10. Hukuk Dairesi 2018/2682 E. , 2019/9589 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi : Seydişehir Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
Dava, rücuan tazminat istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne dair verilen karara karşı taraf vekilleri tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesince istinaf isteminin esastan reddine karar verilmiştir.
Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesince verilen kararın temyizen incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
I-İSTEM:
Davacı vekili, Kurum sigortalısı ..."un 06/06/2015 tarihinde iş kazası geçirdiğini ve vefat ettiğini, Kurum müfettiş raporunda davalılardan alt işveren ... Ltd. Şti."nin %60 oranında, asıl işveren ... İnşaat A.Ş."nin %30 oranında kusurlu bulunduklarını, sigortalı hak sahibi ..."un Seydişehir Asliye Hukuk Mahkemesinin 2015/583 E sayılı dosyası ile açmış olduğu davada alınan kusur bilirkişi raporunda da aynı oranın teyit edildiğini, sigortalının hak sahiplerine 158.885,34 TL peşin değerli gelir bağlandığını ve sigortalıya 211,40 TL tedavi gideri yapıldığını belirterek fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydı ile Kurum zararından şimdilik 79.548,37 TL"nin yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davacı Kurum vekili ıslah dilekçesinde, alacak miktarını gelir için 142.996,80 TL ye ve tedavi gideri için 190.26 TL ye yükseltmiştir.
II-CEVAP:
Davalı ... İnş. San ve Tic A.Ş. vekili, davaya karşı öncelikle zamanaşımı definde bulunduklarını, iş kazasında vefat eden sigortalı müvekkilinin işçisi olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III-MAHKEME KARARI:
A-İLK DERECE MAHKEME KARARI
İlk derece mahkemesince;
"AÇILAN DAVANIN KABULÜ İLE;
A- Peşin değerli gelir ödeneği 142.996,80 TL"nin tahsis onay tarihi olan 25/10/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müşterek ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
b-Tedavi gideri 190,26 TL"nin sarf ve ödeme tarihlerinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müşterek ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine" karar verilmiştir.
B-BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
Bölge Adliye Mahkemesince; "Taraf vekillerinin istinaf istemlerinin 6100 sayılı HMK"nın 353/1-b.1 maddesi uyarınca esastan reddine," şeklinde karar verilmiştir.
IV-TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ:
Davacı Kurum vekili temyiz dilekçesinde, "sigortalının kusuru bulunmadığını, Kurum zararının tümünün hüküm altına alınması gerektiğini" belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılmasını ve davanın kabulünü talep etmiştir.
Davalı ... Konst. Hırdv. İnş. Tic. ve San. Ltd. Şti. vekili temyiz dilekçesinde, "kusur oranını kabul etmediklerini, hükme esas alınan kusur değerlerinin kesinleşmiş bir mahkeme ilamı doğrultusunda değil itiraz sonucu değişmesi mümkün bilirkişi raporuyla belirlendiğini ve Seydişehir 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 2017/9 E sayılı ceza dosyasının halen derdest olmakla bu davada dahi kusur yönüyle tam bir belirleme yapılmadığını, ceza dosyasında soruşturma aşamasında alınan kusur raporu ile davamızda hükme esas alınan kusur raporunun birbirleri ile çelişkili olduğunu, tazminat dava dosyasının derdest olduğunu, SGK tarafından kısmi dava açılmış olup miktarın 01.08.2017 tarihli ıslah dilekçesi ile arttırıldığını ve arttırılan kısım için ıslah tarihinden itibaren faiz yürütülmesi gerekirken onay tarihinden itibaren faiz yürütüldüğünü, ıslah edilen miktarlar için ıslah tarihinden itibaren faiz yürütülmesi gerektiğini" belirterek mahkeme kararının bozulmasını talep etmiştir.
Davalı ... Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi vekili temyiz dilekçesinde, "iş kazasına ölen kişinin dikkatsiz ve tedbirsiz davranışlarının neden olduğunu, kusur yönünden bilirkişi incelemesi yapılmadığını, sigortalının kendi işçileri olmadığını, sorumluluğun ... şirketine ait olduğunu, tüm işçi sağlığı ve işyeri güvenliği önlemlerini ... şirketinin alması gerektiğini, şirketin kusur ve sorumluluğunun bulunmadığını, hükme esas alınan bilirkişi raporunun hukuka aykırı ve ceza dava dosyasındaki bilirkişi raporu ile çelişkili olduğunu, yeni bir kusur raporu alınması gerektiğini, aktüerya raporunun hukuka aykırı olduğu gibi 2015/583 Esas sayılı dosyada alınan bilirkişi raporu ile çelişkili olduğunu" belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılmasını ve davanın reddini talep etmiştir.
V-İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME:
Dava dosyası incelendiğinde, davalı işverenlere ait işyerinde 06.06.2015 tarihinde geçirdiği iş kazası sonucu vefat eden sigortalının hak sahiplerine bağlanan ilk peşin sermaye değerli gelir ve yapılan tedavi giderlerinin 5510 sayılı Kanun uyarınca tahsili istemli olup, hükme esas alınan kusur raporunda, davalı alt işveren ... Çelik Konstriksiyon Hırdavat İnş. Tic. ve San. Ltd. Şti. %60, asıl işveren ... İnş. San. ve Tic. A.Ş. %30, kazalı sigortalının %10 kusurlu kabul ise de, söz konusu hüküm eksik araştırma ve yanılgılı değerlendirmeye dayalıdır.
Davanın yasal dayanağı 5510 sayılı Kanunun 21. ve 76. maddeleridir.
Kusur raporlarının, 5510 sayılı Yasanın 21., 6331 sayılı İş Sağlığı ve İş Güvenliği Kanununa (mülga 4857 sayılı İş Kanununa) uygun olarak düzenlenmesi gerekir. Anılan kanunlarda; İşverenler işyerlerinde iş sağlığı ve güvenliğinin sağlanması için gerekli her türlü önlemi almak, araç ve gereçleri noksansız bulundurmak, işçiler de iş sağlığı ve güvenliği konusunda alınan her türlü önleme uymakla yükümlüdürler. İşverenler, işyerinde alınan iş sağlığı ve güvenliği önlemlerine uyulup uyulmadığını denetlemek, işçileri karşı karşıya bulundukları mesleki riskler, alınması gerekli tedbirler, yasal hak ve sorumlulukları konusunda bilgilendirmek ve gerekli iş sağlığı ve güvenliği eğitimini vermek zorundadırlar, denilmekte, böylece, işçiyi gözetim ödevi ve insan yaşamının üstün değer olarak korunması gereğinden hareketle; salt mevzuatta öngörülen önlemlerle yetinilmeyip, bilimsel ve teknolojik gelişimin ulaştığı aşama uyarınca alınması gereken önlemlerin de işveren tarafından alınmasını zorunlu kılmaktadır. İş kazasının oluşumuna etken kusur oranlarının saptanmasına yönelik incelemede; ihlal edilen mevzuat hükümleri, zararlı sonuçların önlenmesi için koşulların taraflara yüklediği özen ve dikkat yükümüne aykırı davranışın doğurduğu sonuçlar, ayrıntılı olarak irdelenip, kusur aidiyet ve oranları gerekçeleriyle ortaya konulmalıdır.
Davaya konu somut olayda açılan ceza davasında davalı alt işveren ... Çelik ustabaşısı olan ..."un asli kusurlu, iş güvenliği uzmanı Süleyman ile Nagehan"ın tali kusurlu, kazalı sigortalının tali kusurlu olduğu tespit edilmiş olup dosyanın halen derdest olduğu anlaşılmıştır.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 74. maddesi (Mülga 818 sayılı Borçlar Kanunu 53. madde) hükmü uyarınca hukuk hakimi ceza davasında alınmış kusur raporu ile bağlı değilse de kesinleşmiş ceza ilamıyla saptanmış maddi olgularla bağlıdır.
Yukarıdaki açıklamalar çerçevesinde yapılması gereken iş; ceza dosyasının kesinleşmesi beklenilerek kabul edilen maddi olgular doğrultusunda, kusur oran ve aidiyetleri saptanmalı, bu doğrultuda yeniden kusur raporu alınarak varılacak sonuca göre karar verilmelidir
O hâlde, taraf vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesinin istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin kararının kaldırılarak, İlk Derece Mahkemesince verilen hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi kararının, HMK"nın 373/1 maddesi gereğince kaldırılarak temyiz edilen ilk derece mahkemesi hükmünün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalılara iadesine, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine ve kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 09.12.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.