Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2018/979 Esas 2019/12067 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
17. Hukuk Dairesi
Esas No: 2018/979
Karar No: 2019/12067
Karar Tarihi: 17.12.2019

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2018/979 Esas 2019/12067 Karar Sayılı İlamı

17. Hukuk Dairesi         2018/979 E.  ,  2019/12067 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki muvazaalı işlemin iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    -K A R A R-

    Davacı vekili; müvekkilinin dava dışı ..."tan olan alacağı nedeni ile takip yaptığını, takip sırasında borçlunun bir kısım taşınmazlarına haciz konulduğunu ancak bu sırada davalı ..."ın aynı taşınmazlar ile ilgili olarak Görele Asliye Hukuk Mahkemesinin 2011/25 Esas sayılı dosyasından tapu iptali ve tescil davası açtığını borçlunun davayı kabul ederek temyiz sürelerinden ve temyiz den feragat ederek kararı kesinleştirdiğini ve davalı ... adına tesciline sağladığını belirterek, davanın muvazaalı olarak açıldığından tapunun iptali ile borçlu adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
    Davalı vekili, dava konusu taşınmazın Görele Asliye Hukuk Mahkemesinin 2011/25 Esas 2012/20 Karar sayılı kesinleşmiş kararına istinaden müvekkili adına tescil edildiğini, davanın kesin hüküm nedeni ile reddi gerektiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, bir uyuşmazlık konusu ile ilgili kesin hüküm gücünü kazanan mahkeme kararı varken ve hükmen mahkeme kararı ile bir saptama yapılmışken sonradan açılan davada kesin hükmün sonuçlarını ortadan kaldıracak şekilde yeni bir araştırma ve inceleme yapılamayacağından bahisle davanın reddine karar verilmiş hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava BK"nun 19. maddesine dayalı olarak açılan muvazaalı işlemin iptali davasına ilişkindir.
    Borçlunun, alacaklılardan mal kaçırma amacıyla üçüncü kişi tarafından kendisi aleyhine açılan haksız bir davayı kabul etmesi, muvaaalı işlem olup, davacı alacaklıya böyle bir davayı açma hakkını verir. Davacının haklı olduğunun anlaşılması halinde, İİK"nun 283/1 maddesi kıyasen uygulanarak o taşınmaz üzerinde haciz ve satış isteme yetkisi verir.
    Somut olayda, davacının 22.06.2010 tarihinde başlayan takibinden ve dava konusu taşınmazlar üzerinde konulan hacizlerden sonra davalı ... tarafından 08.04.2011 tarihinde dava dışı borçlu ... aleyhine Görele Asliye Hukuk Mahkemesinin 2011/25 Esas sayılı dosyasından aynı taşınmazlar ile ilgili olarak tapu iptali ve tescil davacı açılmış, davalı ... 31.05.2011 tarihinde davayı kabul etmiş, dava 25.01.2012 tarihinde kabul nedeni ile kabul edilmiş, taraflar temyiz sürelerinden feragat ederek, 10.02.2012 tarihinde karar kesinleşmiştir. Açılan dava ve karşılığında borçlu tarafından kabulün mal kaçırma amacı ile yapıldığı sabittir.
    Ancak davacının, borçlu hakkında yaptığı takip dosyasında aynı taşınmazın 12.01.2012 tarihinde ihale sonucu davacı alacaklıya alacağa mahsuben satıldığı ve ihalenin kesinleştiği anlaşılmaktadır. Bu halde, eldeki davanın konusu kalıp kalmadığı değerlendirilerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekmektedir.
    Mahkemece,bu maddi ve hukuki olgular dikkate alınmadan aksi düşüncelerle yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
    SONUÇ:Yukarda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabul ile hükmün BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, 17/12/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.