21. Hukuk Dairesi 2016/6897 E. , 2017/10232 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
Davacı, maluliyet aylığı bağlanmasına hak kazandığının ve maluliyet aylığı başlangıç tarihinin tespitiyle aksi yöndeki Kurum işleminin iptaline, biriken aylıkların faiziyle tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar verildi.
K A R A R
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre davalı Kurumun aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine,
2-Dava, maluliyet aylığı bağlanmasına hak kazandığının ve maluliyet aylığı başlangıç tarihinin tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, davacının 19.02.2014 tarihi itibariyle maluliyet aylığına hak kazandığından, davacıya maluliyet aylığı bağlanması gerektiğinin tespitine karar verilmiştir
Dosyadaki kayıt ve belgelerden; davacının, ... Ünivesitesinin raporuna göre çalışma gücünün % 60"ını kaybettiği, Yüksek sağlık Kurulu"nun raporuna göre, çalışma gücünün en az % 60"ını kaybetmemiş olduğundan malul sayılamayacağı, ATK 3. ihtisas kurulunun raporuna göre çalışma gücünün en az % 60"ını kaybetmiş olduğu, malul sayılması gerektiği ve maluliyet başlangıç tarihinin 19.02.2014 olduğu, davacının 5510 sayılı kanun 4/1-b kapsamında Kurum"un sigortalısı olduğu anlaşılmıştır.
5510 sayılı Kanunun 25. maddesinin 1. fıkrasının “Sigortalının veya işverenin talebi üzerine Kurumca yetkilendirilen sağlık hizmeti sunucularının sağlık kurullarınca usûlüne uygun düzenlenecek raporlar ve dayanağı tıbbî belgelerin incelenmesi sonucu, 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (a) ve (b) bentleri kapsamındaki sigortalılar için çalışma gücünün veya iş kazası veya meslek hastalığı sonucu meslekte kazanma gücünün en az % 60"ını, (c) bendi kapsamındaki sigortalılar için çalışma gücünün en az % 60"ını veya vazifelerini yapamayacak şekilde meslekte kazanma gücünü kaybettiği Kurum Sağlık Kurulunca tespit edilen sigortalı, malûl sayılır.” hükmü ile sigortalıların hangi hallerde malul sayılacağı belirlenmiştir.
26. maddenin “Sigortalıya malûllük aylığı bağlanabilmesi için sigortalının;
a)25 inci maddeye göre malûl sayılması,
b)(Değişik bend:17.04.2008-5754 S.K./14.mad) En az on yıldan beri sigortalı bulunup, toplam olarak 1800 gün veya başka birinin sürekli bakımına muhtaç derecede malûl olan sigortalılar için ise sigortalılık süresi aranmaksızın 1800 gün malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi bildirilmiş olması,
c)Malûliyeti nedeniyle sigortalı olarak çalıştığı işten ayrıldıktan veya işyerini kapattıktan veya devrettikten sonra Kurumdan yazılı istekte bulunması, halinde malûllük aylığı bağlanır. Ancak, 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (b) bendine göre sigortalı sayılanların kendi sigortalılığı nedeniyle genel sağlık sigortası primi dahil, prim ve prime ilişkin her türlü borçlarının ödenmiş olması zorunludur.” hükmü ile de malul sayılan sigortalıların malullük aylığından yararlanabilmeleri için gereken şartlar düzenlenmiştir.
Davacının çalışma gücünü en az %60 "ını kaybettiği ve maluliyet başlangıç tarihinin 19.02.2014 olduğu Adli Tıp Kurumu 3.ihtisas kurulunun raporu ile tespit edilmiş olup, malul sayılması gerektiği açık ise de, davacıya malullük aylığı bağlanabilmesi için , malul sayılması yanında yukarıda anılan 26. madde kapsamında ""En az on yıldan beri sigortalı bulunup, toplam olarak 1800 gün veya başka birinin sürekli bakımına muhtaç derecede malûl olan sigortalılar için ise sigortalılık süresi aranmaksızın 1800 gün malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi bildirilmiş olması,
5510 sayılı kanun 4/1-b kapsamında sigortalı sayılanların prim ve prime ilişkin her türlü borçlarının ödenmiş olması "" koşullarının da bulunması gereklidir.
Mahkemece yapılacak iş, Kurum"dan, davacıya ait sicil dosyası getirtilelerek 5510 sayılı Kanun"un 25 ve 26.’ncı maddelerinde öngörülen maluliyet aylığı bağlama koşullarının oluştup oluşmadığına bakarak karar vermekten ibarettir.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular dikkate alınmaksızın hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O halde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ:Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 07.12.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.