Abaküs Yazılım
7. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/3401
Karar No: 2021/934
Karar Tarihi: 21.09.2021

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi 2021/3401 Esas 2021/934 Karar Sayılı İlamı

7. Hukuk Dairesi         2021/3401 E.  ,  2021/934 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi
    İLK DERECE
    MAHKEMESİ : Denizli 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
    Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 28.11.2016 tarihinde verilen dilekçeyle muhdesatın tespiti talep edilmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 14.03.2019 tarihli hükmün istinaf yoluyla incelenmesi davalılar vekili tarafından talep edilmiştir. Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesince istinaf talebinin kabulü ile, yerel mahkeme hükmünün ortadan kaldırılmasına, davanın kısmen kabulüne, dava konusu 66 ada 1 parselde bulunan arsa üzerindeki binanın 1/2"sinin davacı tarafından meydana getirildiğinin tespitine, fazlaya ilişkin talebin reddine, dair verilen kararın davacı vekili ve davalılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içeriğindeki tüm kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
    KARAR
    Davacı vekili; müvekkili ile davalıların 66 ada 1 parsel sayılı taşınmaz üzerinde yer alan bağımsız bölümlerde paydaş olduklarını, taraflar arasında derdest ortaklığın giderilmesi davası bulunduğunu, üzerindeki binanın müvekkilinin yurt dışından gönderdiği paralarla yaptırıldığını belirterek muhdesatın tespitini istemiştir.
    Davalılar vekili, davanın reddini savunmuştur.
    İlk derece mahkemesince, davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Hükmü, davalılar vekili istinaf etmiştir.
    Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesince verilen 15/06/2020 tarihli istinaf kararı ile, yerel mahkeme kararının ortadan kaldırılmasına, “davanın kısmen kabulü ile; dava konusu Denizli ili, Pamukkale ilçesi, Kuşpınar mahallesi 66 ada 1 parselde bulunan arsa üzerindeki binanın 1/2 sinin davacı tarafından meydana getirildiğinin tespitine, fazlaya ilişkin talebin reddine,” karar verilmesi üzerine; hüküm, davacı vekili ve davalılar vekili tarafından süresinde temyiz edilmiştir.
    Dava, muhdesatın aidiyetinin tespiti isteğine ilişkindir.
    Bir şeye malik olan kimse, o şeyin bütünleyici parçalarına da malik olur (4721 s.lı TMK 684/1 m). Arazi üzerindeki mülkiyet, kullanılmasında yarar olduğu ölçüde, üstündeki hava ve altındaki arz katmanlarını kapsar. Bu mülkiyet kapsamına, yasal sınırlamalar saklı kalmak üzere kalıcı yapılar, bitkiler ve kaynaklar da girer (TMK 718 m). 22.12.1995 tarihli ve 1/3 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında da vurgulandığı gibi Eşya Hukukunda, muhdesattan, bir arazi üzerinde kalıcı yapı ve tesisler ile bağ ve bahçe şeklinde dikilen ağaçları anlamak gerekir. Muhdesat, şahsi bir hak olup (TMK 722, 724, 729 m.ler), sahibine arazi mülkiyetinden ayrı bağımsız bir mülkiyet veya sınırlı bir ayni hak bahşetmez. Taşınmaz üzerindeki kalıcı yapı, ağaç gibi bütünleyici parça niteliğindeki muhdesatların taşınmazın arzından ayrı bir mülkiyetinin varlığından söz edilemez. Açıklanan bu ilke ve esaslara göre, kural olarak muhdesatın arz malikinden başkasına aidiyetinin tespiti istenemez.
    Tespit davası, kendine özgü davalardan olup dava sonucunda istihsal edilecek ilamın icra ve infaz kabiliyeti bulunmamaktadır. Bunun doğal sonucu olarak da bu davaların uygulama alanı sınırlıdır. Bilindiği üzere, tespit davalarının görülebilmesi için güncel hukuki yararın bulunması (6100 s.lı HMK 106/2 m) ve dava sonuçlanıncaya kadar da güncelliğini kaybetmemesi gerekir. Tespit davaları eda davalarının öncüsüdür, bu nedenle eda davası açılmasının mümkün olduğu hallerde, tespit davası açılmasında hukuki yararın bulunmadığı kabul edilmektedir. Hukuki yararın bulunması dava şartı olup, yargılamanın her aşamasında taraflarca ileri sürülebileceği gibi, hakim tarafından da re"sen gözetilir. Hukuki yararın bulunmadığının tespiti halinde davanın, dava şartı yokluğu gerekçesiyle usulden reddine karar verilmelidir.(HMK 114/1-h, 115 m.)
    Başka bir deyişle; tespit davası ile istenen hukuki koruma eda davası ile tamamen elde edilebilecekse, o zaman davacının ayrı bir tespit davası açmakta hukuki yararı olamaz. Tespit davalarının dinlenebilmeleri için genel dava koşullarından başka tespit davalarının kendine özgü koşulları olarak nitelendirilen iki özel koşula daha ihtiyaç bulunduğu kabul edilmektedir. Biri hukuki ilişki diğeri hukuki yarar olup, bu da yakın bir tehlikenin var olmasını, tehlikenin zarar meydana getirebilecek nitelikte bulunmasını ve tespit hükmünün bu tehlikeyi ortadan kaldıracak nitelikte olmasını içerir.
    Somut olayda; dosya arasında bulunan tapu kayıtlarına göre, dava konusu 66 ada 11 parsel sayılı taşınmaz üzerinde yer alan bağımsız bölümlerin her biri, (ayrı ayrı) davalılardan Enver oğlu ... adına (146/345 pay) ve tarafların miras bırakanı müteveffa ... adına (199/345 pay olacak şekilde) müştereken kayıtlı iken, miras bırakana ait payın 21.05.2010 tarihinde davacı dahil taraflar adına iştirak halinde intikal gördüğü, taşınmaz üzerinde kat mülkiyetinin 27.05.2004 tarihinde tesis edildiği ve davacının da (kat irtifakı kurulmuş) binadaki bağımsız bölümlerin aidiyetinin tespiti istediği anlaşılmaktadır.
    Devletçe tutulan tapu sicilindeki bu belirleme karşısında, kat mülkiyetine geçmekle arz ile muhdesat arasında bağlantı kalkacağından, var ise tapu iptal ve tescil davası yolu ile sorunun çözümü gerekmektedir. Bu şekli ile, davacının tespit davası açmakta hukuki yararı bulunmadığı görülmektedir.
    Hal böyle olunca, davanın hukuki yarar yokluğundan reddi gerekirken Bölge Adliye Mahkemesince yazılı gerekçelerle binanın ½’sinin davacı tarafından meydana getirildiğinin tespitine denilerek davanın kısmen kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda yazılı nedenlerle; 6100 sayılı HMK’nın 371. maddesi uyarınca Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesinin 15/06/2020 tarihli, 2019/690 Esas - 2020/468 sayılı Kararının BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın yatırana iadesine, bozma nedenine göre davacı vekilinin temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, HMK"nın 373. maddesinin ikinci fıkrası uyarınca dosyanın kararı veren BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE, 21/09/2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.









    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi