Abaküs Yazılım
10. Hukuk Dairesi
Esas No: 2018/1841
Karar No: 2019/9537
Karar Tarihi: 05.12.2019

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2018/1841 Esas 2019/9537 Karar Sayılı İlamı

10. Hukuk Dairesi         2018/1841 E.  ,  2019/9537 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi : Adana 1. İş Mahkemesi

    Dava, hizmet tespitine ilişkin Adana İş Mahkemesinin 1982/692 Esas, 1982/808 Karar sayılı ilamında yer alan dahili davalı ... isminin ... olarak düzeltilmesi istemine ilişkindir.
    İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne dair verilen karara karşı davalı Kurum vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-2 maddesi gereğince "ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak, düzeltilerek yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle, hukuki yarar/dava şartı bulunmaması sebebiyle davanın, HMK"nın 114/1-h ve 115/2.maddeleri uyarınca usulden reddine" karar verilmiştir.
    Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesince verilen kararın, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
    I-İSTEM
    Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının Adana İş Mahkemesinin 1982/692 Esas, 1982/808 Karar sayılı kararı ile hizmet tespiti davasını kazandığını kararın Yargıtay"ca onandığını, Mahkeme gerekçeli kararında ... sicil numarasında kayıtlı olan ... yazması gerekirken sehven ... olarak yazdığını, davacının emekli olmak için kuruma müracaat ettiğini, kurum tarafından hizmetlerin ... adına geçtiğini, mahkeme kararında ise ... olarak geçtiğinden tereddüte düşüldüğü ve mahkeme kararının düzeltilmesi gerektiğini belirttiğini, bu yanlışlık nedeniyle davacının emekli olamadığını belirterek, Adana İş Mahkemesinin 1982/692-808 E. K. sayılı kararındaki ... isminin ... olarak düzeltilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
    II-CEVAP
    Davalı Kurum vekili cevap dilekçesinde özetle; Mahkeme ilamında yer alan isimler ile hizmet dökümünde yer alan ismin farklı olmasının kurum hatası olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
    Dahili davalı ..., davacının yaşı küçük olduğu için, kendisinin nüfus cüzdanını kullanarak bir fabrikada çalıştığını, bu çalışmalarla ilgili daha önce dava görüldüğünü, önceki davayı da kabul ettiğini, isminin nüfusta ... olduğunu, halk arasında kendisine ... dediklerini, Mehmet karısı ... (...) ..."ın kendisi olduğunu, davayı kabul ettiğini beyan etmiştir.
    III-MAHKEME KARARI
    A-İLK DERECE MAHKEME KARARI
    " Davanın kabulü ile, Adana İş Mahkemesinin 1982/692-808 E. K. sayılı kararı ile ... Fabrikası iş yerinde 06.03.1980 tarihinde ... sigorta sicil numarası ile giriş yapan ve halende iş yerinde çalışan kişinin davalı ... olmayıp, davacı ... kızı, ..."den olma 05.09.1962 doğumlu ... olduğunun tespiti yönünde verilen kararda geçen ..."ın dahili davalı ... olduğunun tespitine" karar verilmiştir.
    İSTİNAF SEBEPLERİ:
    Davalı Kurum vekili istinaf başvuru dilekçesinde; Mahkeme ilamında yer alan isimler ile hizmet dökümünde yer alan ismin farklı olmasının kurum hatası olmadığını, gerek mahkeme kararında gerekse Yargıtay onama ilamında davalının adı ... olarak geçerken, hizmet dökümünde ... olarak geçtiğini, bu nedenle mahkeme kararında ... adına olan çalışmaların aslında ... " ya ait olduğunun tespitine dair kararın uygulanmasında tereddüt oluştuğunu, mevzuat çerçevesinde yapılan işlemler nedeniyle Kurumun dava açılmasına neden olmadığını belirterek, davanın kabulüne dair verilen kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
    B-BAM KARARI
    Bölge Adliye Mahkemesince;
    "A-)Davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile, Adana 1. İş Mahkemesinin 04.07.2017 Tarih ve 2016/193 Esas - 2017/183 Karar sayılı kararının HMK’nin 353/1-b maddesinin (2) numaralı alt bendi uyarınca kaldırılarak, düzeltilerek yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle;
    B-1-)Hukuki yarar/dava şartı bulunmaması sebebiyle davanın, HMK"nin 114/1-h ve 115/2. maddeleri uyarınca usulden reddine," karar verilmiştir.
    TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ:
    Davacı vekili temyiz başvuru dilekçesinde; Bölge Adliye Mahkemesinin Adana 1. İş Mahkemesinin 04.07.2017 Tarih ve 2016/193 Esas - 2017/183 Karar sayılı kararındaki yazım hatasının tashih/düzeltme yoluyla giderilmesi gerektiğine karar verdiğini, oysa anılan kararın Yargıtayca onanarak kesinleştiğini, kesinleşen kararlarda hukuken tashih imkanı olmadığını, dava konusu hususun ise yazım hatası olmayıp, isim hatası olduğunu, bu nedenle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması ile yerel mahkeme kararının onanmasını talep etmiştir.
    IV-İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME:
    İstinaf mahkemesince verilen kararda; "uyuşmazlığın Adana İş Mahkemesinin 1982/692 Esas 1982/808 Karar sayılı kararındaki yazım hatası iddiası sebebiyle, davacının, yeni bir dava açmakta hukuki yararı bulunup/bulunmadığının belirlenmesi" olarak tespiti ile kesinleşen mahkeme kararında yapıldığı iddia edilen ve dava konusu yapılan yazım hatasının, Adana İş Mahkemesinin 1982/692 Esas - 1982/808 Karar sayılı dosyası üzerinden "tashih/düzeltme" yoluyla giderilmesi gerekmekte olup, davacının, ayrı bir dava açmakta hukuki yararı bulunmadığı, bu yönde, HMK"nin 114/1-h ve 115/2. maddeleri gereğince dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiği belirtilmiştir.
    Bu durumda hukuki yarar kavramının değerlendirilmesi gerekmektedir.
    Medeni usul hukukunda hukuki yarar, mahkemeden hukuksal korunma istemi ile bir davanın açılabilmesi için davacının bu davayı açmakta (veya mahkemeden hukuksal korunma istemekte) bir çıkarının bulunmasıdır.
    Davacının dava açmakta hukuk kuralları tarafından haklı bulunan (korunan) bir yararı olmalı, hakkını elde edebilmesi için mahkeme kararına ihtiyacı bulunmalı ve davacı mahkemeyi gereksiz yere uğraştırmamalıdır (Arslan, R.; aktaran: Hanağası, E., Davada Menfaat, Ankara 2009, önsöz VII).
    Hukuk Genel Kurulunun 24.06.1992 gün ve 1992/1-347 E., 1992/396 K. ve 30.05.2001 gün ve 2001/14-443 E., 2001/458 K. sayılı kararlarında da belirtildiği üzere buna hukuki korunma (himaye) ihtiyacı da denir (Rechts-schutzbedürfnis). Mahkemelerden hukuki himaye istenmesinde, himayeye değer bir yarar olmalıdır.
    Öte yandan, bu hukuksal yararın, "hukuki ve meşru", "doğrudan ve kişisel", "doğmuş ve güncel" olması gerekir (Hanağası, E., a.g.e, s.135).
    01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununda öğreti ve yargısal kararların bu uygulaması aynen benimsenerek, davacının dava açmakta hukuki yararının bulunması “Dava Şartları” başlıklı 114. maddesinin 1. fıkrasının (h) bendinde açıkça dava şartları arasında sayılmıştır.
    Bir davada hukuki yarar ilkesinin dava şartı olarak gözetilmesinin yargılamanın amacına ve usul ekonomisi ilkesine uygun olarak yargılama yapılmasına yarar sağlayacağı her türlü duraksamadan uzaktır.Bu ilkeden hareketle, dava şartı olarak hukuki yararın varlığının mahkemece taraflarca dava dosyasına sunulmuş deliller, olay veya olgular çerçevesinde, kural olarak davanın açıldığı tarihe göre, kendiliğinden ve yargılamanın her aşamasında gözetilmesi gerekir. Bu sayede iç hukukumuzun bir parçası olan Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi (İnsan Hakları ve Temel Özgürlüklerin Korunmasına İlişkin Sözleşme)"nin 6. maddesi ve 1982 Anayasasının 36. maddesinde düzenlenen "hak arama özgürlüğü” nün dürüstlük kuralına uygun kullanılması sağlanabilecek; bu durum, haksız davalar açmak suretiyle, dava hakkının kötüye kullanılmasına karşı bir güvence oluşturacaktır.
    Dava açmaktaki hukuki yarar; hukuk düzenince kabul edilmiş meşru bir yarar olmalı, bu yarar dava açan hak sahibi ile ilgili olmalı ve dava açıldığı sırada halen mevcut bulunmalıdır. Ayrıca açılacak davanın ortaya çıkacak tehlikeyi bertaraf edecek nitelikte olması gerekir. Bir kimsenin hakkına ulaşmak için mahkeme kararının o an için gerekli olması durumunda hukuki yararın olduğundan söz edilebilir. Bir mahkeme kararına ihtiyaç yoksa hukuki yarardan söz edilemez (Pekcanıtez, H., Atalay, O., Özekes, M.; Medeni Usul Hukuku, Ankara 2011, s.297).
    Yukarıda yapılan açıklamalar kapsamında eldeki uyuşmazlık değerlendirildiğinde; dosyada yer alan bilgi ve belgelerden, Adana İş Mahkemesinin 1982/692 Esas sayılı dosyasının imha edildiği, karardan başka bilgi bulunmadığı, karar başlığında ise davalı olarak ..."ın gösterildiği, gerekçede ... çalışmalarının davacı ... " ya ait olduğunun tespit edildiği, hükmün de ... olarak kurulduğu gözetilerek, davacının dava açmakta hukuki yararı olduğu anlaşılmaktadır.
    Davalı Kurum tarafından dosyaya gönderilen davacıya ait sicil dosyası sureti içinde bulunan yazışmalardan; davacının hizmet cetvelinde ..." a ait çalışmaların mahkeme kararı ile kendisine ait olduğu bildirilmiş ise de mahkeme kararında ve yargıtay ilamında ... olarak geçtiğinden tereddüt hasıl olduğu, şahsın mahkeme kararını düzelttirmesi halinde işlem yapılacağının belirtildiği görülmekle; davalı Kurumdan bu konuda işlem yapılıp yapılmadığı, mahkeme kararının kurum tarafından infaz edilmeme nedeni sorulmalı ve kabul edilmeyen işlem varsa mahkeme ilamında gözönüne alınarak Kurum işleminin iptali kapsamında dava değerlendirilmelidir.
    Bu maddi ve hukuki olgular gözetmeksizin yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
    O hâlde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesinin HMK 353/1-b.2. maddesi gereğince "ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına, Hukuki yarar/dava şartı bulunmaması sebebiyle davanın, HMK"nin 114/1-h ve 115/2. maddeleri uyarınca usulden reddine " dair kararı bozulmalıdır.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesinin kararının HMK’nın 373/2. maddesi gereği BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 05/12/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için destek@ictihatlar.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi