16. Ceza Dairesi 2018/7410 E. , 2019/3229 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Ceza Dairesi
Suç : Silahlı terör örgütüne üye olma
Hükümler : Sanıkların TCK"nın 314/2, 53, 58/9, 63, 3713 sayılı Kanunun 5/1. 7/1 maddeleri uyarınca mahkumiyetleri kararına yönelik istinaf başvurularının düzeltilerek esastan reddi.
Bölge Adliye Mahkemesince verilen hüküm temyiz edilmekle;
Temyiz edenin sıfatı, başvurunun süresi, kararın niteliği ve temyiz sebeplerine göre dosya incelendi, gereği düşünüldü;
Sanık ... müdafiinin duruşmalı inceleme isteminin, ilk derece ve Bölge Adliye Mahkemesinde, silahların eşitliği ve çelişmeli yargılama ilkesi doğrultusunda, savunmaya yeterli imkanın sağlanması ve bu hakkın etkin şekilde kullandırılmış olması, temyiz denetiminde sınırsız şekilde yazılı savunma imkanının kullanılabilme olanağının bulunması karşısında savunma hakkının kısıtlanması söz konusu olmadığından, 01.02.2018 tarihli ve 7079 sayılı Kanunun 94. maddesi ile değişik CMK’nın 299/1. maddesi uyarınca takdiren REDDİNE;
Temyiz talebinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi;
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler, gerekçe içeriklerine göre;
1-Sanık ... yönünden yapılan incelemede;
Suç tarihinin ilk yakalama tarihi olan "20.09.2016" yerine ilk derece mahkemesinin karar başlığında tüm sanıklar için ayrı ayrı belirtilmeksizin “27/07/2016- 167/08/2016 - 21/09/2016 - 09/02/2017”, olarak, Bölge Adliye Mahkemesinin karar başlığında ise "16/07/2016" olarak yazılmasının mahallinde düzeltilmesi mümkün maddi hata olduğu,
Dosyada bu yönde her hangi bir iddia ve delil olmamasına karşın gerekçeli kararın 44. sayfasının 3. paragrafında sanığın Bylock isimli kriptolu haberleşme programı kullandığına yer verilmesinin yazım hatası olduğu değerlendirilmekle;
Yargılama sürecindeki usuli işlemlerin Kanuna uygun olarak yapıldığı, hükme esas alınan tüm delillerin hukuka uygun olarak elde edildiğinin belirlendiği, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde eksiksiz olarak sergilendiği, özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı, eylemin doğru olarak nitelendirildiği ve Kanunda öngörülen suç tipine uyduğu anlaşılmakla sair itirazların reddine ancak;
a-Anayasanın 138/1. maddesi hükmü, TCK"nın 61/1. maddesinde düzenlenen cezanın belirlenmesi ve bireyselleştirilmesine ilişkin ölçütlerle aynı kanunun 3/1. maddesi uyarınca; suçun işleniş biçimi, işlendiği yer ve zaman, meydana gelen tehlikenin ağırlığı göz önünde bulundurularak, hakkaniyete uygun bir ceza tayini gerektiği gözetilmeden, yetersiz gerekçe ile teşdidin derecesinde yanılgıya düşülerek yazılı şekilde karar verilmesi,
b-Takdiri indirim nedeni olarak; failin geçmişi, sosyal ilişkileri, fiilden sonraki ve yargılama sürecindeki davranışları, cezanın failinin geleceği üzerindeki olası etkileri gibi hususların göz önünde bulundurulması gerektiği gözetilmeden geçmişte hakkında herhangi bir suç kaydı ve sabıkası bulunmayan, dosyaya yansıyan olumsuz bir davranışı tespit edilemeyen sanık hakkında yalnızca yazılı şekilde yeterli olmayan gerekçe ile TCK’nın 62. maddesinin uygulanmasına yer olmadığına karar verilmesi,
2-Sanık ... yönünden yapılan incelemede;
Suç tarihinin ilk yakalama tarihi olan "26.07.2016" yerine ilk derece mahkemesinin karar başlığında tüm sanıklar için ayrı ayrı belirtilmeksizin “27/07/2016- 167/08/2016 - 21/09/2016 - 09/02/2017”, olarak, Bölge Adliye Mahkemesinin karar başlığında ise "16/07/2016" olarak yazılmasının mahallinde düzeltilmesi mümkün maddi hata olduğu,
Yargılama sürecindeki usuli işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, hükme esas alınan tüm delillerin hukuka uygun olarak elde edildiğinin belirlendiği, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde eksiksiz olarak sergilendiği, özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı, eylemin doğru olarak nitelendirildiği ve Kanunda öngörülen suç tipine uyduğu anlaşılmakla sair itirazların reddine ancak;
a- Anayasanın 138/1. maddesi hükmü, TCK"nın 61/1. maddesinde düzenlenen cezanın belirlenmesi ve bireyselleştirilmesine ilişkin ölçütlerle aynı kanunun 3/1. maddesi uyarınca; suçun işleniş biçimi, işlendiği yer ve zaman, meydana gelen tehlikenin ağırlığı göz önünde bulundurularak, hakkaniyete uygun bir ceza tayini gerektiği gözetilmeden, yetersiz gerekçe ile teşdidin derecesinde yanılgıya düşülerek yazılı şekilde karar verilmesi,
b- Takdiri indirim nedeni olarak; failin geçmişi, sosyal ilişkileri, fiilden sonraki ve yargılama sürecindeki davranışları, cezanın failin geleceği üzerindeki olası etkileri gibi hususların göz önünde bulundurulması gerektiği gözetilmeden, geçmişte hakkında herhangi bir suç kaydı ve sabıkası bulunmayan, gerekçeli kararın 32. sayfasının "d" bendinde belirtildiği şekilde dosya içerisinde 17/08/2017 tarihli herhangi bir duruşma tutanağı da bulunmadığı dikkate alındığında, dosyaya yansıyan olumsuz bir davranışı tespit edilemeyen sanık hakkında yazılı şekilde yeterli ve yerinde olmayan gerekçe ile TCK’nın 62. maddesinin uygulanmasına yer olmadığına karar verilmesi,
3-Sanık ... yönünden yapılan incelemede;
Suç tarihinin ilk yakalama tarihi olan "09.08.2016" yerine ilk derece mahkemesinin karar başlığında tüm sanıklar için ayrı ayrı belirtilmeksizin “27/07/2016- 167/08/2016 - 21/09/2016 - 09/02/2017”, olarak, Bölge Adliye Mahkemesinin karar başlığında ise "16/07/2016" olarak yazılmasının mahallinde düzeltilmesi mümkün maddi hata olduğu,
Yargılama sürecindeki usuli işlemlerin Kanuna uygun olarak yapıldığı, hükme esas alınan tüm delillerin hukuka uygun olarak elde edildiğinin belirlendiği, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde eksiksiz olarak sergilendiği, özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı, eylemin doğru olarak nitelendirildiği ve Kanunda öngörülen suç tipine uyduğu anlaşılmakla sair itirazların reddine ancak;
a- Anayasanın 138/1. maddesi hükmü, TCK"nın 61/1. maddesinde düzenlenen cezanın belirlenmesi ve bireyselleştirilmesine ilişkin ölçütlerle aynı kanunun 3/1. maddesi uyarınca; suçun işleniş biçimi, işlendiği yer ve zaman, meydana gelen tehlikenin ağırlığı göz önünde bulundurularak, hakkaniyete uygun bir ceza tayini gerektiği gözetilmeden yetersiz gerekçe ile teşdidin derecesinde yanılgıya düşülerek yazılı şekilde karar verilmesi,
b- Takdiri indirim nedeni olarak; failin geçmişi, sosyal ilişkileri, fiilden sonraki ve yargılama sürecindeki davranışları, cezanın failin geleceği üzerindeki olası etkileri gibi hususların göz önünde bulundurulması gerektiği gözetilmeden, geçmişte hakkında herhangi bir suç kaydı ve sabıkası bulunmayan, gerekçeli kararın 35. sayfasının "d" bendinde belirtildiği şekilde dosya içerisinde 17/08/2017 tarihli herhangi bir duruşma tutanağı da bulunmadığı dikkate alındığında, dosyaya yansıyan olumsuz bir davranışı tespit edilemeyen sanık hakkında yazılı şekilde yeterli ve yerinde olmayan gerekçe ile TCK’nın 62. maddesinin uygulanmasına yer olmadığına karar verilmesi,
Kanuna aykırı, sanıklar ... ve... ile sanıklar müdafilerinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin bu sebeplerden dolayı CMK"nın 302/2. maddesi uyarınca ayrı ayrı BOZULMASINA, sanıkların tutuklulukta geçirdiği süre, bozma nedeni, atılı suç için kanun maddelerinde
öngörülen ceza miktarı ve mevcut delil durumu gözetilerek tahliye taleplerinin reddi ile tutukluluk hallerinin ayrı ayrı devamına, 28.02.2019 tarihinde yürürlüğe giren 20.02.2019 tarih ve 7165 sayılı Kanunun 8. maddesiyle değişik 5271 sayılı Kanunun 304. maddesi uyarınca dosyanın Adıyaman 2. Ağır Ceza Mahkemesine, kararın bir örneğinin bilgi için Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 07.05.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.