurulması hatalıdır.SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 22.01.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.