11. Ceza Dairesi 2016/12222 E. , 2018/7899 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Resmi belgede sahtecilik ve hırsızlık
HÜKÜM : Mahkumiyet
A-Sanık hakkında "hırsızlık" suçundan verilen mahkumiyet hükmüne yönelik sanığın temyiz itirazının incelenmesinde;
14.04.2011 tarih ve 27905 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanan 6217 sayılı Kanunun 26. maddesi ile değişik 5320 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun geçici 2. maddesi uyarınca temyiz kesinlik sınırının 14.04.2011 tarihinden itibaren 3.000 TL"ye çıkartılmış olması nedeniyle, sanık hakkında hırsızlık suçundan doğrudan hükmolunan 1.000 TL adli para cezasının, miktarı itibarıyla belirtilen kesinlik sınırının altında kaldığı anlaşıldığından, sanığın temyiz isteminin 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi uyarınca uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nin 317. maddesi gereğince istem gibi REDDİNE,
B-Sanık hakkında "resmi belgede sahtecilik" suçundan verilen mahkumiyet hükmüne yönelik sanığın temyiz itirazının incelenmesinde;
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma neticelerine uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre sanığın yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1-Sanığın 41 TT 918 sayılı araç tescil plakasını sahte olarak düzenlemek suretiyle resmi belgede sahtecilik suçunu işlediği iddiasıyla açılan kamu davasında; suç tarihinde yürürlükte bulunan 18.07.1997 tarih ve 23053 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanan Karayolları Trafik Yönetmeliğinin 30. maddesine göre; tescil plakalarında işlemi yapan tescil kuruluşu ile plaka basım işlemini gerçekleştiren kuruluşun mühürlerinin bulunmasının, anılan maddede 09.09.2011 tarih ve 28049 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanan yönetmeliğin 3. maddesiyle yapılan değişiklikle de, bu tarihten itibaren yalnızca tescil kuruluşunun mührünün bulunmasının zorunlu olduğunun hüküm altına alınması, polis trafik bilirkişisinin 21.07.2014 tarihli raporunda suça konu plakalarda tescil kuruluşunun ve şoförler odasının mührünün bulunmadığının belirtilmesi, ancak mahkeme gözleminde suça konu sahte plakalarda yalnızca şoförler odası mührünün bulunmadığının tespitine yer verilmiş olması karşısında, maddi gerçeğin kuşkuya yer bırakmayacak şekilde tespiti bakımından; suça konu plakaların duruşmaya getirtilip incelenmek suretiyle, özelliklerinin duruşma tutanağına yazılması, tescil kuruluş mührünün bulunup bulunmadığının tespit edilmesi ile aldatıcı nitelikte olup olmadığının kararda tartışılması, mührün bulunmadığının tespiti halinde suça konu plakaların belge ve aldatma niteliğinin bulunmadığından atılı suçun unsurlarının oluşmadığı ve denetime olanak verecek şekilde asıllarının dosya içine konulması gerektiği gözetilmeden eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi,
2-Kabule göre de;
a-Ayrıntıları Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 18.06.2013 gün ve 2013/8-151/304 sayılı ilamında açıklandığı üzere, birden fazla tekerrüre esas alınabilecek hükümlülüğün bulunması halinde bunlardan en ağırının esas alınması gerektiği cihetle; İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesinin 09.06.2011 tarihli 2003/201 Esas ve 2003/272 Karar sayılı ilamın tekerrüre esas alınan Kartal 2. Asliye Ceza Mahkemesi"nin 2005/943 Esas ve 2009/1209 Karar sayılı ilamından daha ağır hükümlülük içerdiği bu nedenle bu ilamın kesinleşme ve infaz tarihlerini gösterir onaylı suretinin dosya içerisine getirtilerek tekerrüre esas alınıp alınmayacağının değerlendirilmesi gerektiğinin gözetilmeyerek, tekerrüre esas alınan ilama konu suçun "hırsızlık" olmasına rağmen hükümde "resmi belgede sahtecilik" olarak yanlış gösterilmek suretiyle yazılı şekilde tekerrür hükümlerinin uygulanması,
b-5237 sayılı TCK"nin 53. maddesinin uygulanmasında, Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarihli 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Yasaya aykırı, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nin 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 11.10.2018 tarihinde oy birliği ile karar verildi.