23. Hukuk Dairesi 2016/891 E. , 2016/1904 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının bozma ilamına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı vekili, davalının davacı kooperatifin üyesi olduğunu, 2003-2004-2005-2006 yılına ait gecikme zammı ile birlikte toplam 19.794,00 TL sulama borcunun bulunduğunu,... İcra Müdürlüğü"nün 2007/612 esas sayılı dosyasından alacağın tahsili için icra takibi başlatıldığını, ancak davalının borca itiraz ederek takibin durdurulmasını sağladığını ileri sürerek, icra takibinin borç ve gecikme zammı toplamı 19.794,00 TL olarak devamını ve % 40 icra inkâr tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacı kooperatif tarafından müvekkil aleyhine... İcra Müdürlüğü"nün 2007/612 esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, yapılan takipte müvekkilinden 17.974,00 TL asıl alacak talep edildiğini, takip tarihinden öncesine ilişkin olarak faiz talep edilmediğini, borcun nedeni olarak 2002-2003-2004-2005-2006 yıllarına ait sulama borcuna ait asıl alacak olarak gösterildiğini, ancak davada 2003-2004-2005-2006 yıllarına ait sulama bedellerinin gösterildiğini, davalı ..."in asıl borçlu, ..."in kefil olarak gösterilerek asıl alacağın faizi ile birlikte 19.794,00 TL olduğunu, davacı tarafın öncelikle asıl alacak miktarı ile buna ilişkin talep ettikleri faiz miktarı ve oranını açıkça belirtmediğini, davacının takip talebinde talep etmediği miktarı, niteliği gereğince itirazın iptali davasında talep edemeyeceğini, ..."in kefil olarak imzası alındığını, yapılan protokolde kefalet limitinin belirtilmediğini, ayrıca tarihinde belli olmadığını, bu yönü ile bu protokol kefil açısından geçerli olmayıp kefilden herhangi bir talepte bulunulmasının mümkün olmadığını, likit olmayan bir alacaktan dolayı da tazminat istenemeyeceğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, 29.03.2011 tarihli davanın ... yönünden kabulü ile 15.105,22 TL asıl alacak ve 4.688,78 TL üzerinden devamına, takip tarihinden itibaren asıl alacağa icra takibinde talep edilen aylık %10 faiz oranını geçmemek kaydıyla davacı kooperatifin borçlarına dava dışı kredi kurumu olan..."nin uyguladığı değişen oranlarda faiz oranlarının uygulanmasına, alacağın likit olduğu anlaşıldığından asıl alacak üzerinden hesap edilen 6.042,08 TL icra inkâr tazminatının davalıdan tahsiline dair verilen kararın davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine, Dairemizin 27.02.2012 tarih ve 2012/753 esas, 2012/1451 karar sayılı ilamıyla davacı tarafın takipte işlemiş faiz miktarıır göstermediği. bu nedenle işlemiş faiz talep etmediği gerekçesiyle sadece 15.105,22 TL asıl alacak yönünden davanın kısmen kabulüne ve faiz alacağına ilişkin talebin reddine karar verilmesinin dosya kapsamına ve 6100 sayılı HMK"nın 26. (HUMK"nın maddesindeki taleple bağlılık ilkesine) uygun düşmediği, mahkemece gerek davacı tarafın 16.04.2009 tarihli .../...
açıklama dilekçesinde ileri sürdüğü hususlar gerekse de bilirkişi raporunda belirlenen asıl alacak ve işlemiş faiz miktarları karşısında davanın kabulüne karar vermek gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmadığı belirtilerek, davalı yararına bozulması üzerine bozma ilamına uyularak bozma ilamı doğrultusunda davanın kısmen kabulü ile % 40 oranında icra inkâr tazminatına hükmedilmesine karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı doğrultusunda inceleme yapılıp hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, bozmanın kapsamı dışında kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazları incelenemeyeceğine göre, davalı vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 28.03.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.