10. Hukuk Dairesi 2018/7340 E. , 2019/9556 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava, yaşlılık aylığı bağlanması istemine ilişkindir.
Mahkemece, bozmaya uyularak yapılan yargılama neticesinde ilamında belirtir şekilde davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Mahkemece uyulan bozma ilamında “Davanın konusuz kalması davacının taleplerinin tüm sonuçlarıyla karşılanması gerekmekte olup yaşlılık aylık talebinin 1.7.2011 olduğu, kurumca 1.6.2013 tarihinden itibaren aylığın bağlandığı, davacının talep tarihi itibariyle yaşlılık aylığına hak kazanıp kazanmadığı hususu irdelenmeksizin eksik inceleme sonucu karar verildiği,... Mahkemece, 01.11.1987 tarihinden itibaren 5 gün SSK , 22.6.1989 tarihinden itibaren kesintisiz olarak 1479 sayılı Yasa kapsamında sigortalı olan davacının, tahsis talep tarihi itibariyle, 1479 sayılı Yasa"nın geçici 10. madde koşullarının irdelenerek yaşlılık aylığına hak kazanıp kazanmadığı araştırılmalı, davanın konusuz kalıp kalmadığı irdelenmeli, kuşkusuz, yargılama aşamasında aylık bağlama koşulları gerçekleşen sigortalı yönünden tahsis talep günü itibarıyla şartlar oluşmamış ise Kurumun dava açılmasına sebep olan herhangi bir haksız işleminin de söz konusu bulunmadığı gözetilerek yargılama giderleri buna göre değerlendirilmesi” gerektiği belirtilmiştir.
Davacı, 1.7.2011 tarihinden itibaren yaşlılık aylığı talebinde bulunduğu, Mahkemece, bozmaya uyularak yapılan yargılama neticesinde isteğin kabulüne karar verildiği anlaşılmaktadır.
1479 sayılı Yasa"nın 28. maddesinde yer alan "bu Kanuna tabi sigortalılığın başladığı" sözcüklerinden sadece Bağ-Kur"a tabi çalışmanın değil, diğer Sosyal Güvenlik Kuruluşlarına tabi ilk defa çalışmaya başlamanın kabulünün sosyal güvenlik ilkelerine uygun düştüğünden, ilk defa SSK"ya tabi olarak sigortalı olarak çalışmaya başladığı 1.11.1987 tarihinin esas alınması gerekir. Kaldı ki, çeşitli Sosyal Güvenlik Kurumlarına tabi olarak geçen hizmet süreleri bulunanların emeklilik, malullük, yaşlılık hallerinde kendilerine, ölümleri ile de hak sahiplerine aylık bağlanması aşamasında 2829 sayılı ...Hizmetlerin Birleştirilmesi Hakkındaki Kanun hükümlerinin uygulanacağı, anılan kanunun gereği ilgililere hizmet sürelerinden sonuncusunun tabi olduğu kurumca kendi mevzuatına göre aylık bağlanması gerektiği, bu işlem yapılırken de sigortalılık süresinin başlangıç tarihi olarak (birleştirilen hizmet sürelerinin geçtiği kurumlar arasında ayrım yapılmaksızın) ilk defa hangi kurumda çalışmaya başlandı ise o tarihin esas alınacağı hususunun anılan yasanın 6/1. maddesinin bir gereği olması karşısında, artık Bağ-Kur"a tabi olarak çalışmaların başlangıcının kastedildiği sonucu çıkartılamaz.
2829 sayılı Kanunun gereği hizmet sürelerinden sonuncusunun tabi olduğu kurumca kendi mevzuatına göre aylık bağlanması gerekmektedir. Ayrıca 1479 sayılı kanun geçici 10. maddesinde prim ödenmiş süreden bahsedilmektedir.
Yukarıda açıklanan yasal mevzuat dikkate alındığında, 30.6.2011 tahsis talebi itibariyle, 1.11.1987-10.11.1987 tarihleri arası 5 gün (SSK), 22.6.1989-30.6.2011 tarihleri arası 21 yıl 1 ay 8 gün (7598) gün prim ödenmiş 1479 sayılı Yasa kapsamında Bağ-Kur sigortalılığı bulunan davacının, 2829 sayılı yasanın 6. maddesi gereği başlangıcı 1.11.1987 tarihi olarak esas alınması gerekmekle birlikte, aylık koşullarının 1479 sayılı Yasanın geçici 10. maddesi kapsamında ödenmiş prim süreleri gözetilmesi gerektiğinden aylık hesabı yapılırken 1.11.1987-10.11.1987 tarihleri arası 5 günlük sürenin ödenmiş prim süresi olarak dikkate alınarak Bağ-Kur başlangıç tarihi olan 22.6.1989 tarihinden geriye götürülerek belirlenerek tahsis koşularının irdelenmesi gerekirden yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup bozma nedenidir.
Bu maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulmaksızın, mahkemece yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O hâlde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 05.12.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.