15. Ceza Dairesi 2019/4042 E. , 2019/6497 K.
"İçtihat Metni"Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçundan sanık ..."ın, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 155/2 ve 62/1 maddeleri gereğince 10 ay hapis ve 80,00 Türk lirası adlî para cezaları ile cezalandırılmasına, hükmolunan hapis cezasının anılan Kanunu"nun 51. maddesi gereğince ertelenmesine dair Osmaniye 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 28/09/2017 tarihli ve 2016/320 esas, 2017/491 sayılı kararı aleyhine, Yüksek Adalet Bakanlığınca verilen 03/04/2019 gün ve 94660652-105-80-3265-2019 sayılı kanun yararına bozma talebine dayanılarak dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 10/04/2019 gün ve 2019/36864 sayılı tebliğnamesiyle dairemize gönderilmekle okundu.
Kanun yararına bozma isteyen tebliğnamede;
Dosya kapsamında göre, sanığın katılanın yetkilisi olduğu şirkette çalışmakta iken işten ayrılması nedeniyle kendisine tevdii edilen arabanın, dizüstü bilgisayar ve faresinin, cep telefonu ile sim kart ve data hattının, .... Noterliğinin 03/07/2015 tarihli ve 14020 yevmiye sayılı ihtarnamesi ile iade edilmesinin sanıktan talep edildiği, sanığın arabayı ve bilgisayarı teslim etmesine karşın telefonu, sim kartını ve data hattını teslim etmediği, bilgisayarın da monitörünü kırık teslim ettiği gerekçesiyle hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçundan cezalandırılmasına karar verildiği, sanığın savunmalarında ise ısrarlı şekilde üzerine atılı suçlamayı kabul etmediğini, esasen kendisinin istifa etmediğini ve istifa etmiş gösterildiğini, alacağını alamadığını, tehdit edildiğini, telefonun çalıştığı sırada araziye düştüğünden dolayı kırıldığını, bu duruma arkadaşı ..."ın şahit olduğunu, başka bir telefon alarak kullanmaya başladığını ifade ettiği anlaşılmakla; sanığın arabayı ve diğer eşyaları teslim etmesine rağmen, telefon ile internet ve sim kartlarını teslim etmemesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğu ve sanığın cezalandırılabilmesi için suç işlemek kastı ile hareket ettiğine yönelik her türlü şüpheden uzak yeterli ve inandırıcı delilin elde edilmesi gerektiği, bu nedenle sanığın cezalandırılması durumunda işçi haklarından doğan ödemeleri yapmayacak olan katılanla halen çalışmakla olan işçilerin beyanlarına itibar edilmiş ise de, sanığın bildirdiği tanığın beyanı alınmadan bir karar verildiği, savunma tanığının da dinlenmesinden sonra suça konu cep telefonunun savunmada belirtildiği şekilde kırıldığına kanaat getirilmesi durumunda suçun manevi unsurunun yeniden değerlendirilip sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği, dolayısıyla eksik inceleme sonucu karar verildiği gözetilmeden, yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmemiştir.
5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunmuştur.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Dosya kapsamında göre, sanığın katılanın yetkilisi olduğu şirkette çalışmakta iken işten ayrılması nedeniyle kendisine tevdii edilen arabanın, dizüstü bilgisayar ve faresinin, cep telefonu ile sim kart ve data hattının, .... Noterliğinin 03/07/2015 tarihli ve 14020 yevmiye sayılı ihtarnamesi ile iade edilmesinin sanıktan talep edildiği, sanığın arabayı ve bilgisayarı teslim etmesine karşın; telefonu, sim kartını ve data hattını teslim etmediği, bilgisayarın da monitörünü kırık teslim ettiği gerekçesiyle hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçundan cezalandırılmasına karar verildiği, sanığın savunmalarında ise ısrarlı şekilde üzerine atılı suçlamayı kabul etmediğini, esasen kendisinin istifa etmediğini ve istifa etmiş gösterildiğini, bilgisayarı ve arabayı iade ettiğini, telefonu ise arazide kırmasından ötürü iade edemediğini, avansı da şirketin bir müşteriden alacağına karşılık tarladan patates toplanması işlemindeki masraflar için aldığını ve kendisine harcamadığını savunması ve bu savunmasının aksine taraflı tanıklar olan şirket çalışanlarının beyanlarından başkaca delil bulunmaması karşısında ; sanığın arabayı ve diğer eşyaları teslim etmesine rağmen, telefon ile internet ve sim kartlarını teslim etmemesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğu ve sanığın cezalandırılabilmesi için suç işlemek kastı ile hareket ettiğine yönelik her türlü şüpheden uzak, yeterli ve inandırıcı delil bulunmaması nedeniyle beraatine hükmedilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesinde isabet bulunmadığından, Osmaniye 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 28/09/2017 tarihli ve 2016/320 esas, 2017/491 sayılı kararının 5271 sayılı CMK"nın 309. maddesi gereğince BOZULMASINA, aynı maddenin 4. fıkrasının (a) bendi uyarınca müteakip işlemlerin mahallinde mahkemesince yerine getirilmesine, 28/05/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.