21. Hukuk Dairesi 2017/2349 E. , 2017/10178 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk(İş) Mahkemesi
Davacı, iş kazası sonucu maluliyetinden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme bozmaya uyarak, ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar verildi.
K A R A R
Dava, 28.05.2007 tarihinde meslesi lisesi öğrencisi iken meydana gelen iş kazası sonucu sürekli iş göremezliğe uğrayan davacının maddi ve manevi zararlarının giderilmesi istemine ilişkindir.
Mahkemece, maddi tazminat talebinin kabulüne, manevi tazminat talebinin kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Görev konusu kamu düzenine ilişkin olup kıyas veya yorum yolu ile genişletilemez yahut değiştirilemez. Taraflarca ileri sürülmese bile mahkemece kendiliğinden her aşamada dikkate alınmalıdır. İş mahkemelerinin görev alanını hakim, tarafların iddia ve savunmalarına göre değil, 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu"nun 5. maddesini esas alarak belirleyecektir. Anılan maddede; İş mahkemelerinin,
a) 5953 sayılı Kanuna tabi gazeteciler, 854 sayılı Kanuna tabi gemiadamları, 22/5/2003 tarihli ve 4857 sayılı İş Kanununa veya 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun İkinci Kısmının Altıncı Bölümünde düzenlenen hizmet sözleşmelerine tabi işçiler ile işveren veya işveren vekilleri arasında, iş ilişkisi nedeniyle sözleşmeden veya kanundan doğan her türlü hukuk uyuşmazlıklarına,
b) İdari para cezalarına itirazlar ile 5510 sayılı Kanunun geçici 4 üncü maddesi kapsamındaki uyuşmazlıklar hariç olmak üzere Sosyal Güvenlik Kurumu veya Türkiye İş Kurumunun taraf olduğu iş ve sosyal güvenlik mevzuatından kaynaklanan uyuşmazlıklara,
c) Diğer kanunlarda iş mahkemelerinin görevli olduğu belirtilen uyuşmazlıklara ilişkin dava ve işlere bakacağı düzenlenmiştir.
Öte yandan, Anayasa"nın 125. maddesinin son fıkrasında, idarenin kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlü olduğu kurala bağlanmış; 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu"nun 2/1-b maddesind idari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafındanaçılan tam yargı davaları, idari dava türleri arasında sayılmıştır.
Dosyanın incelenmesinden, davacı ..."ün ... Endüstri Meslek Lisesi Teknik Lise Anadolu Teknik ve Anadolu Meslek Lisesi"nde öğrenci iken 12.05.2008 tarihinde okulun bünyesinde bulunan ahşap teknolojileri alanı makine atölyesinde mobilya yapımı dersinde öğretmen gözetiminde daire testere makinesi ile kesim yaparken yaralandığı, olayın oluş şekline bakıldığında yukarıda belirtilen İş Mahkemelerinin görev alanının belirlendiği yasa maddesi kapsamında olmadığı ve davacı ile davalı arasında özel hukuk ilişkisi değil kamu hukuku ilişkisi olduğu anlaşılmaktadır.
Kamu hizmetinin yöntemine ve hukuka uygun olarak yürütülüp yürütülmediğinin, kamu yararına uygun şekilde işletilip işletilmediğini, hizmet kusuru ya da başka bir nedenle idarenin sorumlu bulunup bulunmadığının yargısal denetiminin 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu"nun 2. maddesinde "idari dava türleri" arasında sayılan "idari işlem ve eylemleren dolayızarara uğrayanlar tarafından açılacak tam yargı davası" kapsamında idari yargı yerlerince yapılacağı açıktır. Bu durumda uyuşmazlığın çözümünün idari yargının görev alanına girdiği gözetilerek 6100 sayılı HMK"nın 114/1-b maddesine göre dava şartı olan "yargı yolunun caiz olmaması" nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken işin esasına girilerek yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ:Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 05.12.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.