Abaküs Yazılım
Hukuk Genel Kurulu
Esas No: 2012/2-528
Karar No: 2012/1189
Karar Tarihi: 12.12.2012

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2012/2-528 Esas 2012/1189 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Taraflar arasındaki boşanma ve nafaka davasında, mahkeme asıl boşanma davasını reddederken birleşen nafaka davasını kabul etmiştir. Davacı tarafın temyiz isteği üzerine, Yargıtay Özel Dairesi, nafaka yönüyle hükmü onamış, boşanma yönüyle ise bozmuştur. Ancak yerel mahkeme, önceki kararda direnmiştir. Hukuk Genel Kurulu, toplanan deliller ve bozma kararı göz önünde bulundurarak önceki kararda direnilmesinin hukuka aykırı olduğuna karar vermiştir. Bu nedenle, direnme kararı bozulmuştur.
Kanun Maddeleri:
- Türk Medeni Kanunu (4721) Madde 166: Evlilik birliğinin sarsılması nedeniyle boşanma kararı verilebileceği halleri belirtir.
Hukuk Genel Kurulu         2012/2-528 E.  ,  2012/1189 K.
  • EVLİLİK BİRLİĞİNİN TEMELİNDEN SARSILMASI NEDENİYLE BOŞANMA DAVASI
  • NAFAKA
  • TÜRK MEDENİ KANUNU (4721) Madde 166

"İçtihat Metni"

Taraflar arasındaki “boşanma ve nafaka” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Akşehir Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi"nce asıl boşanma davasının reddine, birleşen nafaka davasının kabulüne dair verilen 18.11.2009 gün ve 2008/162 E., 2009/709 K. sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 2. Hukuk Dairesi"nin 13.12.2010 gün ve 2010/4606-20917 sayılı ilamı ile;          

(...1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre davacı-davalı kocanın, kadın tarafından açılan birleşen nafaka davasına yönelik temyiz itirazları yersizdir.

2-Davacı-davalının, kendi boşanma davasına ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;

Yapılan soruşturma, toplanan delillerle davacı-davalı kocanın eşine şiddet kullandığı, hakaret ettiği, eşinin hamileliğinde ve doğumunda ilgilenmediği, birlik görevlerini yerine getirmediği; davalı-davacı kadının da, eşinin ilk evliliğinden olma ergin olmayan çocuğuna hakaret ettiği, onunla ilgilenmediği, evine karşı ilgisiz olup, mahrem hayatlarını başkalarına anlattığı ve güven sarsıcı davranışlar içerisine girdiği gerçekleşmiştir. Bu duruma göre, evlilik birliğinin sarsılmasına yol açan olaylarda tarafların eşit kusurlu olduğu anlaşılmaktadır. Bu halde taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkân vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik mevcut ve sabittir. Olayların akışı karşısında davacı-davalı dava açmakta haklıdır. Bu şartlar altında eşleri birlikte yaşamaya zorlamanın artık kanunen mümkün görülmemesine göre, davacı-davalı kocanın boşanma davasının kabulü ile boşanmaya  (TMK.md. 166/1) karar verilecek yerde, yetersiz gerekçe ile davasının reddi doğru bulunmamıştır...)

gerekçesiyle hüküm boşanma yönüyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir. 

TEMYİZ EDEN: Davacı H. vekili                                                              

HUKUK GENEL KURULU KARARI 

Hukuk Genel Kurulu"nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:

Asıl dava boşanma, birleşen dava ise, nafaka istemine ilişkindir.

Mahkemece, “davacı tanıklarının tutarsız, samimi olmayan; davacı tanıkları H., S., M. ve T."nin görgüye dayalı beyanlarının bulunduğu ancak bu tanıkların beyanlarının ise davalı tanığı R. ve davacının anne babasının beyanları ile çeliştiği, bu nedenle davacı tarafından yönlendirilmiş olabileceği şüphesiyle bu tanıkların beyanlarına itibar edilmediği, diğer tanık beyanları ve deliller birlikte değerlendirildiğinde taraflar arasındaki geçimsizliğin davalıdan kaynaklanmadığı, ortak hayatın çekilmez hale gelmesinde davalının bir kusurunun bulunmadığı anlaşıldığından boşanma talebinin reddine, ayrı yaşama hakkına sahip davalı ve müşterek çocuk lehine tarafların sosyal ekonomik durumları ve hakkaniyet ilkesi gereği nafaka verilmesi gerektiği” gerekçesiyle asıl boşanma davasının reddine, birleşen nafaka davasının ise kabulüne dair verilen karar, davacı vekilinin temyizi üzerine, Özel Dairece yukarıda başlık bölümünde yazılan nedenlerle, nafaka yönüyle hüküm onanmış, boşanma yönüyle ise bozulmuştur.

Özel Dairece birleşen nafaka davasına yönelik temyiz itirazlarının reddiyle hükmün bu yönüyle onanmasına, ancak asıl boşanma davası yönüyle yukarıda yazılı gerekçeyle davacı yararına bozulmuş; yerel mahkemece, asıl boşanma davası yönüyle önceki kararda direnilmiştir.

Direnme hükmünü davacı vekili, temyiz etmiştir.

Taraflar arasındaki birleşen nafaka davasında verilen hüküm kesinleşmiş olmakla uyuşmazlık dışıdır.

Uyuşmazlık; toplanan delillere göre, tarafların eşit kusurlu mu yoksa davacının tam kusurlu mu olduğu, buradan varılacak sonuca göre de evlilik birliğinin temelinden sarsılması olgusuna dayalı tarafların boşanmalarına karar verilmesi gerekip gerekmediği, noktalarında toplanmaktadır.

Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici göre, Hukuk Genel Kurulu’nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır.

Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.

SONUÇ: Davacı H. vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı 6217 sayılı Kanunun 30.maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na eklenen “Geçici Madde 3” atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 429.maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, aynı Kanunun 440/1.maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 12.12.2012 gününde oybirliği ile karar verildi.

Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi