11. Ceza Dairesi 2016/11297 E. , 2018/7912 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Resmi belgede sahtecilik, başkasının kimlik bilgisini kullanması
HÜKÜM : Mahkumiyet
A) Başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması suçuna yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi:
TCK"nin 268. maddesinde tanımlanan başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması suçunun oluşması için, failin işlediği suç nedeniyle kendisi hakkında soruşturma ve kovuşturma yapılmasını engellemek amacıyla, başkasına ait kimlik bilgilerini kullanması; TCK"nin 267/1. maddesinde tanımlanan “iftira” suçunun oluşması için ise, yetkili makamlara ihbar veya şikayette bulunmak suretiyle işlemediğini bildiği halde hakkında soruşturma ve kovuşturma başlatılmasını ya da idari yaptırım uygulanmasını sağlamak için bir kimseye hukuka aykırı bir fiil isnat etmesi gerekir. Somut olayda, hakkında gerçek kimlik bilgileri ile başka suçtan yakalama kararı bulunan sanığın, olay tarihinde yakalandığında, ... adına düzenlenmiş sahte nüfus cüzdanını ibraz ettiği, çelişkili bilgiler vermesi üzerine, kimliğin sahte olabileceği düşünülerek gerçek adının ne olduğu sorulduğunda, gerçek isim ve kimlik bilgilerini söylediği; yakalama tutanağı içeriğine göre, tutanağın sanığın gerçek kimlik bilgilerine göre düzenlendiği ve soruşturma işlemlerinin de gerçek kimlik bilgilerine göre yapıldığı anlaşıldığından; kendisi hakkında soruşturma ve kovuşturma yapılmasını engellemediği, başkasının kimliğini ya da kimlik bilgilerini kullanarak kendisini suçsuz, kimliğini ya da kimlik bilgilerini kullandığı gerçek kişiyi ise işlemediği bir suçun faili olarak göstermediği, bu nedenle 5237 sayılı TCK"nin 268. maddesinde düzenlenen suçun unsurlarının oluşmadığı, ancak sanığın fiilinin 5326 sayılı Kabahatler Kanunu"nun 40. maddesinde düzenlenen kabahati oluşturduğu gözetilmeden, sanığın belirtilen suçtan mahkûmiyetine karar verilmesi,
B) Resmi Belgede sahtecilik suçuna yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi:
1- Suça konu nüfus cüzdanı üzerinde yapılan inceleme sonucunda düzenlenen 15/04/2016 tarihli bilirkişi raporunda, belgenin tümden sahte olarak oluşturulduğunun, belge üzerindeki sahtecilik işleminin, aldatma niteliğinin bulunup bulunmadığı hususunun olayın gelişimi, nüfus cüzdanının mevcut durumu, ibraz ve kabul koşulları, ilgili mevzuat ve tüm adli soruşturma kapsamı birlikte değerlendirilerek, Mahkemece yorumlanmasının daha uygun olacağının belirtilmesi; belgenin Mahkemece duruşmada incelenmemiş olması karşısında; belgelerde sahtecilik suçlarında aldatma niteliği bulunup bulunmadığının takdir ve tayini hakime ait olup, suça konu ve sahte olduğu kabul edilen nüfus cüzdanı incelenmek suretiyle, özelliklerinin duruşma tutanağına yazılması, aldatıcılık niteliği bulunup bulunmadığının belirlenmesi, denetime olanak verecek şekilde suça konu belge aslının dosya içerisinde bulundurulması, sonucuna göre sanığın hukuki durumunun tayin edilmesi gerekirken, eksik inceleme ile hüküm kurulması,
2- Kabule göre de; kasıtlı suçtan hapis cezasına mahkumiyetin kanuni sonucu olan TCK"nin 53. maddesinde düzenlenen hak yoksunluklarına hükmedilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
Yasaya aykırı, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nin 321. maddesi uyarınca istem gibi BOZULMASINA, 11/10/2018 tarihinde oy birliği ile karar verildi.