11. Ceza Dairesi 2016/11331 E. , 2018/7933 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Resmi belgede sahtecilik
HÜKÜM : Mahkumiyet
1- Sanığın, ... Müh.Mad.İnş.Gübre Tar.İth.İhr.San.Tic.AŞ.’den kimyasal gübre karşılığında almış olduğu 45.000 TL’lik suça konu sahte çeki katılan şirket çalışanı ...’e verdiği, böylece sanığın resmi belgede sahtecilik suçunu işlediği iddiasıyla açılan kamu davasında; sanığın soruşturma aşamasında alınan ifadesinde, sahte çeki ...’in zorlamasıyla imzaladığını, çekin ön yüzündeki yazıların kendisine ait olduğunu, katılan şirketten 2011 yılı Mayıs ayında kimyasal gübre aldığını ve bu çeki şirket elemanı olan ... isimli kişiye verdiğini söylemesine rağmen; sorgusunda, çekin H...’de bulunduğunu ancak alışveriş nedeniyle verilmediğini, ... tarafından ...’ün aracında unutulduğunu ve iade edilmeyerek işleme konulduğunu savunması; ... ve ...’ün beyanlarına başvurulmamış olması karşısında, gerçeğin kuşkuya yer bırakmayacak şekilde tespiti bakımından; ... ve ...’ün CMK"nin 48. maddesi hatırlatılarak sanığın savunması doğrultusunda tanık olarak beyanlarına başvurulması, çekin sanık tarafından kendisine verilip verilmediği hususunun ...’den ayrıntılı olarak sorulması; sanığın yeniden savunması alınarak, beyanları arasındaki çelişki giderildikten sonra sonucuna göre hukuki durumunun takdir ve tayini gerekirken, eksik araştırma ile yazılı şekilde mahkûmiyet hükmü kurulması,
2- Kabule göre de;
a) Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun 22.04.2014 tarihli 2013/11-397 Esas ve 2014/202 Karar sayılı ilamında belirtildiği üzere, 5237 sayılı TCK"nin “Kamu güvenine karşı suçlar” bölümünde düzenlenen ve belgenin gerçeğe aykırı olarak düzenlenmesi ile kamu güveninin sarsıldığı kabul edilerek suç sayılıp yaptırıma
bağlanan “resmi belgede sahtecilik” suçlarının hukuki konusunun kamu güveni olduğu, suçun işlenmesi ile kamu güveninin sarsılması dışında, bir veya birden fazla kişinin de haksızlığa uğrayıp, suçtan zarar görmesi halinde dahi, suçun mağdurunun toplumu oluşturan bireylerin tamamının, diğer bir ifadeyle kamunun olduğuna dair kabulün etkilenmeyeceği; zincirleme suça dahil olan bir suçtan dolayı, bu durum gözetilmeksizin mahkûmiyet hükmü verilmiş ve kesinleşmiş ise, zincirleme suça konu ikinci suçla ilgili olarak, kesinleşen hükme konu fiil de göz önüne alınarak zincirleme suç hükümlerinin uygulanması suretiyle yeni bir hüküm kurulup, kesinleşen hükümdeki sonuç cezanın mahsubu gerekeceği dikkate alınarak; UYAP sisteminden yapılan kontrolde, sanığın resmi belgede sahtecilik suçundan benzer nitelikteki fiilleri nedeniyle mahkûmiyetine karar verilmiş olan kamu davaları bulunduğunun anlaşılması karşısında; fiil tarihleri de dikkate alınarak, hukuki kesintinin iddianame tarihi itibarıyla oluşacağı gözetilip sanığın eylemlerinin ayrı suçları mı, yoksa bir suç işleme kararının icrası kapsamında zincirleme biçimde mi işlendiğinin değerlendirilmesi; mükerrer yargılama ve cezalandırılmanın önlenmesi bakımından, sanık hakkındaki Antalya 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2012/90 Esas ve 2012/405 Karar, Denizli 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2013/26 Esas ve 2014/175 Karar, Denizli 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2013/82 Esas ve 2013/260 Karar, Alaşehir Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2014/8 Esas ve 2014/117 Karar, Uşak 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2014/94 Esas ve 2014/253 Karar, Sarıgöl Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2011/149 Esas ve 2013/214 Karar sayılı dava dosyaları getirtilip incelenerek mümkünse davaların birleştirilmesi değilse bu davayı ilgilendiren belgelerin onaylı örneklerinin dosya içerisine konulması, sonucuna göre sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerektiği gözetilmeden, eksik araştırma ve inceleme ile mahkûmiyet hükmü kurulması,
b) TCK’nin 53. maddesine ilişkin uygulamanın Anayasa Mahkemesi"nin 08.10.2015 tarihli 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nin 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 15.10.2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.