7. Ceza Dairesi 2018/9957 E. , 2020/19325 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : 4733 sayılı Kanuna muhalefet
HÜKÜM : Hükümlülük, müsadere, iade
Yerel mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya okunduktan sonra Türk Milleti adına gereği görüşülüp düşünüldü;
I- Gümrük İdaresi vekilinin temyiz talebinin incelenmesinde;
Sanığın eyleminin suç tarihi ve ele geçen eşyanın niteliği itibarıyla 5752 sayılı Yasa ile değişik 4733 sayılı Yasa kapsamında kaldığı cihetle, suçtan doğrudan zarar görmeyen Gümrük İdaresi vekilinin temyiz isteğinin 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK" nun 317. maddesi uyarınca REDDİNE,
II- Sanığın temyiz talebinin incelenmesinde;
Suç tarihi ve ele geçen eşyanın niteliğine göre sanığın eyleminin 4733 sayılı Yasanın 8/4. maddesi kapsamında kaldığı, ancak suç tarihinden sonra 11/04/2013 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6455 sayılı Yasa ile 4733 sayılı Yasanın 8/4. maddesinin yürürlükten kaldırılarak atılı suça ilişkin düzenlemenin 5607 sayılı Yasanın 3/18. maddesi kapsamı içine alındığı ve halen yürürlükte bulunan 6545 sayılı Yasa ile değişik 3/18. maddesi ile de aynı düzenlemenin korunduğu cihetle,
Hükümden sonra 15.04.2020 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 7242 sayılı Yasanın 61. maddesi ile 5607 sayılı Yasanın 3/22. maddesine eklenen "Eşyanın değerinin hafif olması halinde verilecek cezalar yarısına kadar, pek hafif olması halinde ise üçte birine kadar indirilir." şeklindeki düzenlemenin sanık lehine hükümler içermesi, yine 7242 sayılı Yasanın 62.maddesi ile değiştirilen 5607 sayılı Yasanın 5/2. maddesine eklenen fıkra uyarınca kovuşturma aşamasında etkin pişmanlık uygulamasının olanaklı hale geldiği anlaşılmakla,
Suç tarihinde yürürlükte olan 4733 sayılı Yasa ile 6545 ve 7242 sayılı Yasalar ile değiştirilen 5607 sayılı Yasa’nın 3/18. maddesinin yollamasıyla 3/5, 3/10, 3/22, 5/2 maddelerinin somut olaya uygulanarak belirlenen sonuç cezalar karşılaştırılmak suretiyle sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri ile 5237 sayılı TCK"nun 7. maddesi ve 7242 sayılı Yasanın 63. maddesi ile 5607 sayılı Yasaya eklenen geçici 12. maddenin 2. fıkrası gözetilerek sonucuna göre uygulama yapma görevinin de yerel mahkemeye ait bulunması zorunluluğu,
Kabule göre ise;
Dairemizce de kabul gören Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun 08.04.2014 tarihli, 2013/7-591 Esas, 2014/171 Karar ve 16.05.2017 tarih, 2015/398 Esas ve 2017/272 Karar sayılı kararlarında; suçun işleniş biçimi, suçun işlenmesindeki özellikler, fiillerin işleniş yer ve zamanı, fiiller arasında geçen süre, korunan değer ve yarar, hareketin yöneldiği maddi konunun niteliği, olayların oluş ve gelişimi ile dış dünyaya yansıyan diğer tüm özellikler birlikte değerlendirilip, sanığın eylemlerini bir suç işleme kararının icrası kapsamında gerçekleştirip gerçekleştirmediği ve hakkında TCK"nun 43. maddesinin uygulanıp uygulanmayacağı hususlarının tartışılarak belirlenmesi gerektiğinin belirtildiği dikkate alınarak;
İncelemeye konu Düziçi Asliye Ceza Mahkemesi"nin 2015/192 Esas sayılı bu dosyaya ilişkin suç tarihinin 11.03.2012, iddianame düzenleme tarihinin ise 19.06.2012 olduğu; Temyiz edilmeden kesinleşen Şanlıurfa 1. Asliye Ceza Mahkemesi"nin 2012/686 Esas-2013/264 Karar sayılı dava dosyasında sanığa atılı eylem ile ilgili olarak suç tarihinin 27.04.2012, iddianame düzenleme tarihinin ise 04.05.2012 olduğu; Dairemizin 19.03.2015 tarih ve 2014/5761 Esas, 2015/12888 Karar sayılı ilamıyla her iki dosyadaki “atılı eylemin de benzer mahiyette olduğu dikkate alınarak; sanığın eylemlerinin TCK"nın 43/1. maddesi kapsamında kalıp kalmadığının belirlenmesi bakımından anılan dosyanın getirtilip incelenerek ilgili belge örneklerinin dosya arasına konulmasından sonra tüm delilleri birlikte değerlendirilerek sonucuna göre hüküm kurulması TCK.nun 43. maddesi uygulandığı takdirde, yapılacak artırım kadar cezaya hükmedilmesi, gerektiğinin gözetilmemesi,” gerekçesiyle bozulmasına karar verildiği ancak mahkemece uyma kararı verildikten sonra “olayların farklı zaman tarih ve şekillerde gerçekleştiği anlaşılmakla sanığın dosyadaki sigara sayısı ve kamu zararı da dikkate alınarak uyarlama yargılaması yapılmak suretiyle teşdiden cezalandırılmasına karar verilmiş, söz konusu cezanın miktarı ve diğer şartları değerlendirilerek sonuç ceza ertelenmemiştir.”gerekçesiyle 5237 sayılı TCK"nun 43. maddesinin uygulanmasına yer olmadığına karar vermesi, direnme niteliğinde olmayıp eylemli uyma niteliğinde olduğu kabul edilerek temyiz incelemesi yapılmış;
Bozma üzerine yerel mahkemece, TCK"nun 43. maddesinin uygulanmasına yer olmadığına karar verilmiş ise de, yukarıda belirtilen ve Dairemizce de benimsenen Yargıtay Ceza Genel Kurulu kararları uyarınca, tek suç işleme kararı kapsamında 46 gün gibi kısa aralıkla iki kez 4733 sayılı Yasanın 8/4. maddesinde düzenlenen suçu işlemesi karşısında , işlemiş olduğu suçtan dolayı henüz hakkında iddianame düzenlenmeden, aynı suç işleme kararıyla hukuki kesinti gerçekleşmeden yeniden suç işleyen sanık hakkında temel ceza belirlendikten ve TCK"nun 43. maddesi uyarınca gerekli artırım ve takdiri indirim nedenleri uygulandıktan sonra kesinleşen dosyadan aldığı cezanın mahsubuna karar verilmesi yerine yazılı şekilde hüküm kurulması,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK"nun 321. maddesi uyarınca sair yönleri incelenmeksizin BOZULMASINA, 22/12/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.