6. Hukuk Dairesi 2015/4989 E. , 2016/1410 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Tazminat
Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı tazminat davasına dair karar davacı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.
Dava, kiracı tarafından açılan faydalı imalat bedeli ile kiralananın kullanım amacıya uygun bulundurulmaması nedeniyle uğranılan zarar ve yoksun kalınan kazanç kaybı ve manevi tazminat istemlerine ilişkindir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı vekili dava dilekçesinde; Davalılara ait taşınmazın çocuk yuvası olarak kullanılmak üzere 01/09/2003 başlangıç tarihli ve beş yıl süreli kira sözleşmesi ile kiralandığını ,daha sonra taraflar arasında akdedilen 01/09/2008 başlangıç tarihli ve bir yıl süreli kira sözleşmesi ile kiracılık ilişkisinin devam ettiğini,ancak davalıların kiralanan taşınmazın yıkılmasını sağlamak amacıyla müvekkilinden habersizce ilgili Belediye"ye başvurduklarını ,kiralananın kira süresince kullanıma uygun halde bulundurulması gerektiğini, gerek akdin başında gerekse devamı sırasında müvekkilince kiralanana faydalı imalatlar yapıldığını belirterek fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak 10.000,00 TL kiralananın kullanıma uygun halde bulundurulmaması nedeniyle uğranılan zarar ve yoksun kalınan kazanç kaybı, 10.000,00 TL faydalı imalat bedeli ile 2.000,00 TL manevi tazminata karar verilmesini istemiştir. Davalılar vekili , kiralananın kullanım amacına uygun olarak teslim edildiğini ve sözleşme süresince de kullanıma elverişli halde bulundurulduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, dava konusu taşınmazın ilk kira sözleşmesinden itibaren 10 yıldan fazla sürenin geçtiği, davacının bu aşamada yaptığı masrafları talep etmesinin hakkın kötüye kullanımı niteliğinde olduğu ve kira sözleşmelerinde davacının kiralananı virane ve metruk bir şekilde kiraladığına ilişkin yazılı herhangi bir ibarenin olmadığı,davaya konu kiralanan mecurun ... ... Bakanlığı"na bağlı Deprem Mühendislik tarafından Deprem Güvenlik analizinin yapıldığı ve can güvenliği performans düzeyi koşullarını karşılamadığı bu nedenle riskli yapı olduğunun tespit edildiği,davalıların taşınmazın riskli yapı özelliği taşımasında kusurlarının olduğunun iddia ve ispat edilmediği ,davacının dava konusu mecuru tahliye etmesinin kişilik haklarına saldırı niteliğinde olmadığı gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmiştir.
1- Dosya kapsamına, toplanan delillere, mevcut deliller mahkemece takdir edilerek karar verilmiş olmasına ve takdirde de bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Davacı vekilinin faydalı imalat bedeline yönelik temyiz itirazlarına gelince ;Yerleşik uygulama, kiracının kiralanana yaptığı faydalı ve zorunlu masrafların yapıldığı tarih itibariyle TBK.nun 530. maddesi (BK. 414.m) kapsamında vekaletsiz iş görme hükümlerine göre davalı kiraya verenden isteme hakkı olduğu yönündedir. Kural olarak bu gibi zorunlu ve faydalı masrafların kira sözleşmesinin başlangıcında yapılmış olduğu kabul edilmektedir. Kiralananın tahliyesi sonunda kiralayan bunları benimsemiş ve kiracı aleyhine sebepsiz zenginleşme meydana gelmiştir. Kiraya verenin sorumluluğu faydalı imalatların imal tarihindeki değerinden yıpranma payı düşülmek suretiyle bulunacak değer kadardır.
Somut olayda;Taraflar arasında 01/09/2003 başlangıç tarihli ve beş yıl süreli kira sözleşmesi ile kiracılık ilişkisinin başladığı hususunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Dava konusu taşınmazın tahliye edilerek 24/01/2014 tarihinde yıkıldığı da tarafların kabulündedir. Bu durumda davacı kiracı kiralanana yaptığı faydalı imalatları vekaletsiz iş görme hükümlerine göre talep edebilir. Mahkemece bu husus üzerinde durularak tarafların faydalı imalatlara yönelik delilleri toplanarak faydalı imalat bedeli yönünden bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde eksik araştırma ile faydalı imalat bedeli talebinin de reddine karar verilmesi doğru değildir.
Hüküm bu nedenle bozulmalıdır.
SONUÇ: Yukarıda 2.bentte açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK.ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 428.maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 29/02/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.