Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2019/4110 Esas 2019/9519 Karar Sayılı İlamı

Mahkemesi :İş Mahkemesi

Dava, hak sahibi tarafından açılan asıl dava yönünden, ölüm aylığının kesilmesi yönündeki Kurum işleminin iptali ile yetim aylığının yeniden bağlanarak ödenmesi, Kurum tarafından açılan birleşen davalar yönünden ise, istirdat istemine ilişkindir.
Mahkemece, bozma ilamına uyulmak suretiyle yapılan yargılama sonucunda asıl dava yönünden davanın kabulüne, birleşen davalardan yersiz ödenen aylıklara ilişkin olan davanın reddi ile tedavi giderlerine ilişkin itirazın iptali talebinin reddine karar verilmiştir.
Hükmün, davalı-karşı davacı Kurum avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Hakkında verilen boşanma kararı 2000 yılında kesinleşen hak sahibi kız çocuğuna, 2007 yılında yaşamını yitiren iştirakçi babası üzerinden 5434 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanunu hükümleri gereğince bağlanan ölüm (yetim) aylığının, boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşadığının belirlendiği gerekçesiyle Kurumca 2010 yılında gerçekleştirilen işlemle 01.11.2008 tarihi itibarıyla kesilerek, 01.11.2008 – 01.02.2011 döneminde yersiz ödendiği ileri sürülen aylıklar ile tedavi giderleri yönünden borç tahakkuk ettirildiği anlaşılmaktadır.
Dairemizin ilk bozma kararı olan 07.04.2014 tarih ve E.2014/215 K.2014/7910 sayılı kararında ayrıntılı ve yol gösterici şekilde Mahkemece yapılması gereken araştırma belirtilerek buna göre boşanılan eşle eylemli olarak birlikte yaşama olgusunun gerçekleşip gerçekleşmediğinin belirlenmesi gerekeceği belirtilmiş olmasına rağmen bozma kararının gereği gibi yerine getirilmediği ve gerekli araştırma yapılmadan hüküm kurulduğu anlaşılmaktadır.
Mahkemece yukarıda belirtilen Dairemiz bozma kararında belirtilen araştırmaların yapılması,bunun yanı sıra, davacı ve boşandığı eşine ait dava konusu döneme ait seçmen kayıtları getirtilmeli,yine dava konusu dönemde davacı ve eşinin bildirdiği tüm adreslerde birlikte yaşayıp yaşamadkları yönünde zabıta araştırması yapılmalı, su, elektrik, doğalgaz, telefon aboneliklerinin kimin adına ve hangi adresler için yapıldığı belirlenmelidir.
Ayrıca,dosya içeriğinden, davacının boşandığı eşi ...’ın medula kayıtları arasında 28.05.2010 tarihli tedavi kaydında, adresi olarak beyan ettiği “... Medresesi sok. No: 1/2 .../...” adresinin, davacının dava dosyasına kendi adresi olarak bildirdiği adresle aynı olduğu anlaşılmakla, Mahkemece hem bu adreste hem de yine boşanılan eş tarafından 31.01.2013 tarihinde beyan edilen ve adres geri izleme bilgilerinde yer alan .../... adresinde ayrı ayrı, davacı ve boşandığı eşinin birlikte yaşayıp yaşamadıklarına dair ayrıntılı zabıta araştırması yapılmalı ve böylelikle “boşanılan eşle eylemli olarak birlikte yaşama” olgusunun gerçekleşip gerçekleşmediği, toplanan tüm kanıtlar ışığı altında değerlendirildikten sonra elde edilecek sonuca göre hüküm kurulmalıdır.
Bu maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulmaksızın, mahkemece eksik inceleme ve araştırma sonucu davanın kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O hâlde, davalı-karşı davacı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 04.12.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.