Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2017/5391
Karar No: 2017/4456

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2017/5391 Esas 2017/4456 Karar Sayılı İlamı

20. Hukuk Dairesi         2017/5391 E.  ,  2017/4456 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki davanın yapılan yargılaması sonunda kurulan 25/05/2016 günlü hükmün Yargıtayca duruşmalı olarak incelenmesi davacılar ... ve arkadaşları vekili Av. ... tarafından istenilmekle, tayin olunan 16/05/2017 günü için yapılan tebligat üzerine, temyiz eden davacılar vekili Av....ve davalı Hazine vekili Av. ...geldiler, açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, gelenlerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı. Daha sonra dosya içindeki tüm belgeler incelenip, gereği düşünüldü:


    K A R A R

    Davacılar vekili, 01/10/2015 havale tarihli dava dilekçesi ile davacılara ait, ... köyü 1979 parsel sayılı taşınmazın, Hazine tarafından açılan dava sonucunda,... Asliye Hukuk Mahkemesinin 2007/392-2009/51 sayılı kararı ile kıyı kenar çizgisi içinde kalması nedeniyle tapu kaydının iptaline karar verildiğini, Türk Medeni Kanunun 1007. maddesinde, tapu sicilinin tutulmasından doğan zararlardan Devletin sorumlu olduğunun düzenlendiğini belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 10.000.-TL"nin tapu iptal tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, daha sonra 12/05/2016 tarihli harçlandırılmış dilekçe ile dava değerini 99.207,90.-TL olarak ıslah etmiş, yine aynı tarihten itibaren faiz talep etmiştir.
    Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile 12.443"er TL tazminatın dava tarihinden itibaren itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile her bir davacıya ödenmesine karar verilmiş, hüküm davacılar ve davalı Hazine vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, 4721 sayılı TMK"nın 1007. maddesine göre açılan tazminat istemine ilişkindir.
    Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş ise de hüküm dosya kapsamına uygun olmadığı gibi; hükme esas alınan bilirkişi raporu da karar vermeye yeterli ve elverişli değildir.
    Şöyle ki; öncelikle bilirkişi heyeti, bir ziraat bilirkişi ve bir gayrimenkul değerlendirme uzmanı (avukat) bilirkişiden oluşmakta olup, bilirkişi heyetinin oluşumu Kamulaştırma Kanununun 15. maddesinde açıklanan yönteme aykırıdır.
    Ayrıca; 4721 sayılı TMK"nın 1007. maddesinde düzenlenen objektif (kusursuz) sorumluluk halinin varlığının kabulünde; tapu sicilinin tutulmasından doğan bütün zararların karşılanması amacını güden Devletin tazmini sorumluğu; mülkiyetin sona ermesi veya mülkten yararlanma hakkına açık ve kesin müdahalenin gerçekleştiği; somut olayda, taşınmazın kıyı kenar çizgisi içinde kalması nedeniyle tapu kaydının iptali yönünde verilen kararın kesinleştiği tarihte başlar. Dolayısıyla, taşınmazın makul ve gerçek değerinin saptanmasında dava tarihi değil, mülkiyet hakkına müdahalenin gerçekleştiği ve zararın doğduğu bu tarih esas alınmalıdır.
    Tazminat miktarı belirlenirken önemli olan bir diğer konu, tapusu iptal edilen taşınmazın niteliğinin tespiti olup, arazi niteliğindeki taşınmazlarda; başka deyişle tarım alanlarında, net gelir esas alınarak; arsa niteliğindeki taşınmazlarda ise emsal karşılaştırması yapılarak tapu kaydının iptali nedeniyle, tapu sahibinin oluşan gerçek zararı hesaplanır. Gerçek zarar ne kadarsa, tazminatın miktarı da o kadar olmalıdır. Gerçek zarar; tapu kaydının iptali nedeniyle, tapu malikinin mal varlığında meydana gelen azalmadır. Tazminat miktarı, zarar verici eylem gerçekleşmemiş olsaydı, zarar görenin mal varlığı ne durumda olacak idiyse aynı durumun tesis edilebileceği miktarda olmalıdır (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 05.03.2003 gün ve 2003/19-152 E. - 2003/125 K.; 29.09.2010 gün ve 2010/14-386 E. - 2010/427 K.; 15.12.2010 gün ve 2010/13-618 E. - 2010/668 K. sayılı kararı). Mahkemece, çekişmeli taşınmazın dava tarihinde kısmen tarla, kısmen meyva bahçesi niteliğinde olduğu kabul edilerek, gelir metoduna göre gerçek zarar tespit ettirildikten sonra, bilirkişi raporundaki hatanın re"sen düzeltildiği belirtilerek, ancak düzeltilen hatanın ne olduğu da açıklanmaksızın 110.604.-TL üzerinden, tapu kaydının iptal edilmesinin kamusal mecburiyetten kaynaklandığı belirtilerek, resen % 25 oranında hakkaniyet indirimi adı altında bir indirim yapıldıktan sonra, davacıların payı oranında tazminata hükmedilmiş ise de yukarıda açıklandığı üzere dava tarihinin değerlendirme tarihi olarak alınması, bilirkişi raporunda düzeltilen hatanın ne olduğu açıklanmadan re"sen bir düzeltme ve ayrıca hakkaniyet indirimi altında bir indirim yapılmış olması doğru değildir.
    O halde mahkemece, Kamulaştırma Kanununun 15. maddesi ile 6754 sayılı Bilirkişilik Kanununun 11. maddesine uygun olarak yeniden oluşturulacak bilirkişi kurulu aracılığıyla, taşınmazın tarla ya da meyve bahçesi olup olmadığı yönünde keşif zaptına geçirilecek gözlemler doğrultusunda net gelir yöntemine göre ve tapu iptaline ilişkin mahkeme kararının kesinleştiği tarihi itibarıyla taşınmazın değeri tespit ettirilmek suretiyle gerçek zarar miktarında herhangi bir indirim yapılmaksızın karar verilmeli, değerlendirme tarihi olan tapu iptal kararının kesinleştiği yıla ait ürün maliyet ve verim cetvelleri de ilçe tarım müdürlüğünden getirtilerek raporu denetleme imkanı sağlanmalıdır.
    Kabule göre de; dava dilekçesinde faiz başlangıç tarihi olarak tapu iptal tarihinin belirtildiği ve bu tarihten itibaren faiz talep edildiği halde; dava tarihinden itibaren faize hükmedilmesi ve davalı Hazine harçtan muaf olduğu halde; hükümle birlikte, ıslah tamamlama harcının da diğer yargılama giderleriyle birlikte Hazineden alınmasına karar verilmiş olması isabetsizdir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacılar ve davalı Hazine vekillerinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, Yargıtaydaki duruşma tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre takdir edilen 1480,00"er TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak kendisini vekil ile temsil ettiren davalı Hazineye; davalı Hazineden alınarak davacılara verilmesine, temyiz harcının istek halinde iadesine 16/05/2017 günü oy birliğiyle karar verildi.






    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi