14. Hukuk Dairesi 2016/3710 E. , 2018/8971 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacılar vekili tarafından, davalılar aleyhine 12.03.2014 gününde verilen dilekçe ile elatmanın önlenmesi ve yıkım talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davacı ... Tüzel Kişiliğinin davası yönünden karar verilmesine yer olmadığına, diğer davacılar yönünden davanın kabulüne dair verilen 14.07.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, yaylaya elatmanın önlenmesi ve kal isteğine ilişkindir.
Davacılar vekili, ilçede bulunan ... Yaylasının ... Köyüne ait olduğunu, davalıların yaylaya ev inşa ettiklerini beyanla, davalıların yaylaya elatmalarının önlenmesi ile inşa ettikleri evin yıkılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar yargılama aşmasında dava konusu yaylayı 29 yıldır kullandıklarını, yaylayı hayvan otlatmak için kiraladıklarını beyanla, davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, ... Köyü Tüzel Kişiliğinin davası yönünden karar verilmesine yer olmadığına, diğer davacılar yönünden davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmü, davalı ... temyiz etmiştir.
6100 sayılı HMK’nin 50. maddesinde medenî haklardan yararlanma ehliyetine sahip olanın davada taraf ehliyetine de sahip olacağı, 51. maddesinde dava ehliyetinin medenî hakları kullanma ehliyetine göre belirleneceği, 114/d maddesinde ise taraf ve dava ehliyetinin dava şartlarından olduğu ve 115. madde uyarınca da mahkemenin dava şartlarının mevcut olup olmadığını davanın her aşamasında kendiliğinden araştıracağı belirtilmektedir.
4721 sayılı TMK’nin 47, 48, 49 ve 50. maddelerinde de tüzel kişiliğin kazanılması, hak ehliyeti ile fiil ehliyeti ve bunun kullanılmasına ilişkin hükümler yer almaktadır.
442 sayılı Köy Kanunu’nun 37/7. maddesi uyarınca da köy tüzel kişiliği adına dava açmak ve açılan davayı takip yetkisi köy muhtarına aittir. Köy muhtarının hukuki bir engelinin çıkması durumunda bu yetki aynı Kanun’un 33/b maddesine göre köy derneğinin seçeceği temsilciye tanınmıştır. Ancak, On Dört İlde Büyükşehir Belediyesi ve Yirmi Yedi İlçe Kurulması İle Bazı Kanun Ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair 6360 sayılı Kanunun 1. maddesi gereğince;
1-... , ... , ... , ... , ... , ... , ... , ... , ... , ... , ... , ... , ... ve ... illerinde, sınırları il mülki sınırları olmak üzere aynı adla büyükşehir belediyesi kurulmuş ve bu illerin il belediyeleri büyükşehir belediyesine dönüştürülmüştür.
2-... , ... , ... , ... , ... , ... , ... ,... , ... , ... , ... , ... , ... ve ... büyükşehir belediyelerinin sınırları il mülki sınırlarıdır.
3-Birinci ve ikinci fıkrada sayılan illere bağlı ilçelerin mülki sınırları içerisinde yer alan köy ve belde belediyelerinin tüzel kişiliği kaldırılmış, köyler mahalle olarak, belediyeler ise belde ismiyle tek mahalle olarak bağlı bulundukları ilçenin belediyesine katılmıştır.
Aynı Kanunun geçici 1. maddesinin 13. fıkrasında; "1. maddeye göre tüzel kişiliği kaldırılan belediye ve köylerin mahkemelerde süren davalarında katıldıkları ilçe belediyesi taraf olur" hükmü yer almaktadır.
Bu hüküm kanunun “Yürürlük” başlıklı 36. maddesi uyarınca ilk mahalli idareler genel seçiminin yapıldığı 30.03.2014 tarihinde yürürlüğe girmiş bulunmaktadır.
Somut olaya gelince; 15.06.2015 tarihli fen bilirkişi raporunda davalıların inşa ettikleri yapının, ... Mahallesi sınırları içerisinde ve mera olarak kullanılan alanda kaldığı, taşınmazın tescil harici mera vasfında olduğu tespit edilmiştir. 6360 sayılı Kanunun yukarıda belirtilen hükümleri gereğince davacı köyün tüzel kişiliği kaldırılmış, mahalle olarak ... Belediyesine katılması nedeniyle görülmekte olan davada taraf sıfatı kalmamıştır. ... Belediyesinin davada taraf olacağının anlaşılması sebebi ile 6360 sayılı Kanunun geçici 1. maddesinin 13. fıkrası gereği işlem yapılması için mahkemece belediye başkanlığına müzekkere yazılmış, 25.09.2014 tarihli yazıda davanın belediye başkanlığınca takip edilmeyeceği bildirilmiştir. Bu cevap sonrasında davacı taraf olarak ... ve ... kalmış olup, anılan davacıların kişisel olarak bu tür bir dava dava açma yetkileri de bulunmamaktadır. Mahkemece, davanın aktif dava ehliyeti yokluğu nedeniyle reddi yerine, davanın esastan incelenerek sonuçlandırılması doğru görülmemiş, kararın bu sebeple bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; bir kısım davalıların temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz harcının istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 12.12.2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.