18. Ceza Dairesi 2017/3891 E. , 2018/2116 K.
"İçtihat Metni"KARAR
Kasten yaralama ve hakaret suçlarından sanık ...’in, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 86/2, 125/1, 125/4 ve 62. maddeleri uyarınca 3 ay 10 gün hapis ve 2 ay 27 gün hapis cezaları ile cezalandırılmasına, aynı Kanun’un 51/1-3. maddesi gereğince cezalarının ertelenmesine, sanık hakkında verilen cezaların mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine ve 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun"un 108/4. maddesi gereğince 1 yıl denetimli serbestlik tedbirine tabi tutulmasına dair Ilgaz Asliye Ceza Mahkemesinin 05/04/2012 tarihli ve 2011/3 esas, 2012/62 sayılı kararının, Adalet Bakanlığı tarafından kanun yararına bozulmasının istenilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 29/03/2017 tarih ve 2017/19647 sayılı sayılı tebliğnamesiyle dava dosyası Dairemize gönderilmekle incelendi:
İstem yazısında; Dosya kapsamına göre;
1-Tekerrüre esas alınan Ilgaz Sulh Ceza Mahkemesinin 2005/23 esas, 2006/32 sayılı kararında verilen mahkûmiyet hükmünün 200,00 Türk lirası ve 220,00 Türk lirası adlî para cezaları olduğu, 5320 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun"un 8/1. maddesi uyarınca, hükmün verildiği tarihte yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun 305/1-1.bendi gereğince kesin oldukları ve aynı madde son fıkra uyarınca tekerrüre esas alınamayacakları nazara alındığında, hükmolunan cezanın mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine karar verilemeyeceği gözetilmeden ve hüküm fıkrasında bu hususa ilişkin gerekçe belirtilmeksizin yazılı şekilde karar verilmesinde,
2-Mükerrirlere özgü infaz rejimi ve denetimli serbestlik tedbirinin ne şekilde uygulanacağı, süresi ve bu konuda karar verecek merci 5275 sayılı Kanun"un 108. maddesinde düzenlenmiş olup, aynı maddenin 5. fıkrası ile de tekerrür dolayısıyla belirlenen denetim süresinde şartla salıverilmeye ilişkin hükümlerin uygulanacağının hükme bağlandığı, bu sebeplerle denetimli serbestlik tedbirine ilişkin sürenin infaz aşamasında 5275 sayılı Kanun hükümleri uyarınca tayin ve tespiti gerektiği gözetilmeden, infazı kısıtlar biçimde sanığın 1 yıl süre ile denetimli serbestlik tedbirine tâbi tutulmasına karar verilmesinde,
3- Sanık hakkında hakaret suçundan 5237 sayılı Kanun"un 125/1. maddesi gereğince cezalandırılması istemiyle kamu davası açılmasına rağmen, sanığa ek savunma hakkı da verilmeden anılan Kanun’un 125/4. fıkrası uygulanmak suretiyle fazla ceza tayininde,
İsabet görülmemiştir. ” denilmektedir.”
Hukuksal Değerlendirme:
Kanun yararına bozma konusu yapılan karar, sanık hakkında, hakaret ve yaralama suçlarından Ilgaz Asliye Ceza Mahkemesinin 05/04/2012 tarih ve 2011/3 esas, 2012/62 sayılı kararı ile verilen hapis cezalarına ilişkindir. Bu ilamla sanığa verilen hapis cezalarının ertelendiği, kararın 11/05/2012 tarihinde kesinleştiği, akabinde 1 yıllık denetim süresi içerisinde, sanığın 20/05/2012 tarihinde TCK"nın 106/1. maddesinin 1. cümlesinde düzenlenen suçu işleyerek kesinleşmiş ilamla mahkumiyetine karar verilmesi üzerine, erteli ilamının aynen infazı için ihbarda bulunulduğu ve Ilgaz Asliye Ceza Mahkemesinin 14/06/2013 tarihli 2013/ 53 esas, 2013/80 karar sayılı ek kararıyla erteli hapis cezalarının aynen infazına karar verildiği, bu kararın da itiraz edilmeksizin kesinleştiği görülmektedir.
Hükümden sonra 02/12/2016 tarih ve 29906 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak aynı gün yürürlüğe giren ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair 6763 sayılı Kanunun 34. maddesi ile değişik CMK’nın 253/1. madde hükmü uyarınca, sanığa atılı TCK’nın 106. maddenin 1. fıkrasının 1. cümlesinde düzenlenen tehdit suçunun uzlaştırma kapsamına alınmıştır.
Erteli cezanın aynen infazına karar verilmesine neden olan hüküm de TCK"nın 106/1. maddesinin 1. cümlesinde düzenlenen tehdit suçudur. 02/12/2016 tarih ve 29906 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak aynı gün yürürlüğe giren ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair 6763 sayılı Kanunun 34. maddesi ile bu suçun uzlaştırma kapsamına alınması nedeniyle aynen infaza ilişkin 14/06/2013 tarih 2013/ 53 esas, 2013/80 karar sayılı kararın da kanun yararına bozma konusu yapılması gerekmektedir.
Yargıtay incelemesi sırasında saptanan yukarıda belirtilen yeni hukuka aykırılık nedeni, Kanun yararına bozma konusu yapılmadığından belirtilen Kanun yolunun niteliği gereği resen giderilemeyecektir. Y.C.G.K."nun 17.7.2007 gün ve 2007/145-172 sayılı, 27.3.2007 gün ve 2007/73-76 sayılı kararlarında da vurgulandığı üzere hükümdeki diğer yasaya aykırılıklar giderilmeden, uyuşmazlık konusunda karar verilmesi halinde, hukuka aykırılıkları giderme ve ülkede uygulama birliğini hukuka uygunlukla sağlama amacına hizmet için öngörülen "Kanun yararına bozma" kurumu, bünyesinde hukuka aykırılık taşıyan hükümleri onaylama sonucunu doğuracaktır. Bu nedenle kanun yararına bozma konusunun bu aşamada sonuçlandırılmasına yer olmadığına karar verilmiştir.
Sonuç ve Karar:
Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1) Kanun yararına bozma isteği hakkında bu aşamada bir KARAR VERMEYE YER OLMADIĞINA,
2) Hükümde saptanan yeni hukuka aykırılık nedeni açısından, Kanun yararına bozma yoluna başvurulup başvurulmayacağının takdiri için, dosyanın Yüksek Adalet Bakanlığına GÖNDERİLMEK üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına tevdiine, bu hususun değerlendirilmesinden sonra, diğer kanun yararına bozma isteminin incelenmesine, 20/02/2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.