Abaküs Yazılım
21. Hukuk Dairesi
Esas No: 2017/1426
Karar No: 2017/10211
Karar Tarihi: 07.12.2017

Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2017/1426 Esas 2017/10211 Karar Sayılı İlamı

21. Hukuk Dairesi         2017/1426 E.  ,  2017/10211 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi
    MAHKEMESİ : ... 39. İş Mahkemesi
    KARAR
    A) Davacı İstemi:
    Davacı, 5510 sayılı Yasa"nın 56/2.fıkrası uyarınca boşandığı eşi ile birlikte yaşadığının tespit edilmesi nedeniyle ölüm aylığının kesilmesi işlemine karşı 06.3.2012 tarihinde yeniden aylık bağlanması talebine yönelik SGK tarafından tesis edilen 27/03/2012 tarih ve 3/1008660 sayılı red kararının iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
    B) Davalı Cevabı:
    Davalı SGK vekili özetle; sosyal güvenlik denetmen raporu gereği 5510 sayılı Kanunun 56/b,son maddesi gereğince yapılan kurum işleminin yerinde olduğu ve ilçe emniyeti tarafından düzenlenen rapor gereği açılan davanın haksız ve mesnetsiz olduğunu belirterek, davanın reddine karar verilmesini, talep etmiştir.
    C)İlk Derece Mahkemesi Gerekçesi ve Kararı:
    İlk derece Mahkemesince;“ 15/04/2009 tarihinden sonra ayrı adres bilgilerinin ortaya çıkmış olması ve bu durumun dosya kapsamında yer alan diğer bilgiler ve tanık beyanları ile birlikte değerlendirilmesi durumunda davacının 15/04/2009 tarihinden sonraki dönemde boşandığı eşi ile birlikte fiilen yaşadığına ilişkin somut kanıt bulunamadığından, 01/11/2008-15/04/2009 tarihleri arasındaki döneme ilişkin olan kurum işleminin yasal ve yerinde olduğunun kabulü halinde davacının bu devreye ilişkin isteminin reddinin gerekeceğini, davacının 15/04/2009 tarihinden sonraki dönemde boşandığı eşi ile birlikte fiilen yaşadığına ilişkin somut kanıt bulunmadığından 15/04/2009 tarihinden itibaren yetim aylıklarına devam edilmesinin ve biriken aylıklarının davacıya geri verilmesinin bu tarih itibariyle aksine kurum işleminin iptalinin gerekeceğini" bildirdiği, bilirkişinin bu raporunun dosya kapsamına ve delillere uygun olduğu anlaşıldığından davacı tarafından kısmen ispatlanan davanın kısmen kabul kısmen reddine karar vermek gerekmiştir.” gerekçesiyle davanın KISMEN KABUL KISMEN REDDİ ile, ... Emeklilik Hizmetleri Genel Müdürlüğü Sigortalı Emeklilik Daire Başkanlığı"nın davacı ... Tan hakkındaki 27/03/2012 tarih ve 1008660 sayılı kararının İPTALİ ile, davacının yetim aylığının yeniden bağlanmasına ve 15/04/2009 tarihinden itibaren biriken yetim aylıklarının davacıya ÖDENMESİNE, karar verilmiştir.
    İstinaf Başvurusu ;
    Davalı SGK vekili; tanık ifadelerinin çelişik olduğu, sosyal güvenlik memuru raporunun aksini kanıtlamadığı, dosyada davacının eşinin abonelik kayıtlarının hiçbirinin bulunmadığı, 5434, 5510 sayılı kanunlarının ilgili hükümleri gereği Kurum işlemlerinin yerinde olup mahkemenin fiili birlikte yaşama olgusuna dair araştırma yapmadığı, oysa denetmenin komşuları dinlediği, sair delilerin topladığını ileri sürerek davanın reddini talep etmiştir. ./..
    D) Bölge Adliye Mahkemesi Gerekçesi ve Kararı :
    Bölge adliye Mahkemesince; “Kurumun aylık kesme işleminin dayanağı Sosyal Güvenlik Denetmeni Raporunda bile, davacının 10.10.2011 tarihli yeni adresinde iki çocuğu ile yaşadığı, eski eşin gelip gitmediği ve tanınmadığının tespit edildiği, dolayısıyla davacının 10.10.2011 adres değişiklik tarihinden önce eski eşi ile birlikte yaşadıkları sonucuna varıldığı belirgindir. Bu durumda en azından bu tarihten itibaren davacının yeniden babasından ölüm aylığına hak kazandığı, zira aylık kesme sebebinin ortadan kalktığı düşünülebilirse de, 5510 sayılı Kanunun, aylığın kesilmesine yol açan sebebin ortadan kalkması halinde, müracaat tarihini takip eden aybaşından itibaren yeniden alık bağlanacağına dair 35/3. Maddesi karşısında, HMK"nın 353/1-b.2. Maddesi uyarınca, ... 39. İŞ Mahkemesine ait,08.11.2016gün ve 2016/ 111-356 sayılı hükmün kaldırılmasına, yerine davanın kısmen kabulü, kısmen reddi ile, davalı Kuruma ait 27.3.2012 gün ve 18660 sayılı Kurum işleminin iptaline, davacıya babasından dolayı bağlana ölüm aylığının, 5510 sayılı Kanunun 35/3. Maddesi uyarınca, 06.3.2012 tarihli talebini takip eden aybaşı olan 01.4.2012 tarihinden itibaren yeniden bağlanmasına, bağlanan aylıkların davacıya ödenmesine, fazla istemin reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.” gerekçesiyle
    “1-Davalı vekilinin istinaf isteminin HMK"nun 353/1-b-2.maddesi uyarınca kabulüne,
    2-... 39. İş Mahkemesine ait 08.11.2016 gün ve 2016/111-356 E.-K. sayılı hükmün KALDIRILMASINA, yerine;
    3-Davanın KISMEN KABUL KISMEN REDDİNE, 27.03.2012 gün ve 1008660 sayılı kurum işleminin iptaline, davacıya babasından dolayı bağlanan yetim-ölüm aylığının 5510 SY"nın 35/3 maddesi uyarınca 06.03.2012 tarihli talebini takip eden ay başı olan 01.04.2012 tarihinden itibaren yeniden bağlanmasına, bağlanan aylıkların davacıya ödenmesine, fazla istemin reddine,” karar verilmiştir.
    E) Temyiz:
    Davalı SGK vekili; “ Dosyada dinlenen tanıkların ifadeleri birbiri ile çelişmektedir. Çelişkili tanık beyanları kurum kontrol memurunun raporunun aksini ispat etmeye yetecek yeterlilikte değildir. Dosyada davacının eşinin abonelik kayıtlarının hiç biri yoktur. Eksik deliller ve eksik inceleme ile hüküm kurulması hatalıdır. Davacı ile eski eşi farklı yerlerde yaşamakta iseler ikamet adreslerine ilişkin kira kontratı ve kira ödemelerinin celbi ve incelenmesi gereklidir. Kendilerine ait taşınmazlarda ikamet etmekte iseler taşınmazın vergisinin kim tarafından yatırıldığının araştırılması gereklidir. Davacı ile boşandığı eşinin fiilen birlikte yaşayıp yaşamadıklarının, müfettiş raporunda ifade veren tanıklar mahkeme huzurunda dinlenilerek araştırılmaması hatalıdır.” gerekçeleriyle
    Davacı vekili ; “Müvekkilin maaş bağlanmasına hak kazandığı tarih 01/08/2008 dir. Bu nedenle BAM kararını kabul etmiyoruz.” gerekçeleriyle yerel mahkeme kararının bozulmasını talep etmiştir.
    F) Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe:
    1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre, davacının tüm temyiz itirazlarının reddine.
    2-Davalının temyiz itirazlarına gelince;
    Dava; 5510 sayılı Yasa"nın 56/2.fıkrası uyarınca boşandığı eşi ile birlikte yaşadığının tespit edilmesi nedeniyle ölüm aylığının kesilmesi işlemine karşı 06.3.2012 tarihinde yeniden aylık bağlanması talebine yönelik SGK tarafından tesis edilen 27/03/2012 tarih ve 3/1008660 sayılı red kararının iptaline karar verilmesi istemine ilişkindir.
    Davanın, yasal dayanağı 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun 56. maddesinin ikinci fıkrasıdır. Fıkrada: “Eşinden boşandığı halde, boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşadığı belirlenen eş ve çocukların, bağlanmış olan gelir ve aylıkları kesilir. Bu kişilere ödenmiş olan tutarlar, 96. madde hükümlerine göre geri alınır.” düzenlemesine yer verilmiştir.
    Düzenleme ile ölen sigortalının kız çocuğu veya dul eşi yönünden, boşanılan eşle boşanma sonrasında fiilen birlikte olma durumunda, ölüm aylığının kesilmesi ve ödenmiş aylıkların geri alınması öngörülmektedir. Buna göre, daha önce sosyal güvenlik kanunlarında yer almayan, boşanılan eşle fiilen birlikte yaşama olgusu, gelir veya aylık kesme nedeni ve bağlama engeli olarak benimsenmiştir.
    Anılan maddenin gerekçesinde de açıklandığı üzere, düzenleme ile hakkın kötüye kullanımının olası uygulamaları engellenmek istenmiş ve bu amacın gerçekleştirilebilmesi için kötüye kullanımın varlığı belirlendiği takdirde ilgiliyi haktan yararlandırmama; hakkın kötüye kullanılması durumunda hak sahipliğinin ortadan kalkması ve dolayısıyla gelir veya aylıktan yararlandırılmama yöntemi benimsenmiştir.
    5510 sayılı Yasa"nın 56. maddesinde oldukça yalın olarak; "eşinden boşandığı halde, boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşadığı belirlenen" ibareleri yer almakta olup kanun koyucu tarafından örneğin; "sosyal güvenlik kanunları kapsamında ölüm aylığına hak kazanmak amacıyla eşinden boşanan", " hak sahibi sıfatını haksız yere elde etme amacıyla eşinden boşanan", "gerçek boşanma iradesi söz konusu olmaksızın (muvazaalı olarak) eşinden boşanan" veya bunlara benzer ifadelere yer verilmemiş, sade olarak kaleme alınan metinle uygulama alanı genişletilmiştir. Maddede, boşanma amacına/saikine yönelik herhangi bir düzenlemeye yer verilmediğinden, gerek Kurum"ca, gerekse yargı organlarınca uygulama yapılırken, eşlerin boşanma iradelerinin gerçekliğinin/samimiliğinin araştırılıp ortaya konulması söz konusu olmamalı, boşanmanın muvazaalı olup olmadığına ilişkin herhangi bir araştırma/irdeleme ve boşanma yönündeki kesinleşmiş yargı kararının geçerliliğinin sorgulaması yapılmamalı, özellikle kesinleşmiş yargı organının verdiği karara dayanan "boşanma" hukuki durum ve sonucunun, eşlerin gerçek iradelerine dayanıp dayanmadığının araştırılmasının bir başka organın yetki ve görevi içerisinde yer almadığı, kaldı ki, 4721 sayılı Türk Medeni Kanununda "anlaşmalı boşanma" adı altında hukuki bir düzenlemenin de bulunduğu dikkate alınmalıdır. Şu durumda sonuç olarak vurgulanmalıdır ki, boşanma tarihi itibariyle gerçek/samimi boşanma iradelerine sahip olan (evlilik birliği temelinden sarsılan) veya olmayan tüm eşlerin, maddenin yürürlük tarihi olan 01.10.2008 tarihinden itibaren her ne sebeple olursa olsun eylemli olarak birlikte yaşadıklarının saptanması durumunda gelirin/aylığın kesilmesi zorunluluğu bulunmaktadır.
    Somut olayda; davacı ...’in 23/05/2008 tarihinde eşi ..."dan boşandığı, 2004 yılında vefat eden babasından dolayı yetim aylığı bağlandığı, Sosyal Güvenlik Denetmeni tarafından düzenlenen 17.11.2011 tarih ve 139 sayılı rapora göre davacı ve boşandığı eşinin birlikte yaşadıklarının tespit edildiği, bu rapora dayanılarak davacının aylığının kesilerek, Kurumca 26.10.2008 - 25.01.2012 tarihleri arası yersiz ödenen 23.117,50 TL tutarında aylıklar ve işlemiş faizinin borç çıkarıldığı, davacının 06.3.2012 tarihinde yeniden aylık bağlanması talebine yönelik SGK tarafından 27/03/2012 tarih ve 3/1008660 sayılı yazıyla aylık bağlanması talebinin reddine karar verildiği, anlaşılmıştır.
    Ayrıca; 17.11.2011 tarih ve 139 sayılı denetmen raporunda; ...’in ... adresinde alınan 15.09.2011 tarihli beyanında; eşi ...’dan şiddetli geçimsizlik nedeniyle 2009 Yılında boşandıklarını, çocukların velayetinin babalarına verildiği, kendisine 200,00TL nafaka bağlandığını ve düzenli olmasa da ödendiğini belirterek,boşandığı eşinin ... de oturduğunu, boşandığı eşiyle (teyze çocukları olduğunu,) beraber oturmadıklarını ancak eşi olmadığı zamanlarda çocukları için evlerine gidip geldiğini, bu arada kendisinin, Berat cd. 2/B-2 de oturan ağabeyi ...’in evinde kalmakta olduğunu ifade ettiği, 15.09.2011 tarihinde bina sahibi ...’un beyanında; Berat Cd. 2/B adresinde davacı ...’in kardeşi olan ... ve ailesinin oturmakta olduğunu, davacı ...’nin sık sık buraya gelip gittiği, ancak ... "in bu binada oturmadığını ifade
    ettiği, eşinin ikamet adresi olan “...” adresindeki konutun kapalı olması nedeniyle çevreden soruşturma yapıldığı, berabar yaşadıklarına ilişkin beyanların denetmenlerce tutanak altına alındığı, ...’in ve eşi ...’ın adreslerini değiştirdikleri tarih olan 10.10.2011 tarihiden önce beraber yaşadıkları kanaatine varıldığı,31/10/2011 tarihli kolluk araştırmasında; ...’in ikamet ettiği bildirilen “Yıldırım Beyazıt Mah. ...-...” adresinde şahsın ağabeyi ...’in ikamet ettiği, adreste bulunan şahsın yengesi olan ... ile yapılan görüşmede ...’in kendi yanlarında ikamet etmediğini beyan ettiği, ...’in boşandığı eşi ...’ın ikamet ettiği bildirilen”... ...” adresinde yapılan araştırmada, şahısların birlikte ikamet etmekte iken kısa süre önce taşındıkları, aynı binanın 3 nolu dairesinde ikamet eden ev sahibi ... ile aynı binanın 7 nolu dairesinde ikamet eden ... ‘nın yukarıda adı geçen şahısların taşınmadan önce birlikte ikamet ettiklerini beyan ettiği, görülmüştür.
    Bu durumda; Sosyal Güvenlik Denetmeni tarafından tanzim edilen raporun içeriği ve 31/10/2011 tarihli kolluk tutanağı birlikte değerlendirildiğinde Kurum işleminin dayanağı olan denetimin yapıldığı tarihte davacı ve eşinin birlikte yaşadıkları sabit olup, bu tahkikata göre karar verilen Kurum işleminin yerinde olduğu, Kurum işleminden sonra davacı ve eşinin birlikte yaşamadıkları iddiasının ayrı bir tahkikat ve dava konusu olduğu, bu yönden davacının yeniden Kuruma müracaat etmeden dava açılamayacağı gözetilmeden davanın reddi yerine aksine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASI gerekmiştir.
    G)SONUÇ:
    Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı 6100 sayılı HMK"nun 373/1. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 07/12/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi