22. Hukuk Dairesi 2018/4867 E. , 2018/10023 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalılar vekillerince istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı isteminin özeti:
Davacı vekili, müvekkilinin davalı işyerinde 2011 yılı Ekim ayından 2012 Aralık ayına kadar demirci ustası olarak çalıştığını, iş sözleşmesinin işverence haklı neden olmaksızın feshedildiğini beyanla kıdem ve ihbar tazminatı, genel tatil, hafta tatili, yıllık ücretli izin ve fazla mesai alacaklarının davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalıların cevaplarının özeti:
Davalılar vekili, davacının davalılar nezdinde çalışmasının bulunmadığını, davalılara ait şantiye ve işyerlerinde hafta tatili ve genel tatil çalışması yapılmadığı ve yapılan fazla mesailerin ödendiğini beyanla davanın reddini savunmuştur.
Yerel Mahkeme kararının özeti:
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, yazılı gerekçeyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Karar davalılar vekilince temyiz edilmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalıların aşağıdaki bentlerin kapsamı dışındaki temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Taraflar arasında işçiye ödenen aylık ücretin miktarı konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
4857 sayılı İş Kanun"unda 32. maddenin ilk fıkrasında, genel anlamda ücret, bir kimseye bir iş karşılığında işveren veya üçüncü kişiler tarafından sağlanan ve para ile ödenen tutar olarak tanımlanmıştır.
İş sözleşmesinde ücretin kararlaştırılmadığı hallerde ücretin miktarı, işçinin kişisel özellikleri, işyerindeki ya da meslekteki kıdemi, meslek unvanı, yapılan işin niteliği, iş sözleşmesinin türü, işyerinin özellikleri, emsal işçiler o işyerinde ya da başka işyerlerinde ödenen ücretler, örf ve adetler göz önünde tutularak belirlenir.
İşçinin kıdemi, meslek unvanı, fiilen yaptığı iş, işyerinin özellikleri ve emsal işçilere ödenen ücretler gibi hususlar dikkate alındığında imzalı bordrolarda yer alan ücretin gerçeği yansıtmadığı şüphesi ortaya çıktığında, bu konuda tanık beyanları gözetilmeli ve işçinin meslekte geçirdiği süre, işyerinde çalıştığı tarihler, meslek unvanı ve fiilen yaptığı iş bildirilerek ilgili işçi ve işveren kuruluşlarından emsal ücretin ne olabileceği araştırılmalı, ayrıca davacının çalıştığı işyerinin faaliyet gösterdiği alanda uzman bir bilirkişiden de görüş alınarak davacının fesih tarihindeki gerçek ücreti saptanmalı ve tüm deliller birlikte değerlendirilerek bir sonuca gidilmelidir.
Mahkemece, Türkiye İstatistik Kurumunun resmi internet sitesindeki “kazanç bilgisi sorgulama” kısmından da faydalanılması ve emsal ücret araştırması sonucunda elde edilen verilerle birlikte, anılan Kurumun resmi internet sitesindeki bilgiler de dikkate alınarak emsal ücretin belirlenmesi mümkündür.
Somut olayda, davacı işçi aylık net 2.000,00TL ücret aldığını iddia etmiş, davalı taraf bu iddiayı reddetmiştir. Mahkemece davacının ücreti sendikalı olmadığı dikkate alınmaksızın ve yeterli araştırma yapılmaksızın tespit edildiği anlaşılmış olup ücretin yukarıda açıklanan şekilde ilgili meslek odalarından ve diğer kuruluşlardan yapılacak emsal ücret araştırması ile ve Türkiye İstatistik Kurumu"nun resmi internet sitesindeki “kazanç bilgisi sorgulama” kısmındaki bilgilerle belirlendikten sonra karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile hüküm kurulması hatalı olmuştur.
3-Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp ispatlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
Söz konusu alacakların ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları, delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın bu tür yazılı belgelerle ispatlanamaması durumunda tarafların dinletmiş oldukları şahit beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de iddia edilen dönemlerde çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
Fazla çalışmanın yazılı delil ya da şahitle ispatı imkan dahilindedir. İşyerinde çalışma düzenini bilmeyen ve bilmesi mümkün olmayan şahitlerin anlatımlarına değer verilemez.
Somut uyuşmazlıkta davaya konu fazla çalışma ve hafta tatili alacakları, tanık beyanına itibarla haftanın yedi günü 07:00-18:00 saatleri arası bir saat ara dinlenme ile haftada on yedi buçuk saat fazla çalışma ile sürekli hafta tatili çalışması yapıldığı kabul edilerek hesaplanmış ise de emsal işçinin ... Asliye Hukuk Mahkemesi 2014/289 esas sayılı dosyasında ayda iki hafta hafta tatili çalışması yaptığının kabul edildiği anlaşılmaktadır. Tüm dosya kapsamı yapılan işin niteliği, tanık beyanları, emsal işçinin Dairemizden geçen dosyası birlikte değerlendirildiğinde söz konusu alacakların ayda iki hafta tatili çalışması yapıldığı kabulü ile hesaplanması gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde kabulü isabetli olmamıştır.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgililere iadesine, 26.04.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.