Abaküs Yazılım
Hukuk Genel Kurulu
Esas No: 2017/596
Karar No: 2019/794
Karar Tarihi: 27.06.2019

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2017/596 Esas 2019/794 Karar Sayılı İlamı

Hukuk Genel Kurulu         2017/596 E.  ,  2019/794 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi


    Taraflar arasındaki “muarazanın giderilmesi” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Ankara Batı (Sincan) 1. Tüketici Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 24.10.2013 tarihli, 2012/260 E., 2013/2569 K. sayılı karar davalı vekilinin temyizi üzerine, Yargıtay 13. Hukuk Dairesinin 02.07.2014 tarihli, 2014/5766 E., 2014/22574 K. sayılı kararı ile bozulmuş, yeniden yapılan yargılama sonunda mahkemece önceki kararda direnilmiştir.


    HUKUK GENEL KURULU KARARI

    Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki belgeler okunduktan sonra gereği görüşüldü:
    Dava muarazanın giderilmesi istemine ilişkindir.
    Davanın kabulüne dair verilen karar davalı vekilinin temyizi üzerine Özel Dairece bozulmuş ve mahkemece önceki gerekçelerle direnme kararı verilmiştir.
    Direnme kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Hukuk Genel Kurulunda yapılan görüşmeler sırasında işin esasının incelenmesine geçilmeden önce, direnme kararının verildiği kısa kararda davanın kabulüne denilmekle yetinilip gerekçeli kararın hüküm fıkrasında "...konut kredisi yapılandırması sırasında %1.68 oranında arttırılan kredi faiz oranının ortadan kaldırılarak kredinin faiz oranının eski faiz oranı üzerinden devam edeceek şekilde yeniden yapılandırılmasına..." şeklinde hüküm tesis edildiği, kararın gerekçesinde ise "11.01.2012 tarihinde geçerli akdi faizi uygulaması gerekirken sözleşmeye aykırı olarak fazla faiz uyguladığı kanısına varılarak" şeklinde açıklama bulunduğu gözetildiğinde kurulan direnme hükmünün 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nda (HMK) aranan unsurları taşıyıp taşımadığı husus ön sorun olarak tartışılmıştır.
    Mahkeme kararlarında nelerin yazılacağı 6100 sayılı HMK’nın 297. maddesinde belirtilmiştir. Buna göre karar, tarafların iddia ve savunmalarının özetini, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri kapsar. Hükmün sonuç kısmında gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir.
    Bu biçim, yargıda açıklık ve netlik prensibinin gereğidir. Aksi hâl yeni tereddüt ve ihtilaflar yaratır, dava içinden yeni davalar doğmasına neden olur. Bu durum hükmün hedefine ulaşmasını engeller, kamu düzeni ve barışı oluşturulamaz.
    Diğer taraftan Kanun’un aradığı anlamda oluşturulacak kısa ve gerekçeli kararların hüküm fıkralarının açık, anlaşılır, çelişkisiz, uygulanabilir olmasının gerekliliği kadar; kararın gerekçesinin de, sonucu ile tam bir uyum içinde, o davaya konu maddi olguların mahkemece nasıl nitelendirildiğini, kurulan hükmün hangi nedenlere ve hukuksal düzenlemelere dayandırıldığını ortaya koyacak; kısaca, maddi olgular ile hüküm arasındaki mantıksal bağlantıyı gösterecek nitelikte olması gerekir.
    Zira tarafların o dava yönünden, hukuk düzenince hangi nedenle haklı veya haksız görüldüklerini anlayıp değerlendirebilmeleri ve Yargıtay"ın hukuka uygunluk denetimini yapabilmesi için ortada usulüne uygun şekilde oluşturulmuş, hükmün hangi nedenle o içerik ve kapsamda verildiğini ayrıntılarıyla gösteren, ifadeleri özenle seçilmiş, kuşkuya yer vermeyecek açıklıktaki bir gerekçe bölümünün ve buna uyumlu hüküm fıkralarının bulunması zorunludur.
    Bütün mahkemelerin her türlü kararlarının gerekçeli olarak yazılması gerektiğini öngören 2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 141/3. maddesi ve ona koşut bir düzenleme içeren HMK’nın 297. maddesi, işte bu amacı gerçekleştirmeye yöneliktir.
    Öte yandan mahkeme kararlarının taraflar, bazen de ilgili olabilecekleri başka hukuki ihtilaflar yönünden etkili ve bağlayıcı kabul edilebilmeleri, bu kararların yukarıda açıklanan nitelikte bir gerekçeyi içermesiyle ve kısa karar ile gerekçeli karar arasında tereddüte yol açacak çelişkiler taşımaması ile mümkündür.
    Bu açıklamalar ışığında ön sorun irdelendiğinde;
    Yerel Mahkemece direnme kararının verildiği son celse, kısa kararda sadece “davanın kabulüne” denilmekle yetinilmişken gerekçeli kararın hüküm fıkrasında kısa karardan farklı olarak “Davanın kabulüne, davacının 11.01.2012 tarihinde erken ödeme yapmak suretiyle gerçekleştirdiği konut kredisi yapılandırması sırasında %1.68 oranında arttırılan kredi faiz oranının ortadan kaldırılarak, kredi faiz oranının eski faiz oranı üzerinden devam edecek şekilde yeniden yapılandırılmasına” denilmek suretiyle kısa kararla hüküm fıkrası arasında usule aykırı şekilde farklılık yaratıldığı gibi, kararın hüküm fıkrasında hangi faiz oranın uygulanması gerektiğinin açıkça gösterilmeyerek infazda tereddüt, muğlâklık oluşturulması ve hüküm fıkrasında eski faiz oranı üzerinden devamına denilmesine rağmen gerekçede “11.01.2012 tarihinde geçerli akdi faizi uygulaması gerekirken” şeklindeki açıklama ile kendi içerisinde de çelişir şekilde hüküm tesis edilmiş olması usul ve yasaya aykırıdır.
    Hâl böyle olunca direnme hükmünün salt usuli bu değişik gerekçe ve nedenlerle bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
    S O N U Ç: Direnme kararının yukarıda açıklanan değişik gerekçe ve nedenlerden dolayı 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun Geçici 3. maddesine göre uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu"nun 429. maddesi gereğince usul yönünden BOZULMASINA, bozma nedenine göre davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine bu aşamada yer olmadığına, istek hâlinde temyiz peşin harcının yatırana iadesine, aynı Kanun’un 440. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren on beş gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 27.06.2019 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi