15. Ceza Dairesi 2019/4047 E. , 2019/6496 K.
"İçtihat Metni"Dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarından şüpheliler ... ve ... haklarında yapılan soruşturma evresi sonunda Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 30/03/2018 tarihli ve 2018/22990 soruşturma, 2018/39292 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair karara yönelik itirazın reddine ilişkin mercii Ankara 3. Sulh Ceza Hakimliğinin 05/06/2018 tarihli ve 2018/3584 değişik iş sayılı kararı aleyhine yüksek Adalet Bakanlığınca verilen 01/04/2019 gün ve 94660652-105-06-2428-2019-Kyb sayılı kanun yararına bozma talebine dayanılarak dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 10/04/2019 gün ve 2019/36837 sayılı tebliğnamesiyle dairemize gönderilmekle okundu .
Kanun yararına bozma isteyen tebliğnamede;
5271 sayılı Kanun’un 160. maddesi uyarınca, Cumhuriyet savcısının, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hâli öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlaması gerektiği, aynı Kanun’un 170/2. maddesi gereğince yapacağı değerlendirme sonucunda, toplanan delillerin suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturduğu kanısına ulaştığında iddianame düzenleyerek kamu davası açacağı, aksi halde ise anılan Kanun’un 172. maddesi gereği kovuşturma yapılmasına yer olmadığına dair karar vereceği, buna karşın Cumhuriyet savcısının 5271 sayılı Kanun’un kendisine yüklediği soruşturma görevini yerine getirmediği, ortada yasaya uygun bir soruşturmanın bulunmadığı durumda, anılan Kanun’un 173/3. maddesindeki koşullar oluşmadığından, itirazı inceleyen merciin Cumhuriyet savcısının soruşturma yapmasını sağlamak maksadıyla itirazın kabulüne karar verebileceği yönündeki açıklamalar karşısında;
Somut olayda, müştekiler ile şüpheli ..."nun ... Denetim Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlik Limited Şirketinin ortakları olduğu, 01/06/2017 tarihli hisse devir protokolü ile şüpheli ..."ın şirket ortaklığından ayrıldığı, müştekilerin şikayetlerine ilişkin beyanlarında, şüpheli ..."ın ortaklıktan ayrıldıktan sonra uzun yıllar arkadaşlığı bulunan diğer şüpheli ..."e, şirketi temsile yetkili olduğu dönemde tanzim edilmiş gibi 30.000,00 USD doları ve 70.000,00 Türk lirası bedelli iki adet bonoyu şirket adına düzenleyerek verdiğini, şüpheli ..."in de söz konusu bonolar hakkında icra işlemleri başlattığını, şüphelilerin dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarını işlediklerini ifade ettikleri ve şikayet üzerine yapılan soruşturma sonucunda eylemin hukuki ihtilaf kapsamında kaldığından bahisle kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği anlaşılmış ise de;
Gerçekte şüpheliler ile anılan şirket arasında böyle bir borç ilişkisi bulunmadığı halde şüphelilerin kasıtlı olarak sahte senet tanzim ederek şirket aleyhine icra takibi başlatıldığının iddia edilmesi karşısında, müştekilerin iddiasına esas teşkil eden ve sahte olduğu iddia edilen senetler, bu senetlerin tahsiline yönelik yapılan işlemler, hisse devir protokolü, ortaklıktan ayrılmaya ilişkin ticaret sicil gazetesinin ilgili sayfası, taraflar arasında çekilen ihtarnameler ve takip dosyaları soruşturma dosyası arasına alındıktan sonra, ilgili şirketin de defter, belge, muhasebe kayıtları celp edilip denetime olanak verecek şekilde konusunda uzman bilirkişi heyetinden rapor alınarak, anılan şirketin şüpheli ... ile para alışverişinin olup olmadığı hususu açıklığa kavuşturulması ile defter kayıtlarında şirketin borçlu olmadığı anlaşılması durumunda; şüphelilerin bu hususta ayrıntılı savunmaları alınıp, hisse devri sözleşmesi ile ortaklıktan ayrılan şüpheli ..."ın bu sözleşmedeki haklarından ayrı olarak haksız kazanç elde etmek amacıyla yakın arkadaşı diğer şüpheli ile birlikte eylem ve fikir birliği içerisinde anılan şirketi dolandırmak için muhteviyatı itibariyle sahte bono tanzim edip etmediklerine yönelik yapılacak değerlendirme sonucu şüphelilerin hukuki durumlarının takdir ve tayininin gerektiği gözetilmeden, itirazın kabulü yerine yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmemiştir.
5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunmuştur.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Kanun yararına bozmaya atfen düzenlenen ihbarnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden, Ankara 3. Sulh Ceza Hakimliğinin 05/06/2018 tarihli ve 2018/3584 değişik iş sayılı kararının, 5271 sayılı CMK"nın 309. maddesi gereğince BOZULMASINA, aynı maddenin 4. fıkrasının (a) bendi uyarınca müteakip işlemlerin mahallinde merciince yerine getirilmesine, 28/05/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.