20. Hukuk Dairesi 2015/16799 E. , 2017/4468 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı Hazine vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili 26.05.2008 tarihli dava dilekçesinde; mevki ve sınırlarını bildirdiği Karacasu kasabası, Köyiçi mevkiinde bulunan taşınmazın tapuda kayıtlı olmadığını, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının müvekkili lehine oluştuğunu iddia ederek Medenî Kanunun 713. maddesi hükmüne göre müvekkili adına tescilini istemiştir.
Daha sonra çekişmeli yer yargılama devam ederken yapılan imar uygulaması sonunda .... köyü, 1022 ada 1 parsel sayılı 2441.19 m2 yüzölçümü ve arsa niteliği ile Hazine adına tescil edilmiştir. Davacı vekili davasını bu nedenle tapu iptali ve tescil davası olarak ıslah etmiştir.
Mahkemece; davanın kabulü ile .... köyünde bulunan ve tapuda Hazine adına kayıtlı bulunan 1022 ada 1 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptali ile taşınmazın davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, davalı Hazine vekili ve Belediye Başkanlığı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine hüküm, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 17.01.2011 gün ve 2010/14643-2011/120 sayılı kararı ile bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; "Mahkemece 1961 yılında yapılan arazi kadastrosu sırasında çekişmeli taşınmaz ve çevresi için düzenlenen 27, 28, 29 ve 30 numaralı kadastro paftasının orijinal aslından çekilmiş fotokopi örneği getirilmediği gibi, bölgeye ait daha sonraki yıllarda fotogrametri yöntemiyle düzenlenen ve mülkiyet sınırını gösteren kadastro paftası da getirtilmemiştir. Çekişmeli taşınmazın hangi nedenle kadastro harici bırakıldığı mahkemece araştırılmamış ve çekişmeli taşınmaz gibi 1960 yılında yapılan kadastro sırasında tespit harici bırakılan, ancak daha sonra 1999 yılında yapılan orman kadastrosunda orman kadastro sınırı içine alınan taşınmazlarla aynı konumda olduğu gibi dava konusu taşınmazın eğim durumu kesin olarak bilimsel yöntemlerle saptanmamıştır. Çekişmeli taşınmaza en yakın komşu kadastro parselleri paftasından tespit edilerek bu parsellere revizyon gören varsa tapu ve vergi kayıtları getirtilip taşınmaz yönünü ne olarak gösterdiği üzerinde durulmamıştır. Keza, imar uygulaması sonucu Hazine adına ihdasen tescil edilen 1553 parsel ile bu parselden imar uygulaması sonunda ifrazen oluşturulan davaya konu 1022 ada 1 parsel sayılı taşınmazın Hazine adına tescil sebebi olan iktisap nedeni üzerinde durulmamış, Hazine lehine bir ecrimisil uygulamasının olup olmadığı sorulup araştırılmamıştır.
Davalı taşınmazın imar planı kapsamına hangi tarihte alındığı saptanarak, 1982 yılında imar planı kapsamına alındığının saptanması halinde zilyetliğin başladığı tarihten taşınmazın imar planı kapsamına alındığı tarihe kadar 8 yıl gibi az bir süre geçtiği ve 20 yıllık kazanım süresinin dolmadığı açıktır. Şayet, taşınmazın 1982 yılı nazım imar planı dışında iken 2008 yılında yapılan revizyon ile imar planı kapsamına alındığının saptanması halinde ise, taşınmazda imar ve ihya çalışmalarının hangi tarihte başladığı ve hangi tarihte tamamlandığı imar ve ihyanın tamamlandığı tarihten taşınmazın imar planı içersine alındığı 2008 tarihine kadar
kazandırıcı zamanaşımı zilyetlik süresinin dolduğunun kabulü ile diğer koşullarında varlığı halinde ancak gerçek kişi lehine tescile karar verilebileceğinin düşünülmesi, aksi takdirde 3402 sayılı Kanunun 17/2. maddesindeki engel nedeniyle davacı yararına tescile karar verilemeyeceğinin düşünülmemesi doğru bulunmamıştır." hususlarına değinilmiştir.
Mahkemece bozma kararına uyularak, davanın kabulü ile, dava konusu .... köyü (Karacasu kasabası ) 1022 ada 1 sayılı parselin Hazine adına olan kaydının iptali ile, davacı ... adına tapuya tesciline karar verilmiş, davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine hüküm, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 22/09/2014 gün ve2014/5427-7852 sayılı kararı ile bozulmuştur.
Hükmüne uylan bozma ilamında özetle; İncelenen dosya kapsamına göre, davacı, zilyetliğinde bulunan tapusuz taşınmazın adına tescili istemiyle dava açmış, davanın devamı sırasında imar uygulaması ile dava konusu taşınmaz, 1022 ada 1 sayılı parselin çapı içine alınmıştır. 12.10.2009 tarihli fen bilirkişi Mustafa Dal tarafından düzenlenen krokide, 1022 ada 1 nolu parselin çapı içinde kalan, (C ve D) harfleri ile gösterilen alanların davacı tarafından hiç kullanılmadığı belirlenmiş, davacının kullandığı alan ise (F) harfi ile gösterilmiştir. Dava dilekçesinde, davacı, zilyetliğindeki taşınmaz bölümlerinin adına tescilini istediğine göre, (C ve D) harfleri ile gösterilen bölümler tescil davasına konu olmayıp, bu bölümlerde davacı yararına zilyetlikle kazanım koşulları oluşmamıştır. Bu durumda mahkemece dava konusu taşınmazın (F) harfi ile gösterilen bölümü için davanın kabulüne karar verilip, (C) ve (D) harfleri ile gösterilen bölümlerin Hazine üzerinde bırakılması gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırıdır." hususlarına değinilmiştir.
Mahkeme bozma ilamı sonra yapılan yargılama sonucu; Fenni bilirkişi Mustafa Dal"ın 12/10/2009 tarihli rapor ve krokisinde (F) harfi ile gösterilen 2409,76 m2 mesahalı yerin tapusunun 1022 ada 1 parselden iptaline, aynı ada son parsel numarası davacı ... adına tesciline, (C) ve (D) harfi ile gösterilen yerlere ilişkin davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, tapulama harici bırakılan yerde imar ve ihyaya dayalı olarak Medenî Kanunun 713/1. maddesi hükmüne göre açılan tescil ve imar uygulaması nedeniyle Hazine adına oluşturulan tapu kaydının iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde dava tarihinden önce 19.04.1999 tarihinde ilân edilerek kesinleşen orman kadastrosu ve 2/B madde uygulaması bulunmaktadır. Merkez ilçe, Karacasu kasabası Ferhuş köyünde genel arazi kadastrosu 1960 yılında yapılmış ve sonuçları 17.09.1961 tarihinde kesinleşmiştir. Bu çalışmalarda dava konusu yer tapulama harici (TH) alan olarak bırakılmıştır.
Dosya kapsamına ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince işlem yapılarak hüküm kurulmuş olduğuna göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, Harçlar Kanununun değişik 13/j maddesi gereğince Hazineden harç alınmasına yer olmadığına 16/05/2017 gününde oy birliği ile karar verildi.