10. Hukuk Dairesi 2018/2889 E. , 2019/9581 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi : Konya 3. İş Mahkemesi
Dava, ödeme emri iptali istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı davacı avukatı ve davalı Kurum avukatınca istinaf yoluna başvurulması üzerine, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesince istinaf isteminin reddine karar verilmiştir.
Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesince verilen kararın temyizen incelenmesi davalı kurum avukatı tarafından istenmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
I-İSTEM:
Gönderilen takip dosyalarında asıl borçlunun ..., ..., ... Atık Çevre Koruma Birliği olduğunu, birliğin tüzel kişiliğe haiz olduğunu, tüzel kişinin borcundan dolayı özel kişiye başvurulmasının hukuka aykırı olduğunu, birliğin yöneticiliğini yaptığı dönemde doğan borçlar nedeniyle belediyenin sorumlu tutulması gerektiğini, idari para cezası henüz kesinleşmeden icraen tahsilat yapılamayacağını bu suretle borca itiraz edildiğini beyanla ödeme emirlerinin iptaline ve borcu bulunmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
II-CEVAP:
5510 sayılı Yasanın 88. maddesi fıkrası gereğince davacının sorumlu olduğunu beyanla davanın reddini talep etmiştir.
III-MAHKEME KARARI:
A-İLK DERECE MAHKEME KARARI
Davacının davasının kısmen kabulü ile, kısmen reddine, 2015/16556 sayılı ödeme emrinin iptaline, 2015/16554-16555-16557 sayılı ödeme emirlerinin iptaline ilişkin davanın subut bulmadığından reddine,
B-BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 33. Hukuk Dairesince; ödeme emirlerinin davacıya 10.03.2016 tarihinde tebliğ edildiği, davacının işbu davayı 18.03.2016 tarihinde açtığı dikkate alındığında 7 günlük hak düşürücü süre geçtiğinden bahisle yerel mahkemenin kararı ortadan kaldırılarak davanı reddine karar verilmiştir.
IV-TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ:
Davacı vekili, 2016/16556 sayılı ödeme emri yönünden davacının 5510 sayılı Yasanın 88. maddesi uyarınca sorumlu olduğundan kararın bozulmasını talep etmiştir.
V-İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME:
Dosya kapsamı incelendiğinde, asıl borçlu dava dışı ..., ..., ... Katı Atık Çevre Koruma Birliği borçları nedeniyle kendisine gönderilen ödeme emirlerinin iptali için açılan işbu davada, ödeme emirlerinin 10.09.2016 tarihinde tebliğ edildiği ve davanın 23.09.2016 tarihinde açıldığı anlaşılmıştır.
Davanın yasal dayanağını oluşturan 6183 sayılı Kanunun 58. maddesine göre; kendisine ödeme emri tebliğ olunan şahıs, böyle bir borcu olmadığı veya kısmen ödediği veya zamanaşımına uğradığı hakkında tebliğ tarihinden itibaren yedi (7) gün içinde alacaklı tahsil dairesine ait itiraz işlerine bakan vergi itiraz komisyonu nezdinde itirazda bulunabilir. İtiraz etmezse borç kesinleşmiş olur.
6183 sayılı Kanunun “Ödeme emri” başlıklı 55. maddesinin ilk fıkrasında; kamu alacağını vadesinde ödemeyenlere, yedi gün içinde borçlarını ödemeleri veya mal bildiriminde bulunmaları gereğinin bir ödeme emri ile tebliğ olunacağı; “Ödeme emrine itiraz” başlığını taşıyan 58. maddesinin birinci fıkrasında; kendisine ödeme emri tebliğ olunan kişinin, böyle bir borcu olmadığı veya kısmen ödediği veya zamanaşımına uğradığı hakkında tebliğ tarihinden itibaren yedi gün içinde itirazda bulunabileceği belirtilmiştir.
Görüldüğü gibi; “menfi tespit” niteliğindeki ödeme emrine itiraz/ödeme emrinin iptali davasının yedi günlük hak düşürücü süre içerisinde açılması zorunlu olduğu gibi, kendisine ödeme emri gönderilen borçlunun itirazları da üç nedenle sınırlandırılmıştır. Davanın yasal dayanağını oluşturan 6183 sayılı Kanunun 58. maddesine göre; kendisine ödeme emri tebliğ olunan şahıs, böyle bir borcu olmadığı veya kısmen ödediği veya zamanaşımına uğradığı hakkında tebliğ tarihinden itibaren yedi (7) gün içinde alacaklı tahsil dairesine ait itiraz işlerine bakan vergi itiraz komisyonu nezdinde itirazda bulunabilir. İtiraz etmezse borç kesinleşmiş olur.
Belirtilen açıklamalar ışığında somut olaya gelindiğinde, Mahkemece davanın hak düşürücü süre içerisinde açılıp açılmadığı irdelenerek hasıl olunacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması usûl ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesinin istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin kararının kaldırılarak İlk Derece Mahkemesince verilen hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi kararının HMK"nın 373/1 maddesi gereğince kaldırılarak temyiz edilen ilk derece mahkemesi hükmünün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin BAM"a gönderilmesine, 05.12.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.