Resmi belgede sahtecilik - başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması - Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2016/12280 Esas 2018/7898 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
11. Ceza Dairesi
Esas No: 2016/12280
Karar No: 2018/7898
Karar Tarihi: 11.10.2018

Resmi belgede sahtecilik - başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması - Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2016/12280 Esas 2018/7898 Karar Sayılı İlamı

11. Ceza Dairesi         2016/12280 E.  ,  2018/7898 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
    SUÇ : Resmi belgede sahtecilik, başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması
    HÜKÜM : Mahkumiyet

    1-Sanık hakkında "Resmi Belgede Sahtecilik" suçundan verilen mahkumiyet hükmüne yönelik sanığın temyiz itirazının incelenmesinde;
    Toplanan deliller karar yerinde incelenip, sanığın suçunun sübutu kabul, oluşa ve soruşturma sonuçlarına uygun şekilde vasfı tayin, cezayı artırıcı nedenin bulunmadığı, azaltıcı sebeplerin ise nitelik ve derecesi takdir kılınmış ve incelenen dosyaya göre verilen hükümde bir isabetsizlik görülmemiş olduğundan sanığın yerinde görülmeyen temyiz itirazının reddiyle hükmün istem gibi ONANMASINA,
    2-Sanık hakkında "Başkalarına Ait Kimlik veya Kimlik Bilgilerini Kullanma" suçundan verilen mahkumiyet hükmüne yönelik sanığın temyiz itirazının incelenmesinde;
    TCK"nin 268. maddesinde tanımlanan başkasına ait kimlik bilgilerinin kullanılması suçunun oluşması için; failin işlediği suç nedeniyle kendisi hakkında soruşturma ve kovuşturma yapılmasını engellemek amacıyla, başkasına ait kimlik bilgilerini kullanması, TCK"nin 267/1. maddesinde tanımlanan “iftira” suçunun oluşması için ise, yetkili makamlara ihbar veya şikayette bulunmak suretiyle işlemediğini bildiği halde hakkında soruşturma ve kovuşturma başlatılmasını ya da idari yaptırım uygulanmasını sağlamak için bir kimseye hukuka aykırı bir fiil isnat etmesi gerekir.
    TCK"nin 206. maddesindeki "resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyanda bulunmak" suçunun oluşabilmesi için, sanığın açıklamaları üzerine oluşturulan resmi belgenin, bu beyanın doğruluğunu ispat edici bir güce sahip olması gereklidir. Beyanı alan memur bu beyanın doğruluğunu araştırıp tahkik etmek ve daha sonra edindiği kanaate göre resmi belgeyi düzenlemek durumunda ise, bir başka ifade ile resmi belge sadece sanığın beyanına göre değil de memur tarafından yapılacak inceleme sonucuna göre meydana getirilmekte ise maddede tanımlanan suç oluşmayacaktır.
    Somut olayda; hakkındaki yakalama kararı nedeniyle aranan sanığın otelde kardeşi ... adına kayıt yaptırması sonucu kardeşi adına düzenlenmiş üzerinde kendi fotoğrafının bulunduğu sahte sürücü belgesini kullanması eyleminde, işlediği suç nedeniyle kendisi hakkında soruşturma ve kovuşturma yapılmasını engelleyip başkasının kimliğini ya da kimlik bilgilerini kullanarak kendisini suçsuz, diğer kişiyi ise işlemediği bir suçun faili olarak göstermediği olayda, 5237 sayılı TCK"nin 268. maddesindeki suçun unsurları oluşmadığı gibi ve yine parmak izi alımı sırasında gerçek kimlik bilgilerinin öğrenildiği, hakkındaki bütün adli işlemlerin gerçek kimlik bilgileriyle yapıldığı olayda, tutanağın görevlilerce yapılan kontrol sonrasında ve gerçek kimlik bilgileri ile düzenlenmiş olması, ... adına düzenlenmiş bir belge bulunmaması nedeniyle TCK"nin 206/1. maddesinde tanımlanan "resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan suçunun" da gerçekleşmediği, gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi,
    Yasaya aykırı, sanığın temyiz itirazı bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nin 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 11.10.2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.



    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.